English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ S ] / Someone died

Someone died translate Turkish

708 parallel translation
Has someone died?
Biri mi öldü?
Yes, Mademoiselle, someone died.
Evet, matmazel, ölen biri var.
Hey, someone died after all
Hey, sonunda biri öldü.
Someone died.
Biri ölmüş.
Someone died...
Birisi ölmüş...
When someone died with a grievance, the soul wouldn't leave.
Biri kin içinde öldüğü zaman, ruhu çürümüş bedeninden çıkamaz.
Has someone died?
Birisi mi öldü?
If you'd shown one glimmer of humanity when I told you someone died, I might have.
- Janklow, çok hasta. - Geri çekilin, efendim. Dinlemiyorsun.
Smells like someone died.
Sanki birisi ölmüş gibi kokuyor.
Someone died, right?
Ameliyat mı? - Evet. Birisi mi öldü?
So you're saying someone died... and you got this baby real cheap.
Yani diyorsun ki biri öldü ve... bu yavruyu ucuza kapattınız.
- Someone died?
- Ölen oldu mu?
Someone died nearby, but we're still having a party..... party...
Yakınlarda biri öldü, ama biz hala parti yapıyoruz..... parti...
Smells like someone died.
Sanki birisi ölmüş gibi.
What would you tell someone who called in and said they can't get over why someone died?
Biri programınızı arasa ve birinin neden öldüğünü anlayamadığını.. ... söylese ona ne dersiniz?
If she wished someone dead, he died.
Eğer birinin ölmesini isteseydi o ölürdü.
But it isn't fair to hate a house because someone's died there.
Ama biri orada öldüğü için bir evden nefret etmek doğru değil.
A thief, a drunkard, someone who would've died in the gutter anyway.
Ayyaş bir hırsızdı. Zaten bir mezbelede ölüp gidecekti.
I would say your best bet would be someone who died of pneumonia.
Sizin için en iyisi zatürreeden ölmüş birisi olabilir.
Someone must have died
Biri ölmüş olmalı.
For crying over someone who died nine years ago.
Arkasından ağladığım kişi... 9 sene önce öldü.
It may have been suicide or an accident, or she may have died at someone's hand.
Bir intihar ya da kaza olabilir, ya da birisinin ellerinde ölmüştür.
That piece of fresh mud was stuck between the sole and heel of someone's riding boot. Someone who visited Mr. Enderby just before he died.
Çamur daha ıslakken bir binici çizmesinin tabanıyla, topuğu arasına bulaşmıştı Bay Enderby'yi ölmeden önce ziyarete gelen birinin çizmesine.
Was it someone who has died?
Ölen biri mi vardı?
Someone must've died...
Birisi ölmüş olmalı.
What would happen if someone on this planet died?
Bu gezegendeki biri ölse acaba ne olurdu?
We were certain he would send someone here for it before he died.
Ölmeden önce buraya birini taç için göndereceğine emindik.
And someone connected to the "highwayman" has died from natural causes.
Haydut ile temasa geçen kişi doğal sebeplerden ölmüş.
At least you'd know you were someone when you died.
En azından öldüğünde kim olduğunu bilirsin.
Since my father died I finally have someone to rely on
Babam öldüğünden beri... ilk defa tam anlamıyla güvene bileceğim birini buldum
If you find an application filed by someone who died as a child the one who filed it might be our man.
Çocuk yaşta ölmüş biri tarafından doldurulmuş bir başvuru formu varsa... o kişi aradığımız adam olabilir.
Because I imagined you like a saint, someone without room... for anything except those who suffered and died for the cause.
Çünkü sen gözümde bir aziz gibiydin... kalbinde amacımız uğruna acı çekerek ölmüş insanlar dışında başka hiçbir şeye yer olmayan.
I'd like to speak to someone who died in 1943.
1943'te ölmüş biriyle konuşmak isterdim.
Look, there's a rumor down a the station house that someone kind of died mysteriously and I wanna talk to the sergeant about it.
Karakolda bir dedikodu dolaşıyor. Esrarengiz bir ölüm olayı olmuş galiba. Çavuşla bu konu hakkında görüşecektim.
Someone's died here.
Burada birisi öldü.
- Someone has died, yes?
- Birisi öldü, öyle mi?
Arnie would never have bought that car, if he had known, someone had died in it.
Arnie, o arabada birinin öldüğünü bilseydi onu kesinlikle almazdı.
Someone else died too, and the cops are after her.
Sonra biri daha öldü ve polis kızı arıyor.
A good Jew only goes barefoot when someone has died.
İyi bir yahudi, sadece biri öldüğünde yalınayak dolaşır.
Her eyes filled with tears as if someone had died.
Gözleri birisi ölmüşçesine yaşla doluydu.
You tell them someone just died and they say, "We just saw him alive."
Birinin öldüğünü söylersin ve "Onu daha yeni gördük," derler.
I heard he sold someone a paper and, like, died.
Birine eski mal satmış adamda ölmüş diye duydum.
Someone was in bed with Amanda the night she died.
Öldüğü gece Amanda'nın yatağında biri vardı.
Because someone made that choice,..... and my father died.
Çünkü birisi o seçimi yaptı... ve babam öldü.
She said someone's died- - someone named Alfredo.
Alfredo diye birinin öldüğünü söyledi.
If someone told you that your child had died... and wouldn't tell you how it happened or where the body was buried... wouldn't you be upset?
Birisi size çocuğunuzun ölmüş olduğunu söylese ve bunun nasıl olduğunu ya da cesedinin nereye gömüldüğünü söylemeseydi. Sinirlenmez miydiniz?
The man panicked and killed her without meaning to. She died by mistake. How could someone lose their head over a few hundred francs in a handbag?
Bir hata olmalı ; adam paniğe kapılmış, çantasındaki bir kaç frank için kendini kaybedip, onu istemeden öldürmüş.
It all makes some kind of terrible sense that she died, that someone killed her.
Öldürüldüğünde bu çok anlamlı geliyor.
That was the night that I died, and someone else was saved.
O gece benim öldüğüm geceydi ve başka birisinin kurtulduğu.
But since Simon died I feel like you hate me, and I can't live with someone who hates me.
Ama Simon öldükten sonra benden nefret ediyorsun gibi hissettim ve benden nefret eden biriyle yaşayamam.
I needed someone when mommy died.
Babam onu benim için yapmıştı. Annem çok erken ölünce birine ihtiyacım olduğunu düşündü.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]