Not men translate Turkish
4,596 parallel translation
They are not men no more.
Onlar artık adamlar değiller.
- I'm not gay. So we have a problem, because this... Single, celibate, no women or men anywhere, no virility, no testosterone, no passion...
- O halde bir sorunumuz var çünkü cinsel gücü, testosteronu ve tutkusu olmayan ve hiçbir kadınla ya da erkekle ilişki kurmayan bekar bir aday olman senin sonun olur.
Not that I'm knocking sweaty men.
Terli adamlara bir şey dediğimden değil.
All I want you to tell me is whether or not it was Al-Zuhari who sent his men to kill me.
Tek istediğim beni öldürmeye gelenin El Zuhari'nin adamı olup olmadığı.
They say that men who retire early have an 80 % greater chance of dying young, so you'll excuse me for not taking it easy just yet.
Erken emekli olan adamların genç yaşta ölme olasılığının yüzde seksen daha fazla olduğunu söylüyorlar. O yüzden henüz keyfini çıkarmıyorsam kusuruma bakma.
I am not gonna stop fucking men to start fucking women who look like men.
Erkeğe benzeyen kadınları sikmek için erkeklerle sikişmeyi bırakmayacağım.
The part about me not being a leader of men kind of stung.
"İnsanların lideri" olmadığımı yazdığın bölüm canımı yaktı.
"Not a leader of men" sounds like bad Hemingway.
"İnsanların lideri değil" kötü Hemingway lafı gibi.
And I'm not the leader of men you are.
Ben de senin gibi bir lider değilim.
Although, Aistis, kissing is extremely important to men, and every man understands that sex is not the most important thing in the world.
Aistis, öpüşmek erkekler için önemlidir ve her erkek bilir ki seks dünyadaki en önemli şey değildir
And even 38 % of the men claim that they are not completely sure if they had an orgasm or not.
% 38i ise kesinlikle bunu farketmiyorlar orgazm olup, olmadıklarını
We do not need men.
Erkeklere ihtiyacımız yok.
Just be sure not to be photographed with any men who aren't your father.
Babanız dışında bir adamla fotoğrafınızın çekilmediğinden emin olun.
But he only reached the low with the men, not the women.
Ama sadece erkeklerle düşük, kadınlarla değil.
'Your son has not arrived to join me, and most of my men have fled.
'Oğlunuz bana katılmak üzere gelemedi, ve birçok adamım kaçtı.
Some men do not like the taste. I do.
Bazı erkekler tadından hoşlanmaz.
But men like this, they are not the kind of people you ever want to know.
Bunun gibi adamlar tanışmak isteyeceğin türden insanlar değil.
HOW MEN DO NOT GO DOWN ON THEM ENOUGH. EAT IT.
Ye onu.
But now that you have lost your son, you have no heir and men will not fight for you.
Ama oğlunu kaybettiğin için, artık ne varisin ne de savaşacak adamların var.
I have stepped over the bodies of dying men, as they cry out for their mother, some of them not much older than young Henry there.
Anne diye ağlayarak ölen adamların cesetlerinin üzerinden geçtim. Bazıları Henry'den büyük bile değillerdi.
He killed his own horse to prove that he would not ride-off, leave his men to die.
Kaçıp adamlarını terketmeyeceğini, göstermek için kendi atını öldürdü.
Most men would prefer to die in their sleep, would they not?
Bir çok erkek uykusunda ölmeyi ister değil mi?
I want tonight to be sophisticated, not Saturday night in a working men's club.
- Bu gece sofistike olsun istiyorum çalışan erkekler kulübünün cumartesi gecesi değil.
And if that's not caddywhompus, the two men who are accused of blowing it up are connected to my biggest political contributor.
Eğer yüzüne gözüne bulaştırmazlarsa, patlamadan suçlanan bu iki adamın benim en büyük politik destekçimle bağlantısı olduğu ortaya çıkacak.
Not many men can tie a bow tie.
Pek az kimse papyon kravat bağlayabilir.
The men your father killed were not innocent bystanders- - They worked for Aster Corps.
Babanın öldürdüğü adamlar masum görgü tanıkları değildi. Aster Şirketi çalışanlarıydı.
I'm not talking about the stuff between men and women but the mind.
Kadın erkek ilişkisinden bahsetmiyorum, mantık diyorum.
Call your men, tell them not to get out.
Adamlarını ara, inmemelerini söyle.
There's something... not quite right there, but I'm going with it, because God knows, when it comes to men, my instincts haven't exactly served me well. So I'm jumping.
Onda beni rahatsız eden bir şey var ama yine de onunla çıkıyorum çünkü erkekler söz konusu olunca içgüdülerimden bana bir fayda yok.
Ok, so let's not forget that all of the men, including the latest, were from out of town.
Bütün kurbanların, sonuncusu da dâhil şehir dışından olduğunu unutmayalım.
The only men here are the customers, with customers we earn our living and then... do not touch.
Buraya gelen erkekler müşterilerimiz. Müşteriler geçim kaynağımız. Müşteriler yasak.
Of course, they're not so bad on men.
Erkeklerde kötü durmuyor tabii.
The men who pay to see him... They're not convicts or reprobates.
Ona para ödeyen erkekler, suçlu veya ahlaksız kimseler değil.
If not for my sake, then for those men in the shadows.
Benim için olmasa bile gölgede yaşayan bu insanlar için bir düşün.
Well, the men in this town are not necessarily known for their honesty.
Pekâlâ, bu kasabadaki adamlar pek güvenilir değillerdir.
To watch his friends die, to kill men whom he knew had families, men not unlike him, and to barely escape his own death when he attempted to desert.
Arkadaşlarının ölümünü izlemek, ailesi diye bildiği insanları öldürmek ondan farkı olmayan insanları öldürmek ve kaçmaya çalıştığında kendi ölümünden güç bela kaçmak.
Yeah, but even if he did, he's not gonna have the men to command.
Evet ama hayatta olsa bile komuta edeceği bir birliği yok.
Yolanda, your parents are way off base. Something as superficial as big breasts might appeal to certain men, but not the kind you want.
Büyük göğüsler gibi yüzeysel şeyler bazı erkeklerin ilgisini çeker ama isteyebileceğin erkeklerin çekmez.
We have this party all worked out, and since I am not usually into situations that involve yelping girliness and oiled-up men,
Partinin her şeyini ayarladık.
You know where the two men next to you stand, so can it not be so. difficult
Ama yanınızdaki iki adamın neyi temsil ettikleri gayet açık. Yani zor bir seçim olmasa gerek.
But one night, I saw him do things with his body that ought not to be done - bricks broken on the back of his neck, timber cleaved in two with one blow of his fist, men struck...
Ama bir gece onun vücuduyla yaptığı şeyi gördüm. Yapmaması gereken şeyleri. Ensesiyle kırdığı tuğlalar.
Two more different men I could not think of.
Düşünebildiğim iki farklı adam daha.
Are ye Irish men and women or not?
İrlandalı bir erkek ya da bir kadın mısınız değil misiniz?
I do not pretend to understand the things that love makes men do.
Aşkın erkeklere yaptığı şeyleri anlıyor gibi yapmam.
Bennet Drake is the best of men and this life, this world, will not let him sink from its surface.
Bennet Drake erkeklerin en iyisi ve bu hayat bu dünya, yüzeyinden onun kazılmasına izin vermeyecek.
Myself, my men are the future for this house because I have it in mind, that your ladies do not work as hard as others in their profession.
Kendim, adamlarım bu evin geleceği çünkü ben böyle öngörüyorum. Kızların işlerini yaparken diğerleri kadar çok çalışmak zorunda kalmayacaklar.
We may not strike at those men at all.
- Bu adamlara hiç ulaşamayız. - Ne yapacağız öyleyse?
- Oh... that's nice, but it-it's just gonna be a room full of boring old men and I'm not sure how much help you'd be.
Sağ ol ama sıkıcı ve yaşlı bir sürü adam olacak ve nasıl bir yardım yapacağından emin değilim.
I'm not saying it's gonna be easy, but I just watched a bunch of girls fight heavily-armed men and win.
Kolay olacak demiyorum ama az önce bir avuç kızın silahlı adamlara karşı savaşıp kazandığını gördüm.
Detective, I know how you feel, but whoever killed that busboy was a pro, which means he may strike again, and I am not going to lose one of the world's most influential men on my watch.
Dedektif, nasıl hissettiğini biliyorum ama bu komiyi öldüren kişi bir uzmandı bu da demektir ki yeniden saldırabilir ve dünyanın en etkileyici adamlarından biri benim gözetimim altında ölmeyeçek.
We can test a thousand men and not find one like you.
Bin adam test etsek te, senin gibisini bulamayacaktık.
menopause 29
menny 43
mentally 86
mental illness 17
men in black 19
men like you 25
men laughing 35
men or women 16
men and women 63
meningitis 25
menny 43
mentally 86
mental illness 17
men in black 19
men like you 25
men laughing 35
men or women 16
men and women 63
meningitis 25
men shouting 34
menstruation 26
men and 21
mence 46
not me 3274
not my type 47
not mine 939
not mom 20
not my problem 145
not my baby 22
menstruation 26
men and 21
mence 46
not me 3274
not my type 47
not mine 939
not mom 20
not my problem 145
not my baby 22
not much 1269
not my business 24
not my president 35
not money 32
not my call 19
not more 51
not married 43
not my fault 59
not mad 22
not my mom 17
not my business 24
not my president 35
not money 32
not my call 19
not more 51
not married 43
not my fault 59
not mad 22
not my mom 17
not many 102
not much else 17
not much time 18
not my mother 26
not my job 19
not myself 23
not my family 17
not my department 16
not moving 47
not my style 36
not much else 17
not much time 18
not my mother 26
not my job 19
not myself 23
not my family 17
not my department 16
not moving 47
not my style 36