English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ S ] / Stupidity

Stupidity translate Turkish

929 parallel translation
You should have realized by now, my dear, that I hate stupidity masquerading as criticism.
Eleştiri adı altında yapılan aptalca şeylerden nefret ettiğimi bu zamana kadar anlarsın diye düşünmüştüm.
Vanity and stupidity are written all over your face.
Bomboşluk ve aptallık bütün yüzünü kaplamış.
Stupidity!
Aptallık!
Lose respect for cowardice and stupidity?
Korkaklık ve aptallık için saygıyı yitirme?
I'm not interested in her stupidity
Aptallığı umrumda değil.
But it is stupidity rather than courage to refuse to recognize danger when it is close upon you.
Ama yaklaşan tehlikeyi fark etmemek, cesaretten çok aptallık olurdu.
Your stupidity is responsible... for endangering lives and property in my charge.
İnsanların ölmesi ve benim askeri malzemelerimin yakılması sizin aptallığınızın sonucu...
For last night, my stupidity about the costume.
Dün geceki, kostüm konusundaki aptallığım için.
Your arrogance, your stupidity, your bad manners —
Küstahlığını, aptallığını, kötü tavırlarını —
I can forgive almost anything but stupidity.
Aptallıktan başka her şeyi affedebilirim.
You suspected Dr. Germain but Dr. Monatte accuses you of stupidity!
Dr. Germain'den kuşkulandınız ama Dr. Monatte sizleri aptallıkla itham etti!
- Stupidity.
- Aptallıktan.
- Stupidity and crazy suspicion.
- Cahillik, aptallık ve boş bir kuşku.
This childlike stupidity is a raft for us..... in a sea of despair.
Bu çocuksu aptallık, umutsuzluk denizinde bizim için bir sandaldır.
I'm afraid that was pure stupidity.
Korkarım ki bu sırf benim aptallığımdan oldu.
The stupidity of the people. The idiocy of their laws shall not stop me.
İnsanların aptallığı, kanunların budalalığı beni durduramayacak.
Stupidity has saved many a man from going mad.
Ahmaklık pek çok insanı delirmekten kurtarmıştır.
We are protected by the enormity of you stupidity for a time.
Yaptığın aptallığın boyutları bizi bir süreliğine koruyacaktır.
I'm angry at your stupidity!
Katlanamadığım şey, aptallığınız!
Like betrayal or stupidity.
İhanet veya ahmaklık olarak.
How can a woman with two children and a head on her shoulders... think about such nonsense, such stupidity?
İki tane çocuğu ve omuzlarının üstünde başı olan bir kadın nasıl böyle saçmalıklara inanır?
What was this stupidity?
Bu aptallık da neyin nesiydi?
If it was stupidity it seemed to be deeply ingrained
Eğer aptallık olsaydı bile içime iyice işlemiş gibiydi.
- Stupidity?
- Aptallığa mı?
- I'm impatient with stupidity.
- Aptallığa tahammülüm yoktur.
You'll be happy to know that stupidity is not hereditary.
Aptallığın kalıtsal olmadığını bilmek hoşunuza gidecektir.
- Out of stupidity, as ever
- Aptallıktan, her zamanki gibi.
- It's incredible stupidity...
- Böyle bir aptallık olamaz...
A true sign of stupidity!
- Gerçek bir aptallık işareti!
What stupidity!
Bu ne saçmalık!
Brutality, stupidity, bigotry.
Kaba kuvvet, budalalık, bağnazlık.
You, and you alone must recognize our enemies the forces of ambition, cruelty, arrogance and stupidity!
Düşmanlarımızı tanımalısınız. Hırsın, zulmün ve aptallığın güçlerini.
He's been through two wars and quite badly, really, with all the stupidity and waste of the first and the angry pride and despair of this one.
İki savaşa girdi ve çok kötü şeyler yaşadı. İlkinin aptallığı ve ziyanı ve bunun kızgın gururu ve umutsuzluğu yüzünden.
Stupidity!
Aptallik!
A hundred years of stupidity.
Toplam "Aptallığın yüz yılı".
Another stupidity by Jambier.
Jambier bir aptallık yapmış.
I do not intend to have that position destroyed by the stupidity of one foolish female.
Bunun bir aptal kadının aptallığıyla yok edilmesine izin veremem.
You've never had to fight stupidity or prejudice.
Aptallık ve önyargı ile hiç yüzleşmedin sen.
Believe me, they are not monuments to my brilliance, but tombstones to the stupidity of criminals.
İnanın bana, bunlar benim parlak kişiliğimin anıtları değil, aksine canilerin aptallığının mezar taşları.
Daughter, you are an ermine of stupidity without one stain of intelligence.
Kızım bir tutam aklı olmayan budalalık kürkü gibisin.
Stupidity.
Aptallık.
Such stupidity is without equal in the entire history of human relations.
İnsan ilişkilerinin tarihinde bu aptallığın bir eşi yok.
I'm a bachelor, Sergeant. And I don't know how a woman is supposed to behave. I think the simplicity of my story, the seeming stupidity of it, made him wonder if his first suspicions weren't a trifle unjust.
Ben bir katil olsaydım, beni suçlayacak kanıtı tabiatıyla nehre atmaya çalışır ve böylece böyle bir yanlışı yapmış olan geniş kitleye katılırdım.
Because by doing so, I would certainly exceed even my own stupidity.
Bunu yaparsam eminim kendi budalalığımı bile aşarım.
I may be mad about this journey, but to burden myself with a female is sheer stupidity.
Bu yolculuğu yapmayı çok istiyor olabilirim,... ama yanımda yük olarak bir kadın taşımak da tam bir aptallık.
Or that Jehovah sanctions bigamy and stupidity and slavery.
Ya da Tanrının çokeşliliğe, ahmaklığa ve köleliğe müsaade ettiğine inandığım kadar.
And I have only my own stupidity to blame.
Ve aptalığımdan dolayı kendimi suçluyorum.
I look at you and see the final triumph of stupidity in this world.
Sana bakınca bu dünyadaki aptallığın nihai zaferini görüyorum.
Graft, corruption, stupidity, sadism.
Rüşvet, yozlaşma mankafalılık, sadizim.
A slave to the stupidity that rules the world.
Dünyayı yönetenler aptalsa bizim suçumuz ne.
He / it left me the best.. good wars, good hate, stupidity and lie.
Deniz kıyısı bana iyi gelir. Burada nefret ve aptallık kokusu alıyorum.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]