Not many translate Turkish
5,890 parallel translation
Not many people would have the guts to do that.
Bunu yapmak cesaret ister.
It's not many.
- Pek fazla yok.
Not many. Could you be more specific?
- Daha ayrıntılı olabilir misiniz?
That's not many weapons, but one.
Birden fazla silah kullanılmamış, tek silah var.
Not many white picket fences where we come from.
Beyaz çitleri olan yerlerde büyümedik biz.
I know not many of you here today are wealthy and to you I declare that if you vote for me you will receive three biscuits each.
Bir çoğunuzun varlıklı olmadınızı biliyorum ve size and içerim ki eğer bana oy verirseniz her birinize üç bisküvi temin ettireceğim.
Not many people get the chance to see the moon while moving.
Bir çok insan hareket halinde ayı izleme şerefine nail olamıyor.
There's not enough money. There's not enough staff. There's too many residents.
Yeterince bütçe yok, yeterince personel yok, çok fazla insan var.
How many queens have been tossed aside, or beheaded for not providing an heir? !
kaç kraliçe bir tarafa atıldı, yada kelleleri uçtu doğurganlıklarını kanıtlamadıkları için?
♪ He'll not come back for many a day ♪ ♪ Johnny's gone for a soldier... ♪
Uzun zaman geri dönmeyecek... ~... Johnny askere gitti. ~
Many might appreciate your smile but I can assure you the Yakonomo Corporation will not.
Herkes gülüşüne hayran olabilir, ancak seni temin ederim ki Yokonomo Şirketi olmayacak.
How many times I tell you not to lay your hands on my shit?
Eşyalarımı kurcalama diye daha kaç kere söyleyeceğim?
Well, coercion takes many forms, my dear, but I can assure you, I'm not here for the boiled peas.
Baski bir çok farkli sekilde gerçeklesir, tatlim. Haslanmis bezelyelerin için burada olmadigimdan emin olabilirsin.
I've heard many tales of your bravery, and now you hold not one pure heart, but two.
Cesaretin hakkında çok fazla şey duydum. Üstelik şimdi bir değil iki saf kalp taşıyorsun.
They inadvertently hurt many people, but, inadvertent or not, the damage is done.
Farkında olmadan pek çok insana zarar verecekler. Ama her halükârda zarar verildi.
Not too many galleries for something like that.
Böyle bir şeyi sergileyebileceği pek fazla bir yer yok.
Not that many pepople actually live in this house.
Aslında bu evde o kadar insan yaşamıyor.
Well, I mean, not in so many words. But it was strongly implied by her lack of clothing.
- Yani, bana bir şey söylemedi ama üzerindeki kıyafetleri çıkarmasından bu anlamı çıkarttım.
I try to push it down and focus on everything good in my life, but there are moments, too many, where it takes over, and I'm not myself.
Onu bastırıp hayatımdaki iyi şeylere odaklanmaya çalıştım. Ama yine de bazen kontrolü ele geçiriyordu ve ben kendimde değildim.
There's too many Vikings and not enough places for you guys to play.
Orada çok fazla Viking var ve siz çocukların oynayabileceği kadar alan yok.
Shinde, how many times have I told you not to drink on duty?
Hey, Shinde, ben sana kaç kere görev başındayken içme demedim mi?
Whether you recognize it or not, it's your name on the building. No matter how many meetings you miss... - you're still the public face of this company.
Hatırlasan da hatırlamasan da binanın dışında adın yazıyor ve kaç toplantı kaçırırsan kaçır, bu şirketin yüzü hâlâ sensin.
They're not gonna ghost him on a public street. Way too many people.
Sokağın ortasında adamın işini bitirecek halleri yok, çok fazla insan var.
Listen, there's not going to be many lads left when we're gone, you know.
Dinle biz gittiğimizde geride çok erkek kalmayacak biliyorsun.
How many times have you told me that murder is not the answer?
Bana kaç defa cinayet bir çare değildir demiyor muydun?
Too many rooms, not enough time.
Çok fazla oda ve yetersiz zaman vardı.
'I was not doing that performance, not in front of that many people.
'Herkesin önünde o performansı yapmayacaktım.
It's changed too many times, and it's not going to change again.
Bir çok kez değişti ve bir kez daha değişmeyecek.
I don't care how many men he's got, he's not getting the Republic back.
Ne kadar adamı olduğu umurumda değil Cumhuriyeti tekrar kuramayacak.
- I guess not, no matter how many times papi chased him out of the house. He was a punk.
Babamın kaç kez onu evden atmasına rağmen mi, sanmam.
I guess not, no matter how many times papi chased him out of the house.
Babamın kaç kez onu evden atmasına rağmen mi, sanmam.
The daughter of mine, who when into the water that day. For many weeks she had not smiled, nor taken my hand, without that I had taken hers first.
O gün suya düşen kızım haftalardan beri gülümsememişti, önce ben elini tutmadan benim elimi tutmamıştı.
Now, whatever like, we have him, he who is not a great many days longer for this life.
Nasıl olursa olsun o elimizde, fazla ömrü kalan biri değil.
I'm not so different to many of you.
- Çoğunuzdan farklı değilim.
That's not one wound, but many.
Birden çok delik var.
Your Mr. Judge, so long as I have known him, his actions have had many a root, but a black heart is not one.
Sizin Mr. Judge, onu tanıdığım süreç içinde, tüm hareketlerinin bir neden vardı, ama kötü kalpli olmak onun sahip olduğu birşey değil.
In many ways, it is a gift to be shown such, a gift we should not run from but welcome.
Her açıdan, bunun gösterilmesi bir lütuftur, Bizim kabul etmekten başka şansımızın olmadığı bir lütuf.
- How many times does karai have to try to kill us Before you get that she's not on our side?
- Karai'nin daha kaç kere bizi öldürmeye çalışması gerek ki onun bizim tarafımızda olmadığını anlayabilesin?
you're not going to see too many black dudes, and, I mean...
Pek siyah görmezsiniz...
I have not slept in, since I last saw you, Many hours.
Seni saatler önce gördüğümden beri uyumadım.
There are many paths he could choose, not all of them for the best.
Seçebileceği bir çok yol var ama hepsi iyi yollar değil.
Chala's not old enough for many things, but he still has to deal with them.
Chala birçok konuda yetişkin gibi davranıp üstesinden geliyor.
Not in so many words.
Çok fazla kelime kullanmadan.
I understand, but we are seeing too many of these start-ups not make it past their first year.
Anlıyorum fakat ilk yılda başlangıç yapıp gerisini getiremeyen çok okulla karşılaşıyoruz.
Although, intelligence may not be... the right English word, since you have lost so many treasured clients in recent years.
Ayrıca, son yıllarda kaybettiğin pek çok değerli müşteriden bu yana istihbarat doğru kelime olmayabilir.
And that's not the problem... the problem is that there aren't many supplies left in here,
Ve sorun da bu değil.
We try to get as many of them adopted as we can, but when we can't, not much choice.
Elimizden geldiğince çoğunu evlatllık vermeye çalışıyoruz ama eğer veremezsek çok seçeneğimiz kalmıyor.
There's so many things we need to explain, we're just not sure how.
Nasıl yapacağımızı bilmediğimiz ama söylememiz gereken bazı şeyler var.
( Laughs ) Probably not as many as you think.
Sandığın kadar çok insan olmayabilir ama.
You suck at so many things... but not at this.
Bir çok şeyde berbat olabilirsin ama bunda değil.
Not too many spots for working girls to go to, so this'll be your best shot.
Çalışan kızların gidecek fazla yeri yok yani en iyi ihtimalle burası.
many 384
many happy returns 30
many years ago 164
many thanks 80
many times 271
many more 30
many years 63
many things 63
many reasons 16
many people 30
many happy returns 30
many years ago 164
many thanks 80
many times 271
many more 30
many years 63
many things 63
many reasons 16
many people 30
many of them 23
not me 3274
not my type 47
not mine 939
not mom 20
not my problem 145
not my baby 22
not much 1269
not men 17
not my business 24
not me 3274
not my type 47
not mine 939
not mom 20
not my problem 145
not my baby 22
not much 1269
not men 17
not my business 24
not money 32
not my president 35
not my call 19
not more 51
not married 43
not my fault 59
not mad 22
not my mom 17
not much else 17
not much time 18
not my president 35
not my call 19
not more 51
not married 43
not my fault 59
not mad 22
not my mom 17
not much else 17
not much time 18
not my mother 26
not my job 19
not my family 17
not myself 23
not my department 16
not my style 36
not moving 47
not my dad 20
not my son 36
not my father 21
not my job 19
not my family 17
not myself 23
not my department 16
not my style 36
not moving 47
not my dad 20
not my son 36
not my father 21