On your way out translate Turkish
900 parallel translation
Drop this in the mailbox on your way out.
Şunu posta kutusuna atın.
You're on your way out, the lot of you, and good riddance!
İşinizin bitmesi çok yakındır, hepinizin, buna da şükürler olsun!
Sure. Stop at the cigar store on your way out, and get me a couple of good cigars.
Çıkarken tütüncüye uğrayıp bana en iyisinden iki puro alır mısınız?
Just be sure to lock the door on your way out.
Sadece çikarken kapiyi kilitlediginden emin ol.
Will you drop it on that pretty little table on your way out, old boy?
Şu yolununu üzerindeki küçük şirin masanın üzerine bırakır mısın, yaşlı adam?
Oon't trip over the shells on your way out.
Madem kati yumurta sevmiyorsunuz, o halde kabuklarina da basmayin.
Nick, pick up these pajamas on your way out.
Nick, bu pijamaları ortalıktan kaldır.
You're on your way out, mister.
Çıkıyordunuz bayım. Kaybolun.
Say hello on your way out, why don't you, hmm?
Çıkarken merhaba dersin, olmaz mı?
Following people, on your way out please report to wardrobe.
- Devam edenler, lütfen gardroba raporlarını bıraksınlar
Get some sleep, and on your way out, have'em send in $ 1,000.
Git uyu. Giderken de söyle, 1000 dolar yollasınlar.
Don't forget to close the gate on your way out.
Giderken kapıyı kapatmayı unutma.
You see Chitina Joe on your way out?
Chitina Joe'ya rastladınız mı?
Anyway, it looks like you're on your way out.
Dışarıya mı çıkıyordunuz?
I'll use the pit arms. Watch for them on your way out.
Önüne taşlar çıkar iyi izle.
What it boils down to is, good-bye and don't slam the door on your way out.
Ama sözün özü, size güle güle, çıkarken kapıyı arkanızdan çarpmayın.
Pay the cashier on your way out.
Çıkarken kasaya ödeyebilirsiniz.
On your way out...
Çıkarken...
Looks like you're on your way out.
Sanırım dışarı çıkıyorsun.
Are you folks on your way out, then?
Siz kardeşler yolculuğunuza devam mı ediyorsunuz?
Up already? On your way out?
Yola çıkmak üzere kalktınız bile ha?
Just love everybody around you, and clean up a little garbage on your way out and everything is going to be all right.
Etrafınızdaki çöpleri azıcık temizleyin ve yanınızdakileri sevgiyle davranın yeter.
Close the door and turn off the lights on your way out.
Çıkarken kapıyı kapat ve ışıkları da söndür.
Be sure and close the door on your way out.
Çıkarken kapıyı kapadığından emin ol.
Don't forget to close the door on your way out.
Çıkarken kapıyı kapatmayı unutmayın.
Pick up a brochure on your way out.
Çıkarken broşür alın.
Close the outside door on your way out, ok?
Çıkarken dış kapıyı kapat tamam mı?
On your way out, you sign the book with large illegible initials accompanied by a false address.
Çıkarken, yanlış bir adrese eşlik eden iri, okunaksız bir parafla defteri imzalıyorsun.
Yes, and if you would like a print of it, please stop by the booth on your way out.
Evet, tab edilmesini istiyorsanız, çıkışta lütfen kulübeye uğrayın.
You might pick it up on your way out.
Çıkarken alabilirsin.
Harry, be a good fellow, shut the door on your way out.
Harry, iyi bir arkadaş ol, dışarı çıkarken kapıyı kapat.
Are you gonna say good-bye to the kid on your way out?
Oğluna hoşça kal diyecek misin?
You did. Keep that in mind on your way out there.
Giderken bu da aklında olsun.
Hang your hat near the door... so you can get it quickly on the way out.
Paltonu kapının yanına as... böylece çıkarken çabuk bir şekilde alabilirsin.
- On your way! Beat it! Clear out of here!
- Haydi, işinize gidin!
You know, I don't believe in young folks waiting. I always say a man needs help on his place, Stick out your tongue. And the only way to get it is to have children, especially boys.
Ben genç çiftlerin beklemesi gerektiğini düşünmüyorum, her zaman söylerim bir erkeğin kendi yerinde çalışırken yardıma ihtiyacı vardır ve bunun en kolay yolu çocuk sahibi olmaktır, özellikle de erkek çocuklar.
On your way before I have you kicked out.
Seni tekmelemeden önce çık.
I can see your tongue hangin'out, Buster, way out. Come on.
Ağzının sulandığını görebiliyorum, ahbap.
By the way, if we're going to keep your wife out of it... who are we going to pin this murder on?
Bu arada, karınızı bu işin dışında tutacaksak cinayeti kime yükleyeceğiz?
Oh, by the way, uh... on my way out, shall I take the guy in the plaid suit off your back?
Bu arada giderken ekose takım elbiseli herifi holünden uzaklaştırayım mı?
No, you walked out of that inquest like you were on your way to a cocktail party.
Duruşmadan çıkarken... kokteyl partisine gider gibiydin.
Kane, come on out... or your friend will get it the way Pierce did.
Kane, dışarı çık... yoksa buradaki dostun Pierce'ın yolundan gidecek.
Come on, get back. Out of the way! Keep your eyes on the ground.
Haydi, yoldan çekilin!
NO ON E'S CHECKING ON YOUR SCH EDU LE WAY OUT HERE. WE CAN PLAY A COUPLE OF GAM ES OF CARDS.
Bu sefer sadece 15 dakika mola hakkımız var, Corry.
Maybe he is on your side, the way it all worked out.
Belki de tüm işin hesap edildiği şekilde yanınızda yer alır.
I was on my way to draw out some of my money from your bank.
Bende paramın bir kısmını çekmek için bankaya gitmek üzereydim.
Think you can put enough edge on that to cut your way out of this, brother?
O kıIıcı bileyerek bundan kurtulabilecek misin?
Depending on your wife's empathic ability is all very well, but there's only one way we can find out what it is Mr Scott cannot remember.
Eşinizin empatik yeteneklerine bağlı olarak her şey iyi güzel, ancak Bay Scott'un hatırlayamadığı bu şeyi bulmanın tek yolu var.
- You run out on your ffamily that way.
- Aileni bu şekilde terk edince.
I was out your way on another matter.
Yolüstündeyken sana uğradımdı.
That's no way to behave on your first day out.
Dışarıdaki ilk gününde böyle davranmamalıydın.
on your behalf 19
on your mark 94
on your knees 587
on your bike 16
on your marks 92
on your right 71
on your birthday 23
on your left 74
on your knees now 16
on your way 112
on your mark 94
on your knees 587
on your bike 16
on your marks 92
on your right 71
on your birthday 23
on your left 74
on your knees now 16
on your way 112
on your feet 441
on your desk 31
on your toes 27
on your own 129
on your stomach 27
on your head 43
on your side 26
on your 38
on your back 34
on your face 24
on your desk 31
on your toes 27
on your own 129
on your stomach 27
on your head 43
on your side 26
on your 38
on your back 34
on your face 24