English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ N ] / None of this

None of this translate Turkish

4,386 parallel translation
But none of this explains how they all knew the details of the murder without actually being there.
Ama bunlardan hiçbiri olay yerinde olmadan, cinayet hakkında bu kadar detayı nasıl bildiğini açıklamıyor.
None of this is like me, at least it never used to be.
Bunların hiçbiri benim yapacağım şeyler değil. En azından eski Emma'nın...
None of this information links to the trafficking of young women.
Bu bilgilerin hiçbiri genç kadın ticaretiyle bağlantılı değil.
None of this texting shit.
- Mesaj falan atmasın. - Tamam.
Look, baby girl, I know ain't none of this been easy.
Tatlım, olan bitenin zor geldiğini biliyorum.
None of this shit of turning girls out for drugs.
Uyuşturucu için kızları zorlamak filan yok artık.
Ok, none of this time before Sally got here will have happened.
Sally, buraya gelmeden önceki her şeyiniz silinecek.
None of this should have happened!
Bunların hiçbirinin olmaması gerekiyordu!
None of this feels right.
Bunların hiç biri doğru gelmiyor.
None of this is fucking fine.
Bu lanetlerin hiçbiri tamam değil.
I was just thinking, none of this existed six months ago.
Düşünüyordum da altı ay önce bunların hiçbiri yoktu.
Honestly, none of this would have happened if he had just kept it in his pants.
Dürüst olmak gerekirse, annemi aldatmasaydı Bunların hiç biri olmayacaktı.
If you guys were just honest with each other for one second, none of this would have happened.
Birbirinize karşı sadece bir anlığına dürüst olsaydınız bunların hiçbiri olmazdı.
None of this feels right, you don't feel right.
Bu hiç doğru gelmiyor, sen de doğru gelmiyorsun.
None of this is real.
Bunlar gerçek değil.
Very soon none of this will matter.
Çok yakında bunların hiçbirinin önemi kalmayacak.
Anyway, I suppose none of this is our concern.
Neyse, sanırım bunlar bizi ilgilendirmez.
If you hadn't broken our engagement, none of this would've happened.
Nişanımızı bozmuş olmasaydın bunların hiçbiri olmayacaktı.
If you'd married me, none of this would've happened.
Benimle evlenmiş olsaydın bunların hiçbiri olmayacaktı.
None of this will matter soon.
Çok yakında bunların bir önemi kalmayacak.
None of this was mentioned in your reports.
Raporlarında bundan hiç bahsetmemiştin.
Do you know none of this is real. Wake up.
Bunların hiçbiri gerçek değil.
None of this looks familiar to you?
Tanıdık gelen bir şey var mı?
None of this was chance.
Bunun hiçbiri rastlantı değildi.
None of this stuff is real.
Bunların hiç birisi gerçek değil.
None of this would have happened if you had just left us alone!
Onu rahat bıraksaydın bunların hiç biri yaşanmayacaktı!
None of this means anything to me.
Bunlar benim için bir şey ifade etmiyor.
None of this was done lightly. I agreed to do it.
Bu süreç oldukça sancılı geçiyor kabul ediyorum.
None of this was chance.
Bunların hiçbiri rastlantı değildi.
I-I wish I could help you, but none of this makes any sense.
Size yardım etmek isterdim ama bu çok anlamsız.
So none of this fucking platform four, self-pity fucking bullshit.
Yani bunların hiçbiri olmayacak şey değil, şu kendine acıma saçmalığını kes!
None of this stuff goes toge... What is... It doesn't go together.
Bunların hiçbiri evle uyumlu değil.
Mary, does none of this trouble you?
Mary, bunların hiç biri canını sıkmıyor mu?
I mean, none of this stuff is worth killing over.
Bu şeylerin hiçbiri bir insanı öldürmeye değmez.
Now, you have a chance to walk out of here today, as if none of this has ever happened, and all you have to do is trust me.
Şimdi, bunlar hiç olmamışçasına buradan bugün çıkma şansın var ve tek yapman gereken bana güvenmek.
Obviously none of this means anything if Cantor doesn't admit fault.
Tabi ki Cantor hatasını kabul etmezse bunların hiç birinin anlamı olmayacak.
And none of this would have been possible if you hadn't pushed me.
Beni zorlamasaydın bunların olmasının mümkünatı yoktu.
Maybe this is none of your business.
Belki de karışmaman gerekiyordur.
This is none of our business.
Bu bizi ilgilendirmez.
This is none of your fucking business.
- Bu seni hiç ilgilendirmez. Hayır.
Look, none of this is real.
Dinle, bunların hiçbiri gerçek değil.
Look, it's none of my business, but Rebecca is taking this pretty hard, and I just wanted to take another run at the possibility that maybe you let her stay on Truck for... Do me a favor.
Bana bir iyilik yap.
Now, this is none of your Edgar Morton stuff.
Şimdi, Bu Edgar Morton'unkiler gibi değil.
This is none of your business.
- Bu seni ilgilendirmez.
None of this would have happened.
Bunların hiçbiri yaşanmazdı.
So, in this moment when it feels like there is none, here is the good news. Death may have taken Barry, but it can't take our memories of him.
Yani şu an hiç yokmuş gibi gelse de iyi haber şu ki ölüm Barry'yi almış olabilir ama onunla ilgili anılarımızı alamaz.
Okay, we have gone to wedding after wedding this summer, and, with the exception of coach and myself, none of us have truly taken advantage of the sexual opportunities that a wedding provides.
Bu yaz bir sürü düğüne gittik. Ve ben ve Koç hariç kimse düğünlerin cinsel fırsatlarından yararlanamadı.
Okay, this is totally none of my business, but did I hear that you asked Nick out?
Tamam, bu kesinlikle beni ilgilendirmez Ama Nick'e çıkma teklif ettiğini mi duydum?
Good, because this is none of your concern.
İyi, çünkü seni hiç ilgilendirmez.
We get dragged into this, it means a trial, reporters sniffing around stuff that's none of their business.
Biz bu işe sürüklendik. Bu da duruşma demek. Haberciler işleri olmayan şeyleri araştırıp duruyor.
Frankly, daddy, none of us would be in this situation if you hadn't broken the vows that you made before God.
Açıkçası, baba, hiçbirimiz senin durumunda Tanrıya olan sözümüz bozmaz tutardık.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]