Serves him right translate Turkish
110 parallel translation
- Serves him right too.
- İyi ettim.
Serves him right, though, for eating my breakfast.
Ama oh olsun. Kahvaltımı yemiş.
Yeah. Serves him right.
- Doğrusunu yaptı.
Serves him right.
Hak ediyor o.
Serves him right, the little two-timer.
Hak etmiş, küçük zampara.
- Serves him right.
- Ona müstahak.
Serves him right, I'd say.
Hak ettiği şeyi buldu, derim.
What he got serves him right.
Yeniden evlendi.
Well, maybe it serves him right.
Belki bu ona bu hakkı veriyor.
Serves him right, if you ask me.
Müstahakkını bulmuş, yani.
Besides, it serves him right.
Ayrıca bunu hak etti.
- Serves him right.
- Bunu haketti.
- It serves him right.
- Bunu haketti.
Serves him right.
Layığını bulmuş.
Serves him right for being so slow.
O kadar ağır olmasının bedelini ödüyor.
Serves him right.
Hak ettiğini buldu.
I suppose it serves him right.
Sanırım bu onu iyi özetliyor.
Serves him right!
Hakettiğini bulmuş!
- Serves him right.
- Layığını buldu.
Serves him right - he shouldn't stick his nose into politics!
Hak etti ama! Burnunu politikaya sokmamalıydı!
Serves him right, the greedy blighter.
- Ona iyi gelir, aç gözlü nalet.
It serves him right.
Hak ettiğini buldu.
That serves him right
İyi ders olmuştur
Serves him right.
Büyük bir hata yapıyor.
Serves him right!
Ne biliyorsun! baksana
Serves him right though.
Hak ettiğini bulmuş.
It serves him right, having a child at 50.
Hak ettiğini buluyor, 50'inde çocuk yaparsan...
It probably serves him right.
Akıllı dur.
Serves him right, leaving me there like that.
Canıma değsin. Beni orada öyle bırakırsa...
That serves him right!
Hak yerini bulur.
- Serves him right!
- Ona doğruyu gösterir.
Hmm... well... serves him right.
İyi, bunu hak etmişti.
Serves him right.
Hak etti o.
- Serves him right!
- O'na mubahtır!
Serves him right!
O'na mubahtır!
Serves him right.
Ona iyi oldu.
It serves him right for disappearing.
Ortadan kaybolmakla ettiğini buldu.
Serves him right!
Haktır ona!
- Serves him right.
- Hak etti.
- Serves him right.
- Yakışıyordu.
- The lazy bastard. It serves him right.
- Tembel şerefsize oh olsun!
Serves him right for getting his knackers in a twist.
Yeteneğinin düğümlenmiş olması ona müstahaktır.
Now it serves him right.
Şimdi cezasını buldu.
Serves him right.
İyi olmuş.
Serves him right, anyway, makin'me wear this stinkin'outfit.
Ona müstahaktır, bana bu kokuşmuş kıyafeti giydirmek.
It serves him right.
Ona müstahak.
- Serves him right if I had!
- İyi de olurdu!
- Serves him right!
Neden binaları birbirlerine bu kadar yakın inşa ediyorsunuz?
Serves him right.
Bunu Hak Etti Ama Böyle Bir Zamanda Degil.
Serves him fucking right.
Onu öldürecek.
Well, serves him right. Hope you rot there.
Harika, tam hak ettiği gibi.
right 138679
right now 7642
rights 33
righteous 110
righty 73
righteousness 17
righto 145
right back at you 108
right here 3759
right on 537
right now 7642
rights 33
righteous 110
righty 73
righteousness 17
righto 145
right back at you 108
right here 3759
right on 537
right there 2847
right behind you 176
right on time 239
right foot 41
right back at ya 34
right as rain 57
right in the middle 29
right on schedule 82
right or wrong 91
right away 1349
right behind you 176
right on time 239
right foot 41
right back at ya 34
right as rain 57
right in the middle 29
right on schedule 82
right or wrong 91
right away 1349