English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ N ] / No one knows

No one knows translate Turkish

3,709 parallel translation
No one knows what causes it.
Kimse sebebini bilmiyor.
No one knows where their bodies are...
Cesetlerin nerede olduğunu kimse bilmiyor.
Well, if no one knows what this Sally looks like, then how about we just get someone to pretend that he's Sally.
Eğer kimse Sally'nin suratını görmediyse onun yerine birini geçirelim, Sally'ymiş gibi davransın.
No one knows... that Mills was out of town except Danette.
Mills'in şehir dışında olduğunu Danette dışında kimse bilmiyor.
These hidden 36, no one knows who they are.
Bu saklı 36 kişinin kim olduğunu hiç kimse bilmiyor.
No one knows, but if you ask me, he's the reason they came up with the term "glass closet."
- Kim bilir ama bana sorarsan, "camdan dolap" terimini onun için buldular.
Peg-leg Pete here gets to keep his job and no one knows shit.
Tahta bacak Pete işini koruyacak ve kimse bir halt öğrenmeyecek.
I mean, no one knows numbers these days.
Bu günlerde kimse numaraları ezberlemiyor.
No one knows about her kid anyway.
Çocuğundan da kimsenin haberi yok.
No one knows we're out here, and we've got no food or water.
Burada olduğumuzu bilen yok ve ne yiyeceğimiz ne de suyumuz var.
That explains why no one knows the guy.
Bu yüzden kimse bu adamı tanımıyor.
No one knows it in Florida.
Florida'da kimse bilmiyor.
Great man, genius, and no one knows it.
Harika adamsın, zeki ama kimse bilmiyor.
No one knows we're there.
Hiç kimse bizim nerede olduğumuzu bilmiyor.
What I know, no one knows.
Kimsenin bilmediklerini biliyorum.
No one knows Rudolph Martin.
Kimse Rudolph Martin'i tanımıyor.
No one knows what he looks like,
Ona ulaşmak şöyle dursun...
No one knows.
Kimse bilmiyor.
There's an amazing diner no one knows near here. I'll let you in on the secret.
Buraya yakın kimsenin bilmediği bir restoran var.
No one knows why.
Kimse nedenini bilmez.
But no one knows your name yet.
Ama henüz senin adını bilen yok.
But no one knows about me. - l do.
- Ama hiç kimse benimle ilgili hiç bir şey bilmez.
Either he's out all day and no one knows where he is or he just sleeps.
Ya tüm gün dışarıda oluyor kim bilir nerede, ya da hep uyuyor.
The only good thing about this place is that no one knows I'm sick.
Burası hakkında güzel olan şey kimse hasta olduğumu bilmiyor.
No one knows.
Kimse bilemez.
No one knows why.
Kimse nedenini bilmiyor.
No one knows anything about her, and she's Derek's sister.
Onun hakkında kimse bir şey bilmiyor ve Derek'in kız kardeşi.
No one knows better than I what an inconvenience the Warehouse can be.
Depo'nun ne kadar külfetli olduğunu kimse benden iyi bilemez. Ama artık öyle olmayacak.
No one knows who Weiwei's parents are and no one knows where Ling Ling came from
Kimse Ling Ling'in nereden geldiğini bilmiyor.
A John Doe case, no one knows who he is, or if he has any family.
Bir kimliği meçhul davası. Kimse kim olduğunu bilmiyor ya da bir ailesinin olup olmadığını.
No one knows where she is.
Kimse nerede olduğunu bilmiyor.
And that's an apt analogy, because no one knows which side the guy was on who fired the shot.
Ve bu gayet münasip bir teşbih zira kimse ilk kurşunu sıkan adamın tarafını bilmez.
What's more, no one knows who he is or where he came from.
Dahası, kimse kim olduğunu ya da nereden geldiğini bilmiyor.
And actually, no-one knows how they get their webs across such a large distance.
Aslında hiç kimse, ağlarını böylesine bir uzunluğa nasıl ulaştırdıklarını bilmiyor.
No-one knows anything.
Kimse bir şey bilmiyor.
No one knows precisely who is controlling anything anymore.
Artık herkes, kimin neyi kontrol ettiğinden bihaber.
No one knows exactly how cancer works.
Rastgele çıkıveriyor.
About god knows what. Okay, no one's at fault here.
Pekâlâ, bu kimsenin hatası değil.
No-one knows just how many fish and seabirds were killed, but it certainly had a dramatic impact.
Kimse gerçekten ne kadar balık ve kuşun öldüğünü bilmiyor ama elbette dramatik bir etkisi oldu.
No one really knows.
Hiç kimse gerçekten bilmiyor.
Our Naples may have her failings, fair ambassador, but let no one deny she knows how to celebrate.
Adil Büyükelçim. Napoli'nin başarısızlıkları olabilir fakat bunu kimse inkâr edemez : kutlama nasıl yapılır biliyor.
You know, start over in a new country, where no-one knows you.
Yani kimsenin seni tanımadığı bir ülkede hayata yeniden başlamak gibi.
No one even knows where hidden cameras are fixed
Kimse, gizli kameraların nerede olduğunu bilmiyor
No one else knows about this?
Başka kimsenin bundan haberi yok mu yani?
Do it right, no one ever knows you were there.
Doğru yaparsanız, kimse orada olduğunuzun farkına varmaz.
Even if you sit at the subway train, no one will really knows.
Metroya binsen bile kimse kafasını çevirip de yüzüne bakmaz.
No! She's only one who knows where emma is.
Olamaz!
No one else knows about this?
- Bunu başka kimse bilmiyor mu?
Suddenly you're in Shepherd's Bush, where nobody talks to you, nobody knows you, and you're teaching kids who barely talk about anything anyway, and no-one really cares.
Aniden Shepherd's Bush'tasındır, kimse seni tanımaz, kimse senle konuşmaz ve sen çocuklara eğitim verirsin. Ancak yine de birileri çat pat konuşur ve kimse seni umursamaz.
Because no one around knows more about Norman Osborn's little "Goblin problem" than you.
Çünkü çevrede Osborn'un küçük "Goblin sorununu" senden daha iyi bilen kimse yok.
So no one else knows?
Yani başka kimse bilmiyor mu?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]