English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ M ] / Make it two

Make it two translate Turkish

1,024 parallel translation
Make it two.
İki olsun.
If I can make it two ways instead of one, all the better.
Eğer işimi bir yerine iki yöntemle yapıyorsam, daha iyidir.
- Make it two.
- İki olsun.
Make it two.
İki tane yap.
On second thought, make it two.
Düşündüm de iki tane olsun.
Make it two.
- İki olsun.
Make it two.
- İki tane olsun. - Peki.
- l make it two of them. - Three.
- İkisini görebiliyorum.
- Make it two of'em.
- iki olsun.
- Could you make it two?
- İki yapabilir miyiz onu?
We can make it in two days.
İki güne ulaşabiliriz.
Well I suppose it's a desire to achieve, to earn my keep, to stand on my own two feet instead of my father's fortune, and to make my own place in the world.
Sanırım bu öyle bir arzu ki başarı elde etme, ekmek paramı kazanma, ayakta babamın servetiyle durmaktansa kendi emeğimle durma arzusu. Bir de şu dünyada kendime bir yer edinme arzusu.
If we're lucky, we oughtta make it in two nights, maybe three, if we don't run into more Apaches.
Eğer şanslıysak, Apaçilere rastlamadığımız takdirde 2 bilemedin 3 gecede oraya varırız.
- Make it two!
- Çorba, salata, ekmek.
If, for instance, somebody rents a whole hotel at Cap d'Antibes, France for the entire season, just to make sure he can have it the last two weeks in August and if somebody else doesn't keep it quiet
Mesala bakın, biri Ağustos'un son iki haftasında yer bulmayı garantilemek için, Fransa'nın Antip burnunda koca bir oteli kiralayabiliyorsa, ve birileri bundan söz ediyorsa, insanlar bazı Güney Amerika kentlerindeki küçük kahvelerde bu haberleri okuyabiliyorlar.
- Make it two.
- İkişer tane olsun.
We ought to make it transportation for two.
İki kişilik bilet almamız gerekecek.
In a year or two, it'll be a CBE, and if all goes well, when I retire, they'll probably make me a KBE.
Bir, iki yıl içinde kraliyet komutanı madalyası alırım. Ardından emekli olduğumda da muhtemelen şövalye yaparlar.
It takes two to make a trade.
Ticaret için iki taraf gerekir.
Lieutenant Schaeffer, take two men to Fort Laramie, make it fast.
Teğmen Schaeffer, iki adam alın ve Laramie kalesine gidin, çabuk olun.
I asked Edward to set two extra places. Make it three.
Edward'a öğle yemeği için iki tabak daha koymasını söyledim.
It's refreshing to find a husband who refuses to make two and two add up to five.
İki ile ikinin dört ettiğini reddeden bir koca bulmak ferahlatıcı.
Get two if it'll make you feel better.
Hatta kendini daha iyi hissedeceksen iki tane yaptır.
I hope, when this is all over, you'll let me try to make it up to you over a table for two in a dark café.
Umarım bu iş sona erince, sizinle barışmak için... kuytu bir kafede bir masada oturabiliriz.
I got word today that there's a law being passed in a month or two that will make it possible for men like Kelly to take their Japanese brides back to the States.
Bugün bir haber aldım. Bir iki ay içinde yürürlüğe girecek bir yasa çıkıyormuş. Kelly'nin durumunda olan askerler Japon eşlerini artık Birleşik Devletler'e götürebilecek.
It takes two to make peace.
Güzellikle halletmek çok zor.
What difference does it make if it's two people instead of one?
Bir kişi yerine iki kişi olsa ne farkeder ki?
It doesn't really make much difference whether it's two weeks or days now.
İki hafta ya da birkaç gün beklesen de bir şey fark etmez.
It may take me a month, two, six months, but I'll make them review my case.
Bu benim bir, iki, altı ayımı alabilir. ama onlara benim durumumu anlatacağım.
Can you two make it on your own?
Sizi ikiniz eve dönmeyi başarabilecek misiniz?
- We can make it with two.
- Iki kisi yeter.
Only two things to learn in my business : How to fake it, make it look real... and how to land so you don't hurt yourself.
Benim işimde öğrenilecek iki şey var... numara yapıp inandırıcı olmak... nasıI düşeceğini bilip bir yerini incitmemek.
Two years ago, I wanted to make it on the stage
İki yıl önce, kendimi ilk olarak sahnede kabul ettirmek istedim.
I was all ready to make a hit... and you two young punks come along, foul it all up.
Tam voliyi vuracakken iki genç serseri gelip işleri berbat ettiniz.
It takes two to make a fight.
Kavga için iki kişi gerekir.
At the most, you'll have two hours before the army, navy, air force, marines move in and make you put it back.
Ordu, donanma, hava kuvvetleri ve özel kuvvetlerin gelip sana onları yerine koydurmadan önce en fazla iki saatin olacak
It was to make time for the two of us.
İkimiz için de zamandan kazanmak için.
Two ounces isn't much of a lead. I might make it up tomorrow.
İki onz yenmeye yetmez.Yarın onu geçerim.
I'll make him a Manhattan with two cherries in it.
İçinde iki vişneli bir Manhattan yapacağım onun için.
It would make my waiting worth these last two years.
Bu benim son iki yıIdır beklememe değecek.
We got a deadline with the Doctor in two and a half days and we've got to make it.
Doctor ile aramızda iki buçuk günlük süre var. Geçmek zorundayız.
You know, I think it's just a matter of putting two and two together to make three. You know there is...
Düşünerek bir sonuca ulaşabiliriz.
We got two more cars to go, eightball, don't make a career out of it.
Sırada iki araba daha var koca kafa! Orada kariyer yapma.
The answer is it takes two to make it.
Cevabı iki şeyde saklı.
- Two choppers would make it pay.
- İki helikopterle çalışabiliriz.
Two won't make it on that horse.
Bir ata iki kişi fazla.
- You'll make it. You've got two hours.
- Sen yapacaksın. 2 saatiniz var.
It'll take at least two or three of them to get the engines up to power. Then we'll make it, sir, if all goes right.
Motorlara güç verilmesi için şimdi iki ya da üç tanesi gerekli.
Two rice balls aren't enough, but I may make it to the Ayuzawa house.
İki pirinç topağı yetmez ama Ayuzawa'nın evine gitmeyi başarabilirim.
It takes two to make a rotten marriage.
Bir evliliğin bozulmasından iki kişi de sorumludur.
"I just don't believe it." I mean, if two guys like you and Ted can't make it, what hope is there for the rest of us?
Sizin gibi bir çift, Ted başaramıyorsa geri kalanların ne şansı kalıyor?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]