Make it happen translate Turkish
1,485 parallel translation
And we will pay to make it happen.
Ve biz bunu gerçekleştirmek için ödeme yapacağız.
We gonna make it happen, OK?
Bir şekilde halledeceğim, tamam mı?
You can make it happen...
Onu mutlu edebilirsiniz...
Make it happen.
Olmasını sağla.
You don't think I can make it happen?
Yapamayacağımı mı düşünüyorsun?
Look, Charlie, I need $ 29,000 to make it happen.
Dinle, Charlie, Bu iş için 29,000 $'a ihtiyacım var.
And you know I can make it happen, and you know you want in on this.
Bu işi kıvırabileceğimi biliyorsun ve bunu sen de çok istiyorsun.
Yeah, you wish for something and I try and make it happen.
Bir dilek tut, ben de gerçekleştirmeye çalışayım.
Let's get excited. Let's make it happen.
Hadi coşalım ve herşeyi oluruna bırakalım!
Make it happen, Luanne.
Yardım getir, Luanne.
You just make it happen.
Ne yap ne et çaresine bak.
Make it happen.
Mutlaka bitsin.
Ok, make it happen.
Tamam. Ayarlayın.
Yeah, for some reason I think the saying it might make it happen.
Evet, bir nedenden ötürü onu söyleyince sanki gerçekleşecek gibi geliyor.
All right, let's make it happen.
Haydi, yapalım.
Just make it happen.
Bunu gerçekleştir.
So make it happen, quickly.
O yüzden bunun gerçekleşmesini sağla, hızlıca.
Make it happen.
Bu işi oldur.
You got the grid, corporal, make it happen.
Koordinatları aldınız.
Make it happen, Wallace.
Dediğimi yaptır, Wallace.
Just pick somebody, and I'll make it happen.
Hadi seç birini ve ben ayarlayayım.
Make it happen.
Sakın unutma bizi listeye eklemeyi.
He's got the money to make it happen.
Yapmak için parası var.
Let's make it happen.
Halledelim şu işi.
Make it happen, man.
Hallet bu işi.
Hey, man, we gotta make it happen, man.
Bu işi halletmeliyiz artık.
But this town could be great for your mother again, and I know three people who can make it happen.
Ama bu şehir anneniz için yeniden güzelleşebilir. Üstelik bunu yapabilecek üç kişi tanıyorum.
Best way to make it happen was to kill myself.
Bunu yapabilmenin en iyi yolu da, kendimi öldürmekti.
- Make it happen.
Hemen hallederim.
All right, well, tell me what you need. I'll make it happen.
Bunun için neye ihtiyaç duyarsan söyle, ben temin ederim.
I know the Lord will make it happen.
Tanrı isterse olur.
Well, get on it and make it happen.
Ben hallederim. Hallet ve gerçekleştir.
Just make it happen.
Sadece elindekileri kullan.
Right. So then Alston's got no choice but to make it happen.
Bu yüzden Alston'un bunu yapmaktan başka seçeneği yokmuş.
- Make it happen.
Bu işi hallet.
Well, get on it and make it happen.
Hallet ve gerçekleştir.
That's why you left the C-4 in Sayid's bag because you wanted me to make it happen.
Bu yüzden c4'ü Sayid'in çantasında bıraktın. bu yüzden bunu yapmamı istedin.
- Make it happen, Ziva.
Ara o zaman, Ziva.
I will make it happen.I'm going down there myself.
Onu da halledeceğim. Oraya bizzat kendim gideceğim.
.. and its them that`ll make it happen.. just watch me..
Ve bu insanlarla birlikte... sen de göreceksin.
To make it happen, we have to get the legislation we wrote through the state legislature and then signed by the governor.
Bunun gerçekleşmesi için, Parlamento'ya yolladığımız yasamanın yönetici tarafından imzalanması gerekiyor.
I hope you find what you're looking for tonight, because this waking moment, on this planet, is our one chance to make it happen.
Çünkü bu gezegen üstünde, bir uyanış yaşıyoruz ve hayallerimizi gerçekleştirmek için bir şansımız var.
Make it happen.
Olmasını sağlayın.
- Hey, man. If I say I'm gonna make something happen, I make it happen, all right?
Ben bir şeyi yapacağım dediysem, mutlaka yaparım, tamam mı?
Make it happen.
Halledein bu işi.
It can be a headache but I can make him to happen
Biraz başım dönmesi birazda baş ağrısı olur ama sanırım yapabilirim.
Daddy doesn't do'em, you can't make me do'em, it's not gonna happen.
Baban binemeyecek. Babanı kimse bindiremez. Öyle bir şey olmayacak.
We gotta make the best of this situation, and it's not gonna happen if we're all arguing.
Bu durumdan en iyi şekilde kurtulmalıyız ve hepimiz tartışırsak bu olmayacak.
In that case, make sure I don't see it happen.
O hâlde, bunu görmediğimden emin ol.
He has three horses in training, but he's yet to win his first race, and I think he'll pay whatever it takes to make that happen.
Üç at yetiştiriyor ama henüz bir galibiyeti yok. Bence kazanmak için varını yoğunu ortaya koyar.
Oh... oh... I'll make it happen.
Yapacağım.
make it rain 28
make it count 38
make it work 61
make it last 17
make it up 16
make it two 94
make it stop 329
make it so 49
make it 257
make it look good 18
make it count 38
make it work 61
make it last 17
make it up 16
make it two 94
make it stop 329
make it so 49
make it 257
make it look good 18
make it better 21
make it quick 271
make it right 27
make it look like an accident 16
make it fast 95
make it yourself 18
make it good 37
make it a double 43
make it hurt 16
make it go away 36
make it quick 271
make it right 27
make it look like an accident 16
make it fast 95
make it yourself 18
make it good 37
make it a double 43
make it hurt 16
make it go away 36