English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ S ] / Simmer down

Simmer down translate Turkish

219 parallel translation
- Take it easy, simmer down.
- Takma kafana, sakin ol.
- Simmer down, Lem!
- Öfkene hakim ol, Lem!
Didn't I tell you to simmer down and get some rest?
Sana demedim mi ben sakinleş ve dinlen diye?
Simmer down, take it easy.
- Kes sesini! Sinirlerine hakim ol, sakinleş.
Well, simmer down, General, before you melt your medals.
Öfkene hakim ol, General, bu ateş madalyalarını eritebilir.
Paisan, you'd better simmer down.
Biraz ağır ol dostum.
Simmer down, boys.
Sakin olun beyler.
- All right, simmer down.
- Tamam, sakin ol.
Simmer down.
Sakin ol.
Hey, kids, simmer down.
Sakinleşin.
- Simmer down, honey.
- Sıkıştık tatlım.
Simmer down.
Sakinleş biraz.
And you simmer down now.
Sen de şimdi sakinleş.
Now, simmer down, Mabel.
Şimdi, yatış, Mabel.
Now, simmer down, Minnie.
Sakinleş şimdi, Minnie.
The boys at the Capitol think it wouldn't do any harm if you let this simmer down.
Başkentteki çocuklar durumun yatışmasına izin verirsen bunun bir zararı olmaz diye düşünüyorlar.
- Simmer down, sweetheart.
Normal insanlar olalım. - Yavaş ol, yavaş ol hayatım.
Simmer down. Now, I know the admiral was rough,... and I also know about maritime regulations.
Amiralin sert olduğunu biliyorum ama deniz yönetmeliklerini de biliyorum.
Simmer down.
Sakin olun.
- Simmer down, Nell.
- Heyecanlanma Nell.
All right, Kelp, simmer down and relax.
Pekâlâ Kelp, sakinle ve rahat ol.
Now, Lou, you simmer down and listen.
Lou, sakinleş ve beni dinle.
Simmer down - you too - because it's gonna work out just great.
Sakinleş biraz. Sen de. Çünkü her şey yolunda gidecek.
Simmer down, Abigail.
Simmer down, Abigail.
Simmer down, Paul.
Sakin ol, Paul.
If you don't simmer down, I'll -
Eğer sakin olmazsanız, sizi- -
- Simmer down.
- Benden uzak dur.
Simmer down before your ulcer flares up.
Ülserin azmadan sakinleş.
She took off to give him a chance to simmer down.
Adamın sakinleşmesi için gitti.
You simmer down there, boy.
Sakin ol evlat.
Now, everybody, just simmer down.
Şimdi, sakin olun.
Simmer down, boys.
Kendinize hakim olun beyler.
You'll simmer down in a while.
Sabaha düzelirsin.
Simmer down and listen!
Kendine hâkim ol ve dinle!
MATTHEW, SIMMER DOWN.
Matthew, sakin ol.
I'M A PRINCESS WHO'S BEEN ASLEEP FOR 1,000 YEARS IN A FOREST CALLED SIMMER DOWN.
Bin yıldır, "Sakin Ol" adındaki bir ormanda uyuyan bir prensesim.
' Now, just simmer down, boy, back her on down.
Yavaş, beyler, heyecan yapmayın.
- Simmer down.
- Sakin ol.
Julie, if you just simmer down, you will see what has happened here..
Julie, sakinleşirsen, burada ne olduğunu anlayacaksın.
Simmer down!
Sakin ol!
- Simmer down!
- Otur!
Soon. Simmer down and stop acting crazy.
Yakında... o yüzden akıllı ol.
- You just simmer down, missy.
- Kendine hakim ol, tatlım.
Simmer down.
Sakin ol be.
Simmer down, Gutterman.
Sakin ol Gutterman.
- Simmer down.
- Sessiz ol.
And simmer down a little.
Ve öfkene hâkim ol.
Simmer down.
Biraz sakin ol.
I have one or two minor things on my mind... not the least of which is finding this killer... before he finds you... so simmer down and stop acting... like some love-crazed teenager.
Kafamda bir kaç çok küçük konu var. Bunlardan biri de o seni bulmadan önce bu katili bulmak. Bu yüzden sakin ol, ve aşkı yüzünden deliye dönmüş çocuk gibi davranmayı kes.
Now, why don't you just simmer down and relax.
Sakin ol.
Simmer down, Professor.
Ağır ol, Profesör.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]