English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ S ] / Save your money

Save your money translate Turkish

187 parallel translation
- Take my advice and save your money.
- Tavsiyem, boşa para harcama.
Save your money, Mister.
Paranı kurtar bayım.
You save your money, Mister.
Paranı kurtar bayım.
Save your money, Pierce.
Paranı boşa harcama, Pierce.
Save your money.
Paranı sakla.
You gotta play the horses the smart way. Save your money.
Biliyor musun Dix, atlara paranı akıllıca yatırmalısın.
No, thanks. Save your money.
Hayır, sağol paranı sakla.
He says to save your money.
Masrafa girmesin diyor.
Save your money for when he's out.
O çalışmıyorken, tasarruf edersin.
Well, you save your money for about 20 years, sonny, and come back and we'll talk business.
Öyleyse evlat 20 yıl sonra para biriktirip gel ve seninle iş konuşalım.
Save your money, Georgie.
Paranı sakla, Georgie..
- Save your money.
- Ücretimi ödeyemezsin.
- Save your money. You won't have much time for cooking.
Gittiğin yerde yemek yapmaya çok vaktin olmayacak.
Save your money, Mr. Stillwell.
Paranızı harcamayın, Bay Stillwell.
Save your money!
Paranı biriktir!
Save your money.
Paranızı saklayın.
You save your money, or you borrow the money... you work overtime, you send her to college.
Paranı biriktirirsin ya da borç alırsın... mesai yaparsın, onu koleje gönderirsin.
In the meantime, you've got to save your money.
Zamanla, para biriktirmek zorundasın.
You'll save your money every week... and change that scooter for a car... and spend glorious weekends... grooming that.
Haftalığını biriktirip... Scooter'ının yerine bir araba alacaksın... ve görkemli haftasonlarını... arabanı tımar ederek geçireceksin.
- Save your money.
- Paranı tut.
- Save your money.
- Paranı harcama.
- Save your money, shithead.
- Paranı kendine sakla, dallama.
Save your money, Joe.
Paranı kendine sakla, Joe.
Save your money for a pair of elevator shoes!
- Paranla asansör topuk ayakkabı al.
You promised me that you were gonna save your money from now on.
Paranı biriktireceğine söz vermiştin.
Save your money.
Paranı harcama, ha?
Now, you boys just take it easy and save your money.
Siz bu işe kafayı takmayın, paranız da cebinizde kalsın.
Save your money.
paranı sakla.
Save your money.
Paran sende kalsın.
Now, Krusty, I just hope you remember to save your money this time.
Krusty, umarım bu sefer kenara para koyarsın.
It's no go. Save your money.
Paranı boşa harcama.
I'm only hurting myself, but save your money.
Bu işime gelmez ama paran cebinde kalsın. Param var benim!
Save your money, Sul.
Paranı kendine harca Sul.
Save your money, stud muffin.
Paran sende kalsın, azgın çocuk.
Work hard, save your money, and remember, the customer is always right.
Sıkı çalışın, tasarruf edin ve unutmayın. Müşteri her zaman haklıdır.
By Christmas, maybe, if you save your money?
Belki Noel'de, eğer paranı biriktirirsen.
If you don " t understand the difference, then save your money.
Aradaki farkı anIayamıyorsan, aman paran cebinde kaIsın.
Save your money, Lex.
Paranı kendine sakla Lex.
By that speech you save half your money.
Bu sözlerle, paranızın yarısını kurtardınız.
Isn't that right, Uncle Billy? He didn't save enough money to send Harry to school, let alone me. But he did help a few people get out of your slums, Mr. Potter.
Harry'yi okula göndermek için para biriktirmedi, ama insanlara sizin bataklıklarınızdan kurtulmak için yardım etti.
You get your money and you save your pride.
Hem paranı alır, hem gururunu kurtarırsın.
Why don't you save this money for your cab fare home?
Niçin bu parayı eve taksi tutmak için saklamıyorsun?
Go back and tell your mistress that I'll save her money for her.
Git ve sahibene parasını kurtaracağımı söyle.
Just the ones that I've been slaving over since 5 : 00 this afternoon to help save you money to pay your wife's alimony.
Öğleden sonra saat 5'den beri bunun için uğraşıyorum. Para biriktirip karının nafakasını ödeyebilmen için.
I couldn't even save enough money to pay your stage fare back east.
Senin doğuya gitmek için bindiğin posta arabasının ücretini bile ödeyemem.
Save the money for your retirement.
Paranı emekliliğin için biriktir.
Al, can you think of a better way to raise the value of your home and save a little money in the bargain?
Al, evin değerini arttırmak ve biraz tasarruf yapmak için daha iyi bir yol düşünebiliyor musun?
Save all your goddamn money, every cent of it.
Paranın her kurusunu biriktirirsin.
Your money can't save you anymore than it can save me.
Paran artık ne seni ne de beni kurtarabilir.
Save a lot of money Think I'll sell an orchard for your marriage?
Çok para biriktirdim. Düğünün için bir şeftali bahçesi satacağım.
Why not save me money and you're screaming at your sister Instead of off steam with a couple of fries?
- Elbette. Paraya kıyıp öfkeni patates kızartması dağına gömmek yerine kız kardeşine bağırsan olmuyor mu?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]