Neither could i translate Turkish
155 parallel translation
Neither could I.
Ben de uyuyamadım.
Now that you've brought it up neither could I.
Şimdi gösteriyorsun ya,..... ben de kıyamadım.
Neither could I, Momo.
Benim de Momo.
Neither could I.
Ben de olamam!
- Neither could I.
Ben de.
Neither could I.
Ben de inanamamıştım.
Neither could I be a good son nor a good brother -
Ne iyi bir evlat, ne de iyi bir kardeşim oldu.
Neither could I love anybody nor could I belong to anyone -
Ne ben birini sevebildim, ne de beni seven oldu.
- Neither could I.
- Ben de.
But neither could I have dreamt of meeting someone as beautiful and perfect and smart as you.
Çünkü senin kadar güzel, kusursuz, zeki birini nasıl hayal edebilirdim?
Well, neither could I.
Yani, ben de beceremedim.
Neither could I.
Ben de.
You couldn't stop him, neither could I?
- Onu durduramazdın, ben de öyle.
Yeah, neither could I.
Evet, ben de
Neither could I.
Ben de uyuyamamıştım.
- Neither could I.
- Ben de öyle.
And neither could I until I found out the accident happened in Shuster's Gorge.
Ben de öyle, ta ki kazanın Shuster Boğazı'nda olduğunu duyana kadar.
- Neither could I.
- Ben de kalamıyordum.
Neither could I.
Ben de çıkartamamıştım.
Neither could I.
Ben de edemezdim.
The wait staff couldn't wait any longer and neither could I.
Personel daha fazla bekleyemezdi. Ben de öyle.
Neither could I, actually.
Aslında ben de!
I couldn't care less and neither could you.
Hiç umumrsamıyorum, siz de öyle.
The scream grew more and more remote and I realized the melancholy fact that neither tomorrow nor Friday nor any other day or night could I make myself put her to death.
Kafamdaki çığlık giderek yok oldu... ve şu üzücü gerçeği anladım, ne yarın, ne cuma : ne de başka bir gün ya da gece... onu öldüremeyecektim.
- Neither side felt they could pull out. - Yes, I remember.
- İki taraf kurtulamayacağını anladı.
But with a son who is neither consenting nor dissenting there was nothing I could do.
Ama oğlum ne her şeye rıza gösteren ne de karşı çıkan biri olduğundan,... yapacak bir şeyim yoktu.
Charity's one thing I never could abide, and won't neither.
Ben asla sadaka, bağış gibi yardımları kabul etmem.
Neither can I, but my master, foreseeing such a possibility... recited it to me, so I could commit it to heart.
Ben de. Fakat efendim bu olasılığı öngörerek kalbe teslim edebilmem için bana onu ezberletti.
My wife got something from these two women, something that neither doctors nor I could give her, something she needed, so she went with them.
Karım bu kadınlardan bir şey aldı. Doktorların ona veremediği bir şey benim de veremediğim. onun ihtiyacı olan bir şey. Bu yüzden onlarla gitti.
Neither do I, but I could be wrong.
Ben de, ama yanılıyor olabilirim.
Even if I could, neither of us would want it.
Yapabilseydim bile, ikimiz de bunu istemezdik.
I guess Fang Zuguang hasn't left, hence neither could they.
Sanırım Fang Zuguang daha gitmemiş... o nedenle bu kadar azız!
Neither do I. We could just skip town... borrow some bus fare.
Ben de. Kaçıp gidebiliriz. Otobüs parasını birinden ödünç alırız.
Neither the earth itself, nor mountains of gold, neither joy nor fear could make me change my mind. I have given my word. I won't take it back.
Ne dünyanın kendisi, ne de altından dağlar, ne neşe ne de korku değiştirmemi sağlayabilirdi fikrimi.
I could identify'em, but neither one of them was the type to pull something'like this.
- Kahretsin, 50 kez söyledim, evet. İkisi de böyle bir şey yapacak tipler değil.
Neither the food deprivations nor the cellar confinements could overcome Toinette's frustration of being too small to play the viol.
- Ne yiyecekten mahrum kalmak ne de mahzene kapatılmak Toinette'i vazgeçiremedi.
Of course, if I were in your position and you were still in your position neither one of us could do very much for the other.
Tabii ben senin durumunda, sen de senin durumunda olsaydın ikimiz de birbirimiz için bir şey yapamazdık.
I have lived with a fragile faith built on vague memories..... from an experience that I could neither prove nor explain.
Ne açıklayabildiğim ne de kanıtlayabildiğim bir deneyimden oluşan silik hatıralar üzerine kurulmuş, çok narin bir inançla yaşadım.
I lack neither fortune nor position... and never could I be so important in a man's eyes as I am in my father's.
Hem toplum içindeki statüm hem de maddi durumum yerinde. Ayrıca hiçbir erkeğin gözünde, babamın gözündeki kadar değerli olamam.
I just wish we could have a relationship where neither one of us is the man.
Keşke ikimizin de erkek olmadığı bir ilişki yaşasaydık.
Even if it were true, I could never in a million years sell that to Washington, and neither could you.
Bu doğru olsaydı bile, aradan milyon yıl da geçse ne sen ne de ben bunu Washington'a söyleyemezdik.
Shary, you did the best you could... but you can't change this family, and neither can I.
Shary, elinden geleni yaptın.
I had to recognize that she could command neither respect nor loyalty from her subordinates. Was she even given a chance? Probably not.
Ve yayıncı olarak, çalışanlarından ne saygı, ne de bağlılık görmediğini, göz önünde bulundurmak zorundaydım.
I couldn't go through with it and neither could he.
Ben de, o da bunu yapamazdık.
Well, neither am I. How could I be?
Aslında ben de değilim. Nasıl olabilirim ki?
I cannot tell one from the other, neither could the other mother.
Öyle çok benzerler ki birbirlerine ; Onları birbirinden ne ben ayırabilirim ne de başka bir anne.
I could fiind neither rickshaw nortaxi.
Çekçekli taksiyi zorla bulabildim.
Neither you nor I could draw out Tetsusaiga.
Ne sen ne de ben Tetsusaiga'yı çıkartamadık.
I could be clear and say as well that I never thought... neither before nor after I left... I'd find elsewhere what I wasn't given here.
Dürüst davranabilirim, hiç düşünmediğimi söylediğimdeki gibi ne öncesinde ne de sonrasında burada bulamadığım şeyi başka bir yerde de bulamadım.
Neither did I. For the rest of the weekend could you please remember
Projeyi kimin yönettiğini unutmamaya çalışır mısın?
As a student of history, I could be shocked... neither by his audacity, nor his success.
Bir tarih ögrencisi olarak, ne saygisizligindan, nede basarilarindan, soke olabilirim.
could i ask you something 32
could i have a glass of water 17
could i ask you a question 18
could i 329
could it be 107
could i talk to you 20
could i just 20
could it 82
could i speak to you 16
could i have a word with you 33
could i have a glass of water 17
could i ask you a question 18
could i 329
could it be 107
could i talk to you 20
could i just 20
could it 82
could i speak to you 16
could i have a word with you 33
could i talk to you for a second 33
could i have your attention 27
could i have a word 57
could i talk to you for a minute 21
i don't care how long it takes 27
i mean 97485
i lost my mind 16
i know 63170
ines 33
i love my sister 16
could i have your attention 27
could i have a word 57
could i talk to you for a minute 21
i don't care how long it takes 27
i mean 97485
i lost my mind 16
i know 63170
ines 33
i love my sister 16
i love you 17750
it's fine 7136
i don 542
irene 487
i'm fine 13072
i am 12154
i do 17590
i just 13298
i don't think so 6892
it is 11007
it's fine 7136
i don 542
irene 487
i'm fine 13072
i am 12154
i do 17590
i just 13298
i don't think so 6892
it is 11007
it's not fair 795
ivan 848
in fact 10253
i'm too old for this shit 16
irma 94
imbecile 102
iris 595
india 252
internet 115
i did 11059
ivan 848
in fact 10253
i'm too old for this shit 16
irma 94
imbecile 102
iris 595
india 252
internet 115
i did 11059