Many things translate Turkish
5,075 parallel translation
I knew it would just... dredge up too many things I didn't want to revisit.
Bunun sadece tekrar gözden geçirmek istemediğim bir çok şeyi araştırmak olduğunu biliyordum.
I did, too, about many things, but I will not make that same mistake again.
Ben de birçok konuda inandım ama bir daha asla aynı hatayı yapmayacağım.
I've turned my back on many things in anger.
Birçok şeye sırtımı döndüm öfkeye.
Many things, actually, but you already knew that, thanks to my fancy S.H.I.E.L.D. house-arrest gizmo tracking my every key swipe, my online activity, my cholesterol.
Aslında birçok şey ama sen bunu zaten biliyordun her bastığım tuşu, çevrimiçi hareketlerimi, kolesterolümü takip eden süslü S.H.I.E.L.D. ev hapsi cihazım sağ olsun.
There are so many things I would do if...
Yapacağım o kadar çok şey olurdu ki...
There were so many things that he needed protect... so he said he had to keep his secret hidden his entire life.
Koruması gereken bir çok şey olduğu için gerçek hissiyatını saklamak zorundaydı.
I have been called many things.
Benim pek çok adım var.
There are so many things I can't ask you.
Sana soramadığım bir sürü şey var.
I have learned so many things today, I don't know how they will fit inside my head.
Bugün o kadar çok şey öğrendim ki aklımda nasıl tutacağımı bilmiyorum.
I know a great many things about you, Donald.
Senin hakkında bir sürü şey biliyorum Donald.
So many, many things.
Bir sürü şey var.
Nah, It's one of the many things in this place that are too red for my taste.
Hayır, burda benim için fazla kırmızı olan birçok şeyden biri bu.
Love can mean many things, Felix.
Sevgi bir çok anlama gelebilir, Felix.
I may be many things, but I'm good for my word.
Birçok şey olabilirim ama sözümün arkasında dururum.
Her Birth.. So many things changed for us.
Doğumu, bizim için epey bir şeyi değiştirdi.
We were gonna do so many things together.
Birlikte yapacağımız bir sürü şey vardı.
Hmm. I've been called many things. Helpful isn't one of them.
Birçok isimle anıldım yardım sever bunlardan biri değil.
There are so many things that can go wrong.
Ters gidebilecek birçok şey var.
I've seen you do so many things.
- Yaptığın şeylere bir hayli tanık oldum.
Then I guess this will be... The first of many things that Victoria misses.
O halde sanırım bu Victoria'nın kaçıracağı birçok şeyin ilki olacak.
Oh, so many things.
Bir sürü şey.
I didn't want to hide from you what was happening with Zhuge Zhengwo, there were just too many things I didn't know.
Zhuge Zhengwo ile ilgili neler olduğunu senden gizlemek istemedim, sadece bilmediğim çok şey vardı.
It is, uh, an argument about... many things.
Savunmam çok şey hakkında.
I guess there aren't many things you know about the children
Çocuklarınızla ilgili pek bir şey bilmiyorsunuz herhalde...
That's just one of the many things about you that really gets on my tits.
Bu senin hakkında beni rahatsız eden birkaç şeyden biri.
There aren't many things that I eat. I can't mix blood with humans.
Özel olarak sevmediğim bir yemek yok fakat dünyalılarla sıvı ve kan alışverişinde bulunmuyorum.
I've seen many things in my life and I can tell you with absolute certainty that woman is dying of a broken heart.
Madam, hayatım boyunca çok şey gördüm ve size şunu kesinlikle söyleyebilirim ki bu kadın kahrından ölüyor.
So many things are just boring.
Çoğu şey çok sıkıcı.
You only chased after things that are only there right in front of your eyes... Do you know how many things you guys have missed?
Gözünün önünde kanıtlar varken sen farkında bile değilsin daha.
I... have received so many things from Harry, but I haven't given him anything in return.
Ben Harry'den çok şey aldım ama hiçbir şey vermedim.
I have seen a great many things.
Muazzam şeyler gördüm.
One of the many things a virus or bacteria needs to thrive is a live host.
BiRCOK ViRUS VEYA BAKTERi GELiSMEK iCiN CANLI BiR KONAGA iHTiYAC DUYAR.
At school we can talk about many things, but... the phone seems to we have nothing in common.
Okulda konuşacak bir sürü konu var ama telefondayken sanki ortak yönümüz yok gibi.
Life teaches you a great many things, but if you're not aware, you miss out.
Hayat sana bir çok şey öğretir, ama, dikkat etmezsen, bunları ıskalarsın.
BASE jumping, there's so many things out there that haven't been tamed that I'm really excited to tackle them.
BASE atlayışında, denemediğimiz birçok şey var. Bunlar da beni heyecanlandırıyor.
You have many things left to kill.
Geride öldürmek için çok şey bıraktın.
You are many things, none of them simple.
Sen birçok şey olabilirsin ama sıradan biri asla olamazsın.
I really do... but because of it, I know way too many gross things about them.
Ama arkadaşlığımız yüzünden onlar hakkında çok fazla iğrenç şey öğrendim.
I don't know how many of these things you need, but one less ain't gonna matter.
Bunlardan kaç tanesine ihtiyacın var bilmiyorum fakat bir tane az olursa sorun olmaz.
Because so many of the things you said are true, and I want to keep them.
Dediğiniz çoğu şey doğruydu ve ben de onları saklamak istedim.
We've done many bad things, Mellie.
Çok fazla kötü şeyler yaptık, Mellie.
Many, many, many bad things.
Çok, çok, çok fazla kötü şeyler.
How many of these things would they need to scramble the telecom signal?
Telekom sinyalini engellemek için bunlardan kaç tanesi gerekiyor?
- How many of these things did you buy... - Shh!
- O şeylerden kaç tane satın aldın?
So many great things'bout this girl :
Kızın bir sürü harika özelliği vardı haddizatında.
But do you have any idea how many athletes bleed and sweat on those things?
Fakat kaç tane atletin bunların üzerinde kanı veya teri var, biliyor musunuz?
You can get more investors, but too many will complicate things.
Pek çok yatırım teklifi var ancak istekleri tek şey bağımsız olmak.
Things are about to happen here that may be difficult for many of you to process.
Az sonra burada çoğunuzun kaldırması zor şeyler olacak.
Why would so many people say all these things about you?
Neden onca insan senin hakkında tüm bu şeyleri söylüyor?
But as many times as you guys changed the game on me, I had to put some things into play first.
Ama siz oyunun kurallarını o kadar değiştirdiniz ki, ben de oyuna önce oyuna bir şeyler katmak istedim.
I've done many bad things, but killing your father wasn't one of them.
Ben, çok kötü şeyler yaptım ama babanı öldürmek bunlardan biri değil.
things 422
things happen 87
things will get better 22
things change 215
things fall apart 17
things will change 18
things have changed 201
things like 24
things could be worse 16
things to do 42
things happen 87
things will get better 22
things change 215
things fall apart 17
things will change 18
things have changed 201
things like 24
things could be worse 16
things to do 42
things are looking up 44
things are going well 18
things are great 27
things are different 35
things are changing 33
things like this 16
things are good 60
things would be different 16
things are different now 78
things got out of hand 38
things are going well 18
things are great 27
things are different 35
things are changing 33
things like this 16
things are good 60
things would be different 16
things are different now 78
things got out of hand 38