English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ O ] / On your right

On your right translate Turkish

4,438 parallel translation
- Mailbox on your right.
- Posta kutusu sağında.
You have to go in the lift on your right.
Onu sağındaki asansöre götürmen gerekiyor.
Uh... And on your right, you will see the very spot where Miss Mugilicutty's rottweiler ate...
Sağınızda, Bayan Mugilicutty'nin rottweiler'ının ısırdığı...
Yeah, if you come out of the station and turn right, keep going straight and the Maypole is on your right.
Elbette, istasyondan çıkıp sağa dönün düz devam edin, sağınızda Maypole var.
Comm room is coming up on your right.
İletişim odası sağına düşecek.
On your right, gun sally. Remember, on the walk, the only weapon you have is your radio.
Unutmayın gezintilerde tek silahınız telsiziniz.
It's the third door on your right.
Sağdan üçüncü kapı.
Trench, on your right.
Trench, sağında
Oh, right on. So you're just a perfectionist with your grades.
Evet, demek notların konusunda mükemmelliyetçisin.
How did you hold her up with your feet and let her fall right down on you man?
Onu nasıI ayaklarınla havaya kaldırıp tam üstüne isabet ettirdin?
- get down on your knees and scrub clean, right?
- diz üstünde çöküp ovalama temizliği, değil mi?
You saw me land on your cab. Right?
Beni takside gördün, değil mi?
Everything that we normally see on the left... your heart, your stomach... it's on the right.
Normalde solda olan her şey, kalbin, miden, hepsi sağda.
All that's holding your head on right now are skin, muscle, and some ligaments.
Başını vücuduna sadece deri, kas ve birkaç ligament bağlıyor.
When the timing is right, somehow you'll know When nobody stands, stand on your own
# Bir şekilde zamanlamanın doğru olduğunu bileceksin # # kimse karşı durmadığında sen duracaksın #
IT JUST HELPS FOCUS YOUR ENERGY ON PUTTING THE RIGHT THOUGHTS AND ACTIONS OUT THERE TO ATTRACT THE RIGHT PEOPLE AND SITUATIONS TO YOU.
Senin için doğru insanları ve durumları cezbetmek için doğru düşünce ve eylemleri ortaya koymanda enerjini odaklamana yardım eder.
AND I KNOW YOU GOT A LOT ON YOUR PLATE RIGHT NOW,
Şu an yapamam.
That should be the only thing on your mind right now.
Şu anda aklındaki tek şey bu olmalı.
You know... if I were younger, I'd have ripped your clothes off and taken you here, right on this table.
Biliyorsun ya biraz daha genç olsam, kıyafetlerini parçaladığım gibi şu masanın üstüne yatırırdım seni.
All right. We'll start cutting back on your dosage.
Dozajını düşürmekle başlayalım.
Wow, so you know what you have on your hands here, right?
Yani şu an elinde ne olduğunu biliyorsun öyle mi?
All right. Come on out, Mr. "B." I know you're fucking in here in the walls or something, laughing your ass off!
Hadi oraya çıkın Bay B, buralarda bir yerde saklanıp bize kıs kıs güldüğünüzü biliyorum.
All right, soon as all your group is here, we'll have Junior take you on your tour.
Pekâlâ, buraya geldiğiniz an Junior'ımız sizi gezintiye çıkaracaktır.
And her, right, Charlie, you're a prostitute, love, get on your knees.
Ve o, değil mi Charlie, sen bir fahişesin, dizlerinin üstüne çök.
Shoot, I could drop you on the floor, you'd bounce right back up with a big old smile on your face.
Seni yere bırakırdım ve sen yüzünde kocaman bir gülümsemeyle yerden geriye sekerdin.
This life-sized Perfect Polly looks right at home in a cage, or perch Polly on your finger and watch her start to sing.
Bu gerçek boyutlu Mükemmel Polly'i evinizde bir kafeste tutun ya da Polly'i parmaklarınıza kondurup şarkı söylemesini izleyin.
Put your hands on your head right now.
Hemen ellerini başına koy!
All right, I put it on, and I let you violently murder me in front of your young child?
Tamam, ben onu taksam ve küçük çocuğun gözü önünde beni vahşice öldürmene izin versem?
All right, everybody on your feet!
Herkes kalksın bakalım.
Right now, that little girl is sitting in there counting your money and laughing her scrawny ass off on how much she has lifted out of your pockets.
Şu an o küçük kız, içeride oturmuş paranızı sayıp sıska kıçıyla cebinizden ne kadar para kaldırdığına bakıp gülüyor.
What the hell is going on around here? All right. Bob, give me your phone,
Burada neler oluyor böyle?
You're shaking your fucking ass... on his dick right in front of me?
Gözümün önünde o kıçını herifin sikinde nasıl gezdirirsin?
Get on your face right now!
- Suratını hemen bana dön!
Word around the campfire is your meth lab on campus got busted right before you graduated.
Sadece söylenilecek şey, mezun olmadan önce kampüs içindeki meth laboratuvarınıza baskın yapıldı olacak.
Keep your head on the right side of him.
Kafanı onun sağ tarafında tut.
Keep your head on that right shoulder.
Başını sağ omzunda tut.
- -you go down. You work on your jab, all right?
... eğil Direk vuruşuna çalış, tamam mı?
- All right, keep your pants on.
- Hemen celallenme.
And if you think the chief of staff is up your ass right now, imagine what he's gonna do when he finds out that you had a heads up on this and you dismissed it.
Özel Kalem şu an kıçında zannediyorsan, elinde fırsat olduğunu ama bu fırsatı kaçırdığını öğrenince neler yapacağını düşün.
You gotta work on your Spanish, man. Yeah, yeah, right, right.
İspanyolcanı geliştirmelisin dostum.
She's probably lying down on your bed right now.
Muhtemelen şu anda yatağında uzanıyordur.
All right, just don't leave your butt on the step.
Tamam, kıçınızı burada bırakmayın yeter.
Your dad does have a lot on his mind right now.
Babanın şu an kafası çok dolu.
Why not just right your wrongs and then keep on going?
Neden sadece yanlışları düzeltip, yoluna devam etmiyorsun?
Don't worry about nothing else. You just keep your eye on his right hand, and you gain control of it... got it?
Gözünü sağ elinden ayırma ve kontrolünü sağla, anlaştık mı?
Right. I sleep upstairs, not want to land on your ass me.
Tamam, ben yukarıda yatacağım.
Oh, right, you got that whole thing going on with the mother of your other kid.
Doğru, diğer çocuğun annesiyle ilgili sorunların var.
Your father asked me to keep an eye on you, keep you on the right path.
Baban gözümün üzerinde olmasını, seni doğru yolda tutmamı istedi.
What's going on inside your head right now?
Şu an ne düşünüyorsun?
Your corn-silk hair nestled on this gentleman's shoulder, right in the crook.
Mısır püskülü saçını bu beyefendinin omzunda koyacaksın tam omuz çukuruma.
Right now, General, I'm doing that thing where you pin the tail on the end of a donkey, only I'm worried that if you don't cut me a little hole in my blindfold I might just end up sticking it on your bollocks.
Şu anda, General, eşeğin kıçına kuyruk takma işini yapıyorum göz bağımda küçük bir delik açmazsanız iğneyi taşaklarınıza batırıvermiş olabilirim diye endişeleniyorum.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]