Make it last translate Turkish
732 parallel translation
You can make it last, dear.
Bunu sen yapabilirsin, hayatım.
If we are to reach Timor alive, we must make it last 20, 40, 50 days.
Timor'a canlı varacaksak, 20, 40, 50 gün yetmeli.
We can make it last an entire lifetime, Agnès.
Tıpkı ömrümüzün son anıymış gibi...
They spoil romance by trying to make it last forever.
Sonsuza dek sürdürmek ister ve sevgiyi öldürürler.
Well, try to make it last, will you?
Öyleyse, çabuk bitirmemeye çalış, olur mu?
You'll see that I'll make it last a month!
Göreceksin, bu parayla en az bir ay geçiniriz!
They make it last week, boss.
Geçen hafta yaptılar patron.
- We didn't make it last year either?
- Geçen yıl da mı gidememiştik?
Make it last for ever
Sonsuza dek sürdüreceğim
Flip did tell you about why I couldn't make it last night, didn't he? Yeah.
Flip dün gece neden gelemediğimi söyledi, değil mi?
Can you make it last a long, long time?
Bunun uzun sürmesini sağlar misin?
But don't make it too long. You know that bottle won't last very long.
Gecikme ama, o şampanyanın uzun süre dayanacağını sanmam.
Then suddenly... suddenly, last night, she changed, asked if they could make it up.
Edna onun gittiğini görmekten mutlu olacaktı. Sonra aniden dün gece aniden değişti. Barışıp barışmadıklarını sordu.
That means it's his last chance to make a getaway.
Bu da demek oluyor ki kaçmak için son şansı burası.
We're gonna make the word "government" poison to them if it's the last thing we do.
Yapacağımız son şey bile olsa "devlet" kelimesini onlar için ölümcül bir zehir haline getireceğiz.
Like the fellas. We've got to end this damn war... and make it the last.
Bu canına yandığımın savaşını bitirmek gerek.
I'll make that Chinese talk if it's the last thing I do.
Hayatım pahasına da olsa o Çinliyi konuşturacağım!
Ah, it's all right. Only the last line don't make sense.
Tamam ama sadece son satırı anlamsız.
They tell me you tried to go over the wall the last time you were in here, but you couldn't make it.
Buradaki son seferinde o duvarı aşmayı denediğini söylediler... ama başaramamışsın.
But this will be your last, so make the most of it.
Ama bu sonuncu olacak, o yüzden tadını çıkar.
We'd better make this one, or Shorty'll never let us hear the last of it.
Bu kez başarsak iyi olacak, yoksa Bücür sonuna kadar vızıldamaya devam edecek.
Last year it was kill Japs, and this year it's make money.
Geçen yıl Japon öldürme zamanıydı, bu yıl ise para kazanma zamanı.
As a good last gesture just shoot straight and make it fast, will you?
Son bir jest yap ve beni vur. Hem de çabuk olsun.
If, for instance, somebody rents a whole hotel at Cap d'Antibes, France for the entire season, just to make sure he can have it the last two weeks in August and if somebody else doesn't keep it quiet
Mesala bakın, biri Ağustos'un son iki haftasında yer bulmayı garantilemek için, Fransa'nın Antip burnunda koca bir oteli kiralayabiliyorsa, ve birileri bundan söz ediyorsa, insanlar bazı Güney Amerika kentlerindeki küçük kahvelerde bu haberleri okuyabiliyorlar.
Even if I could make out clear every last thing about him... body and soul... had words to tell... don't know as it would help.
Onun bedeni ve ruhu hakkında söyleyebileceğim en son şey... söyleyebileceğim en son şey... kelimeler onu anlatmaya... yetmez.
This is open range and I'm going to make the most of it while it last.
Bu açık menzildir ve sonundan vazgeçmeden en iyisini yapacağım.
Make it strong so it'll last, for you and for me.
Sağlam yap ki hem sana hem de bana yarasın.
My last wishes, if I don't make it.
- Eğer başaramazsam, son dileğim.
That's the spirit. Now, this may be the last Christmas party we're going to throw here, so let's make it a lulu.
Bu bizim buradaki son Noel partimiz olabilir o yüzden de en görkemlisinden olsun.
Well, the mail boy we had last year, I told him to go over and make a big show of what we gave him, and it worked.
Geçen yılki postacı çocuğa, oraya gidip bizim verdiğimizle övünmesini söylemiştim, işe yaramıştı.
Make it the reason for your existence, the thing that contains everything, that becomes everything, because your dedication to it makes it last forever?
Varlığının nedeni yapabilir miydin onu? O neden her şeyi kapsasın, her şeyin olsun... senin bir şeye kendini adaman, onu sonsuz kılar, değil mi?
Can you make it all day, after last night?
Dün geceden sonra bütün gün çalışabilecek misin?
I don't believe it. Pardoned? Yes, the news came last night, but the warden wanted to make sure.
Haber dün akşam geldi, ama emin olana kadar sana söylemek istemediler.
We'll make a big blaze now. It'll last all night.
Şimdi, gece boyu yanacak büyük bir ateş yakalım.
I'll make her marry Mr Blifil here if it's the last thing I do.
Yapacağım son şey bile olsa Billfill'le onu evlendireceğim.
Unfortunately, we settled the question of accidental war last week... so we can't make use of it today.
Geçen hafta, kazara çıkabilecek savaş konusunu tartışıp kapatmıştık... o konuya bugün devam etmeyeceğiz.
It would make my waiting worth these last two years.
Bu benim son iki yıIdır beklememe değecek.
- Maybe you better make it the last.
- Belki sonuncusu olsa, iyi olur.
Well, it's the last water until we get to the mountains, so make the most of it.
Bu dağlara varıncaya kadar son suydu, en iyisini yapın.
If you don't kill me right now, it will be the last mistake you ever make.
Eğer beni öldürmezsen, bu yaptığın son yanlış olur.
The last boat is leaving the dock, I must make it.
Son gemi rıhtımdan ayrılıyor. Bunu yapmalıyım.
Every time in the last year that I've dared take a woman to dinner... or been reckless enough to bring her home to meet you... you've done all you could to make her unwelcome. Well, I've had it.
Geçtiğimiz yıl boyunca bir kadını her yemeğe çıkardığımda ya da sizinle tanıştırma gafletinde bulunduğumda onu rahatsız etmek için elinizden geleni yaptınız.
If anybody else calls out, it'll be the last call they make!
Biriniz daha karışacak olursanız, bu çıkaracağınız son ses olacak.
Therein the importance of France becomes clear, as France becomes, in this new division, the outer edge, the last bastion on the Atlantic of this immense continent, faced with another large continent, America, which is ready to take over the ancient order of things, the ancient riches and capitalist creeds, the ancient gold and the ancient man, in order to make it their last refuge, their last fortress, and their last army.
Fransa bu yeni bölümde, bu dış kenarda bu muazzam kıtanın Atlantik'teki son tabyası olurken ve başka büyük bir kıtanın, kendilerinin son sığınaklarını son kalelerini ve son ordularını yapmak için eski zenginlikleri ve kapitalist öğretileri eski altınları ve eski adamları eski dünya düzenini ele geçirmeye hazır olan Amerika'yla yüz yüze gelirken bu sayede Fransa'nın önemi daha da anlaşılıyor.
Last night, tonight. What difference does it make?
Ha dün gece, ha bu gece, ne fark eder?
Make it better than you did last time.
Geçen sefer yaptığından daha iyi yap.
It's his last day in the resort. Let's make it a lulu.
Tatil köyündeki son günü herifi Leyla yapalım.
It was comparable to say "Caveira and Tíbias" in Yale, something that if does not have to make.
Bunu Yale'de, Kemikler ve Kurukafalar'dan bahsetmekle karşılaştırabilirsiniz. Bunun yapmamanız beklenir.
It seems this stingy principal is going to make us wish for last year.
Şu pinti müdür, anlaşılan, bize geçen seneyi mumla aratacak.
Well, I've been in so many places the last few years it doesn't make any difference anymore.
Son birkaç yıldır bir sürü yere gittim artık hiçbir şey fark etmiyor.
Make it redder, it brings good luck!
Daha da kırmızılaştır, şans getirir.
make it happen 119
make it rain 28
make it count 38
make it work 61
make it up 16
make it two 94
make it stop 329
make it 257
make it better 21
make it look good 18
make it rain 28
make it count 38
make it work 61
make it up 16
make it two 94
make it stop 329
make it 257
make it better 21
make it look good 18
make it so 49
make it right 27
make it quick 271
make it look like an accident 16
make it fast 95
make it yourself 18
make it hurt 16
make it a double 43
make it good 37
make it go away 36
make it right 27
make it quick 271
make it look like an accident 16
make it fast 95
make it yourself 18
make it hurt 16
make it a double 43
make it good 37
make it go away 36
make it snappy 58
make it three 31
it lasted 20
last 242
last tuesday 30
lasting 19
last night 2619
last summer 85
last stop 43
last call 86
make it three 31
it lasted 20
last 242
last tuesday 30
lasting 19
last night 2619
last summer 85
last stop 43
last call 86
last year 868
last night was fun 21
last christmas 29
last weekend 41
last time i saw you 136
last name 76
last but not least 41
last week 809
last chance 330
last month 210
last night was fun 21
last christmas 29
last weekend 41
last time i saw you 136
last name 76
last but not least 41
last week 809
last chance 330
last month 210