English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ O ] / On your back

On your back translate Turkish

6,317 parallel translation
And the one on your back, baby.
Sırtındakini de göstersene aşkım.
And as I like to say, once you pedal on your back, you never go back.
Ayrıca söylemeliyim ki bir kez sırtını yaslayıp pedal çevirdiğinde asla geri dönmezsin.
- Is there yellow paint on your back?
- Sırtına sarıya boya mı bulaşmış?
You got a target on your back.
Şuan hedef durumundasın.
And there is a target on your back as well.
Ve sende tehlikedesin.
It's usually you that loses the shirt on your back.
- Normalde üzerindekini kaybeden hep sen olursun.
Okay, I'm giving 10 on your behalf, and you'll pay me back tomorrow.
Tamam, senin yerine 10 koyuyorum, yarın bana geri ödersin.
Put your masks back on!
Maskelerinizi takın!
~ Better put your mask back on.
- Maskelerinizi takın.
They said you could stay with them till you get back on your feet.
Tekrar ayaklarının üstünde durana kadar onlarla kalabileceğini söylediler.
BoJack, we are going to get you back on your feet.
BoJack, yeniden düze çıkmanı sağlayabiliriz.
You know, when you get back up on your feet.
Yani sen ayağa kalktığın zaman.
You're not. I know every cell in your body wants to keep her alive, but... holding on to her is not gonna bring him back.
Vücudundaki her bir hücrenin onu yaşatmak istediğini biliyorum ama onu hayatta tutmak sana oğlunu geri getirmeyecek.
You know that dent on the back of your car?
Arabanın arkasındaki o sızıntıyı biliyor musun?
Can you bring Melon Bars on your way back?
Gelirken dondurma alır mısın?
Come on, you can't tell me that doesn't bring you back To your steamy night in the landing craft.
Hadi ama, sakın bana bunun çıkarma gemisindeki ateşli geceni hatırlatmadığını söyleme.
Investigating behind your back was a poor decision on my part,
Arkandan soruşturma yürütmek kötü bir karardı,
Shouldn't you really be cutting back on your cable package until your royalty checks come in again?
Telif çeklerin gelene kadar kablolu yayından tasarruf yapman gerekmiyor mu?
Never turn your back on crazy.
Bir daha arkanı dönme, aptal
You can't turn your back on these people.
Bu insanlara arkanı dönemezsin.
You just go home, put your feet up and your head back, and you watch it on TV, away from all that crazy pushing and shoving. Huh?
Sen eve gidip bir güzel yat onca itip kakma olmadan televizyondan rahat rahat beni izle.
Listen, as soon as you get your trousers back on will you call me?
Dinle işin bittiğinde hemen beni ara.
Could you put your hand on the back of my neck?
Boynumu sıvazlar mısın?
I think it's cool. Surely you must have a period of time in your life that you look back on and shiver in embarrassment.
sanırım bu iyi eminim hayatında geriye dönüp bakınca utancından kıpkırmızı olduğun bazı zaman dilimleri vardır.
Go to your therapy, get back on active duty.
Terapine git, aktif görevine geri dön.
You were passed over for a promotion and so, to get back at Lachlan, you set your sights on me.
Senin yerine o terfii etti ve Lachlan'dan intikam almak için, gözlerini bana diktin.
So, before you head out on a witch-hunt, you might want to take a closer look at your own... back door.
Yani cadı avı başlatmadan önce, kendi götünü sağlama almayı isteyebilirsin.
Turn your back on your father,
Babanıza sırtınızı dönün.
Well I got your signature on a check and a lease that both trace back to your shelter corporation.
pekala bir belge üzerinden imza sirküne ulaştım bu belge bir barınak şirketinden geldi.
Consider it your apology for going behind my back on that warrant.
Arama emri için arkamdan iş çevirmenin özrü olarak düşün.
Don't you turn your back on me.
Bana sakın arkanı dönme!
Never turn your back on the enemy.
Asla düşmanına arkanı dönme.
We're back on your side now!
Artık, yeniden sizin tarafınızdayız!
If that thug comes back and hurts him, it's on your hands.
Eğer o haydut gelir ve onu incitirse bu senin yüzünden olur.
Oh, I'm glad your relationship with my father is back on track.
Babamla olan ilişkin tekrar rayına oturduğu için memnunum.
Is your mom with you when you're kicking back? It depends on work schedules.
- Çalışma programına göre değişir.
While you're kicking back with him on your own, has Bill ever asked you to keep a secret from your mom?
Onunla tek başına keyfinize bakıyorken, Bill annenden bir sır saklamanı istedi mi hiç?
- No, the point of an interview is to put you on the spot, and your point is to pivot back to your message.
- Hayır, röportajın amacı seni ortaya çekmek, senin amacın da mesajına dönmek.
Don't go back on your word, Francis.
Sözünden bu sefer dönme Francis.
There's a print on it. We need to match it to your client's. You can meet her back at holding, counselor.
Üzerinde parmak izi var ve müvekkilinizle karşılaştırmamız gerekiyor.
Being separated from your daughter, that terrible dinner. I've been so focused on getting my family back together that I've failed to see things from your point of view.
... şu korkunç akşam yemeğinde, kızınla ayrı düşmek..... senin bakış açından görebilmekte başarısız oldum, niyetim aileyi bir araya getirmekti.
Not a princess, or a slave, but a woman of strength, and if that strength is born of your mothers, and the red tent, then those are things that you can never turn your back on.
Ne bir prenses ne de bir kölesin. Güçlü bir kadınsın, bu gücün de annelerinden ve kırmızı çadırdan geliyorsa demek ki bunlar, asla sırtını çeviremeyeceğin şeyler.
For your crimes back on earth. Whoa, whoa, whoa!
Dünya'da işlediğiniz suçlardan dolayı.
Turn your back on a loved one?
Sevdiğine sırtını mı döneceksin?
Don't turn your back on me.
Bana arkanı dönüpgitme!
Tell him that you were on your way back to the castle and your horses needed tending, and when you're admitted, hide this envelope. Somewhere he won't find it.
Ona yanına gitmek istediğini söyle, ve seni kabul ettiğinde, bu zarfı asla bulamayacağı bir yere sakla.
So when... and I emphasize "when"... I pin the back of your hand on my chest, it will be over.
Elini göğsüme doğru çektiğimde işin bitmiş olacak.
What? Yeah, you know. They come back to your house and sit on your... butt.
- Evet, hani evine gelirler ve daha sonra poponun üstüne otururlar.
Just want to keep my eye on him for a few more hours, make sure that fever doesn't creep back up, but after that, you know, it's completely your decision.
Sadece birkaç saat daha gözetim altında tutmak istiyorum onu ateşinin tekrar çıkmadığından emin olalım. Ama bundan sonrası tamamen sizin kararınıza bağlı.
Look, if you don't want to come back here, you can always transfer to a different school, resume your reign of terror on a new pack of unsuspecting cheerleaders.
Bak, eğer buraya dönmek istemezsen, başka bir okula transfer olabilirsin masum ponpon kızlara hükmetmek için terör estirmeye devam edebilirsin.
Put your yarmulke back on.
Kipayı tak.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]