Out of the country translate Turkish
1,556 parallel translation
- I was out of the country.
- Ülke dışındaydım.
For instance, those who are able to get in and out of the country due to religious connections.
Mesela, dini bağlantıları sayesinde ülkeye rahatça girip çıkabilen birileri gibi.
I think he's trying to get his fortune out of the country.
Bence hazinesini ülkeden çıkarmaya çalışıyor.
- No... we have to get out of the country.
- Hayır. Ülkeden çıkmak zorundayız.
You get her out of the country, and you will have everything you ever wanted.
Onu ülkeden çıkarırsan, istediğin her şey senin olacak.
Having Rodrigo lure Alexis out of the country was a brilliant idea.
Rodrigo'nun Alexis'i ayartıp ülkeden çıkarması harika bir fikirdi.
There may be and additional Date, which puts him out of the country.
Bu tarihlerde onun şehir dışında olduğunu gösteren bir tarih olabilir.
This morning, we were alerted that he boarded a plane out of the country.
Bu sabah, ülke dışına giden bir uçağa bindiği haberini aldık.
Your mission is to get maslin out of the country safely.
Görevin Maslin'i güvenli bir şekilde ülke dışına çıkarmak.
The landlord just renovated it and he's out of the country now.
Ev sahibi her şeyi yeniledi ve şimdi yurt dışında.
Auntie just brought it from out of the country.
Teyze onu yurtdışından getirdi.
The landlord is out of the country.
Ev sahibi yurt dışında.
Money laundering, conspiracy, illegal transfer of currency out of the country.
Para aklama, komplo, yasa dışı döviz nakli.
Bomani, we need to get the president out of the city and out of the country immediately.
Bomani, başkanı bir an önce şehir hatta ülke dışına çıkarmalıyız.
Then, after the robbery, we're gonna sneak out of the country.
Soygundan sonra da ülkeden dışarı sızacağız.
Get that suitcase out of here before his "get out of the country free" card shows up.
Ülkeden özgürce çıkması sağlanmadan o bavulu götürün.
I only had an hour to get out of the country.
Ülkeyi terk etmem için sadece bir saatim vardı.
I thought you mentioned she was out of the country.
Ülke dışına çıkacaklarından bahsetmemiştin sanki. Hayır.
We're getting out of the country.
Yurt dışına kaçıyoruz. Hemen.
I was out of the country.
Ülke dışındaydım. Nerede?
Barnes. Make sure he really has been out of the country all this time.
Tüm bu süre zarfında ülke dışında olduğundan emin olun.
If he's a new gang member, he's gonna be a flight risk, and if we put out a BOLO, the Cobras are gonna try to get him out of the country.
Yeni çete üyesiyse, kaçma riski var demektir. Bülten yayınlarsak Kobralar onu ülke dışına çıkarır.
She's been out of the country.
Ülke dışındaydı.
He found a way to smuggle the money out of the country.
O da parayı ülkeden çıkarmanın bir yolunu bulmuş.
If the galaxy were a city... where most of the stars would be cars or pedestrians... a high-velocity star would be more like an airplane... or a high-speed train rushing out of the country.
Galaksi bir kent olsaydı yıldızlar da araçlar veya insanlar olsaydı bu yüksek ivmeli yıldızları, uçak ya da şehirden dışarı çıkan hızlı trenler olarak adlandırabilirdik.
He was smuggled out of the country by your embassy in Burundi.
Burundi'deki elçiliğiniz tarafından ülkeden kaçırıldı.
By then, me and Heather will be well out of the country.
O sırada Heather ve ben çoktan ülke dışına çıkmış olacağız.
Hard to be second-guessing ourselves. We need to get out of the country.
İkinci bir şansımız olmayacak, ülkeyi terk etmemiz lazım.
We have to get out of the country.
Ülke dışına çıkmalıyız.
We think he was drugged and taken out of the country.
Uyuşturucu verildiğini ve ülkeden çıkarıldığını düşünüyoruz.
Yes, he's out of the country.
Evet, ülke dışında şuan.
By telling us this mole And his cutout Are out of the country,
Ve de diğer belirleyici şeyleri de sağlayabilirim.
Who were currently Out of the country
Sıradan bir göz için, çıkmaz sokak gibi gözükeblirdi.
We have to get you out of the country.
Ülkeyi terketmemiz gerekiyor.
Seriously, is it really such a big deal for you, every day of your life, that you have to move out of the country because of who's president?
Başkan seçilen kişi yüzünden ülkeyi terk etmek zorunda olman senin için cidden bu kadar önemli mi? Öyle.
So I don't know if I like country music, but I was thinking maybe one of these days we could drive out to the fields, crank up some tunes. Smoke a few Macanudos. Maybe even toss a disc around.
Bilmiyorum "country müziği" sever misin ama diyorum ki bu aralar bir pikniğe gider ve birlikte birşeyler tıngırdatırız, sonra bir kaç Macanudos yakarız, ayrıca bir kaç frizbi de sallarız.
I fought with the butt of my rifle when the bullets ran out... and I would go back there tomorrow for King and country.
Kurşunlar bittiğinde tüfeğimin dipçiğiyle dövüştüm. Gerekirse, Kral ve Ülke için yarın oraya geri dönerdim.
I'm just a guy looking out for the best interests of his country.
Sadece ülkemin çıkarlarını koruyorum.
They believe today, and I'm disappointed in the media, that it hasn't brought this information, this new information to the people of this country more than it has, they believe that marijuana could well turn out to be
They believe today, and I'm disappointed in the media, that it hasn't brought this information, this new information to the people of this country more than it has, they believe that marijuana could well turn out to be
Of course, if you really make the right moves, you'll be out in the country, and you won't be going to work at all.
Tabii, eğer cidden doğru adımları atarsan,... ülke çapında gezersin, ve sonunda işe bile gitmezsin.
As you may know, illegal aliens such as yourself are being forced out of our country at an alarming rate for the good of both our people.
Bildiğin gibi, senin gibi yasadışı yabancılar kendi insanımızın iyiliği adına ülkemiz için bir şeyler yapmaya zorlanıyorlar.
Forget about the astrologer's charts with their constellations and planets move in or out of this house or that house go into a real observatory and look at the milky way or go out into the country on a moonless night
bırakın astrolojistlerin yıldız haritalarını, o burçtan diğerine gezen gezegenleri. gerçek bir gözlem evine gidin ve samanyoluyu gözleyin ya da kır bir yere gidin dolunaysız bir gecede arkanıza yaslanın ve yıldızları seyretmeye başlayın
First of all, I found out that the iceberg that I came down to study not only was larger than the iceberg that sank the Titanic, it was not only larger than the Titanic itself, but it was larger than the country that built the Titanic
Öncelikle, bu buzdağını çalışmak için seçmemin sebebi Titanik'i batıran buzdağından ve Titanik'in kendisinden büyük olması değildi. Titanik'in inşa edildiği ülkeden daha büyük olmasıydı.
Go find out the secret locations of your country'smissile defense facilities.
Ülkenizin gizli füze savunma mekanizmalarının nerede olduğunu öğren!
But once their names had been handed over to the State Department, they were, for all intents and purposes, hounded out of this country.
Ama isimleri bir kere devletin eline geçti. Ve tüm amaç ve gayeleri ülkeden dışarı atmaktı, o yüzden evet.
And since a central bank has a monopoly over the production of the currency for the entire country, and they loan each dollar out with immediate debt attached to it,
Ve bir merkez bankası, tüm ulusun para birimini üretmekte tekel haline geldiğinde, ve her bir doları, üzerine yapışmış borçla birlikte kiraladığında...
This is New Country 95.5, country from the heart sending out a big welcome to all the hopefuls for the 2003 World Series of Poker.
Burası New Country 95.5... kentin kalbinden bütün 2003 Poker Dünya Serisi heveslilerine hoş geldiniz diyoruz.
Now you guys got to get the hell out of this country. No.
Şimdi sizler bu ülkeden cehennem olup gitmelisiniz.
They sent Boris out of this country because he was actually trying to catch the Fox.
Boris'i bu ülkeden gönderdiler çünkü o gerçekten, Tilki'yi yakalamaya uğraşıyordu.
So Brian is maybe six years old, and we're the Andersons'guests at Flathead Country Club, and we're swimming in the pool, and all of the sudden, Brian gets out of the water and he pulls his bathing suit down and he takes a piss right in the pool.
Brian altı yaşında falan, Flathead Country Club'da Anderson'ların davetlisiyiz. Havuzda yüzüyoruz.
I just gotta get the hell out of the damn country.
Bir an önce bu lanet ülkeden çıkmak zorundayım.
out of context 16
out of curiosity 82
out of order 40
out of my mind 17
out of the blue 171
out of interest 20
out of sight 112
out of town 49
out of nowhere 149
out of 299
out of curiosity 82
out of order 40
out of my mind 17
out of the blue 171
out of interest 20
out of sight 112
out of town 49
out of nowhere 149
out of 299
out of my sight 38
out of respect 50
out of mind 55
out of my house 22
out of love 16
out of time 18
out of the way 896
out of the house 17
out of your mind 22
out of my way 460
out of respect 50
out of mind 55
out of my house 22
out of love 16
out of time 18
out of the way 896
out of the house 17
out of your mind 22
out of my way 460
out of control 68
out of the pool 16
out of bounds 18
out of breath 21
out of it 32
out of the question 186
out of the car 138
out of there 20
out of here 142
out of what 36
out of the pool 16
out of bounds 18
out of breath 21
out of it 32
out of the question 186
out of the car 138
out of there 20
out of here 142
out of what 36