Sweets translate Turkish

Sweets.

- Sweets.

Oh, can Sweets and I come?

Sweets ve ben de gelebilir miyiz?

Sweets.

Sweets'le.

I'm happy, Sweets.

Mutluyum, Sweets.

Hey, Sweets.

Sweets.

I really appreciate it, Sweets, but Hannah is bringing all of her stuff over tonight.

Harika, buna gerçekten minettarım, Sweets. Ama Hannah, bu gece bütün eşyalarını getirecek.

Braverman wouldn't have allowed it.

- Braverman buna izin vermezdi. - Sweets!

Sweets. Yeah.

- Evet?

Well, that's exactly what Sweets said we should look for.

Sweets de tam olarak bunu araştırmamızı istedi.

Listen, whatever your problem is, trust me, Sweets here can fix it.

Bakın, sorununuz neyse emin olun Sweets onu çözebilir.

Sweets can't possibly know that.

Sweets'in bunu bilmesi mümkün değil.

Mr. Milford, I'm Dr. Lance Sweets.

Bay Milford, Ben Dr. Lance Sweets.

See that, Sweets? Not in denial ;

Gördün mü, Sweets?

So they were the team that Sweets heard about from the Shakespeare statue.

Sweets'in Shakespeare heykelinde öğrendiği takım buymuş demek.

You need Sweets to sign your post-Afghanistan Fitness for Duty report.

Görev raporu alabilmek için, Afganistan sonrası sağlık raporunu Sweets'e imzalatman lazım.

Sweets, tell them what you told me

Sweets, bana söylediğini onlara da söyle.

Okay, come on.

Sweets?

Oh, for God sakes. Sweets. What?

Tanrı aşkına, Sweets.

Well, maybe you should talk to Sweets.

Belki Sweets'le konuşsan iyi olur.

Sweets?

Sweets?

I'm responsible for her, Dr. Sweets.

Ondan ben sorumluyum, Dr. Sweets.

Sweets, she-she's exactly like me.

Sweets, tamamıyla bana benziyor.

You know, I wish you hadn't gotten Sweets to come and talk to me.

Keşke Sweets'e, benle konuşmaya zorlamasaydın.

When Lauren was really disappointed or upset, it's like Sweets said.

Hayır. Lauren hayalkırıklığına uğramış veya üzgünse aynı Sweets'in dediği gibi yapmış.

Good work, Sweets.

İyi işti, Sweets.

As his advocate, I have to object, Dr. Sweets.

Onun avukatı olarak, buna karışmak zorundayım, Dr. Sweets.

I loved my husband, Dr. Sweets.

Kocamı seviyordum, Dr. Sweets.

- You know why your name is Sweets?

İsminin neden Sweets ( tatlı ) olduğunu biliyor musun?

Dr. Sweets, where is this going?

Dr. Sweets, bununla neye varmaya çalışıyorsunuz?

Take these sweets. Take this.

Binu tut şu tatlıları, al.

Careful, sweets.

Dikkatli ol, tatlım.

I have some sweets for your wife!

Karın için tatlı almıştım!

Spend the Lantern Festival with sweets

tatlılar ile Lantern Festivali Harcama

Ice cream, sweets, everything you want.

Dondurma var, şeker var, canınız ne isterse.

We are going to ride horses and eat sweets.

Atlara doğru koşalım. Ve şeker yiyelim.

Try not to eat too many sweets while I'm gone, you don't want to add to your muffin top.

Çok tatlı yememeye çalış, kemerinden taşmasın.

Back when Makoto saw her here, I'll bet she just came to buy sweets too.

O gün, ayrıca Hiroka Futako-Tamagawa'ya da gitmişti. Ama sadece bir miktar çörek aldı.

At least they weren't some sort of prima donnas who mock others and suck up to their dads to beg for some change for sweets.

En azından sırf asıI kadın olabilmek için insanlarla alay edip başkalarına yaranmaya çalışmadılar.

Other than eat more sweets, not really.

Daha fazla tatlı yemekten başka bir şey yapmayacağım galiba.

Come on, sweets.

Hadi tatlım.

Coming in here with Achmed, it's like a kid in a sweets shop.

Buraya Ahmet ile gelmek, bir çocukla şekerciye gitmekle aynı.

Khow how to ba ke sweets?

Nasıl tatlı yapılır biliyor musun?

I bring sweets for the sweet.

Şeker birine tatlı getirdim.

Is that how we make up now, with sweets?

Böyle mi barışacağız yani, tatlı yiyerek mi?

I'm trying to stay away from sweets.

Ama tatlılardan uzak durmaya çalışıyorum.

Miss Buck puts sweets on a plate and we sit and listen to the wireless.

Bayan Buck tabağa tatlı koyuyor ve oturup radyo dinliyoruz.

Oh, sweets.

Sağolsun.

How much for sweets such as yours?

Bu günler o elindeki ne kadar?

Sweets...

Sweets...

Sweets?

Çalışıyoruz.

Sweets.

Sweets.