English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ S ] / Sweet lady

Sweet lady translate Turkish

254 parallel translation
Fear not, sweet lady.
Korkma, tatlı bayan.
Thine eyes, sweet lady, have infected mine.
Benimkiler kaptı bile hastalığı o güzel gözlerden.
- That's a sweet lady.
- Hoş bir hanım. Sıcak, içten.
Sweet lady... fair virgin...
Tatlı bayan güzel bakire.
Here you are, sweet lady.
Buyurun, tatlı bayan...
Sweet lady of the night
Gecenin tatlı hanımı
Sweet lady.
Tatlı bayan.
- Hello, sweet lady.
- Merhaba tatlı bayan.
No, sweet lady, you are welcome here.
Hayır, tatlı bayan, buraya hoşgeldiniz.
And that, sweet lady, is the whole story.
İşte, tatlı bayan, bütün hikaye böyle.
Have no fear, sweet lady.
Korkma sevgili leydi.
You have killed a sweet lady, and her death shall fall heavy on you.
Tatlı bir hanımı öldürdün, bunun bedelini ağır ödeyeceksin.
Mama's gone to Heaven, cherie, like that sweet lady...
Annen gitti... Cennete, tıpkı buradaki tatlı bayan gibi. Hepsi Cennete gider.
Good night, sweet lady.
İyi geceler, tatlı bayan.
And his wife is such a sweet lady.
.. Ve karısı ne tatlı bir bayandı.
Alas, sweet lady, what imports this song?
Elindeki değnekten. Ah güzel Ophelia, bu şarkı da ne böyle?
Sweet Lady Gumbo.
Tatlı hanım Gumbo.
And she, sweet lady, dotes. Devoutly dotes, dotes in idolatry, upon this spotted and inconstant man.
Ve o da, o tatlı bayan, aşıktır Demetrius'u sevmektedir.
A picnic, sweet lady?
Piknik, tatlı bayan?
That's a fine way to greet a sweet old lady.
İnsan tatlı bir hanıma böyle mi davranır?
Don't you want to be sweet and clean and decent, like a lady?
Bir hanımefendi gibi tatlı, temiz ve edepli olmak istemiyor musun?
I didn't realize it before, but she is a very sweet young lady.
Daha önce fark etmedim, ama çok hoş bir bayan.
It was because she was so sweet herself... because she was a real fine lady.
Bunu yapardım çünkü kendisi çok tatlı bir insandı ve gerçekten çok iyi kalpli bir hanımefendiydi.
SWEET LITTLE OLD LADY LIKE HER, IT JUST DON'T SEEM RIGHT... FOR HER TO BE WORKING WITH US ON A STICKUP CAPER.
Onun gibi sevimli ve yaşlı bir kadının silahlı soygunda bizimle çalışması hiç de doğru gözükmüyor.
WELL, IT'S JUST THAT - WELL, AT THIS VERY MOMENT, MRS. WILBERFORCE, THERE IS WAITING AN INVALID, A DEAR, SWEET, LITTLE OLD LADY -
Bayan Wilberforce, tam şu an hasta, tatlı ve yaşlı bir bayan - sizin gibi onun da ilerde mekanı cennet olsun - korkacak hiç bir şeyi olmadan bir sükunet ama büyük bir umutla bekliyor.
And she turns the housekeeping over to the feeble-minded grandmother, who's a very sweet old lady, but who don't think it's necessary to pay the grocery bills as long as she's got money to play the numbers.
Evin idaresini yarım akıllı büyükanneye bıraktı ki aslında çok tatlı yaşlı bir hanımdır ama loto oynayacak parası olduğu sürece bakkal faturalarını pek kafaya takmaz.
I feel the sweet warmth of a lady. You know?
Bir hanımın tatlı sıcaklığını hissediyorum.
That sweet, little old lady with the gray hair?
O beyaz saçlı, tatlı, yaşlı bayan mı?
That sweet old lady?
Şu çok şeker yaşlı bayan mı?
It's probably the house of some sweet little old lady.
Orası muhtemelen yaşlı sevimli bir kadının evi.
Good night, sweet my lady Juliet.
İyi geceler. tatlı hanımım Juliet.
The little old lady in the sweet shop.
Şekercideki yaşlı bayan.
Sweet talking a man's lady as you beat her man out of his paycheck in the back room of a horse parlor?
Kadınlara hoş görünürken hipodromda kocalarını dövüp bütün maaşlarını ellerinden alırsın.
A whisky sour on the sour side... and for the lady, a Bacardi on the sweet side.
"Whiskey sour". Hanımefendi içinse tatlısı fazla Bacardi.
A very sad and unchristian thing just happened. A sweet old lady's car was stolen, a Chevy Malibu.
Şu anda hiç de hoş olmayan bir şey oldu, yaşlı bir bayanın arabası çalındı, bir Chevy Malibu!
And this time ain't nothin'gonna stand between me and my destiny with the sweet lips of Lady Laura!
Ve bu sefer benim kaderim ve Lauranın ıslak dudakları arasında hiçbir şey duramayacak!
A sweet little lady, I guess
# Küçük şirin bir hanımmış #
Only insulting he did was stick it into a French lady... ... that he was sweet on.
hakarete gelince, Corky Bob'un abayı yaktığı bir Fransız kadınla yattı o kadar.
You have, among you, killed a sweet and innocent lady.
Sizlerse aranızda, tatlı ve masum bir genç kızı öldürdünüz.
The lady is dead... upon mine and my master's false accusation. Sweet Hero!
Ve hanımın benim ve efendimin iftiraları sonucunda öldüğünü.
I got robbed by a sweet old lady on a motorized cart.
Tatlı yaşlı bir bayan tarafından soyuldum motorlu bir market arabası sürüyordu.
She ´ s such a sweet old lady, and she ´ s interested in spiritualism.
O çok tatlı bir bayan. Spiritualizm'le de ilgileniyor.
Some sweet, little old lady... probably someone's grandmother, is getting ready for bed.
Tatlı, küçük yaşlı bayan.. muhtemelen birinin büyükannesi, yatmaya hazırlanıyor.
How does a sweet young lady mortgage her future... for a bunch of scraggly ideals and greasy-haired promises?
Nasıl böyle genç bir kadın geleceğini ideolojiler yüzünden mahvetti?
They call them lady's drinks, perhaps because they're so sweet.
Bayanların içkisi diyorlar, bunlara. Belki böylesine tatlı oldukları için.
Too sweet. Now, this is called a Lady Baltimore cake.
İşte, bunun adı Bayan Baltimore pastası.
Then one day a sweet old lady tripped on one and broke her ankle.
Sonra bir gün tatlı yaşlı bir bayan birine takıldı ve bileğini kırdı.
A sweet Athenian lady is in love with a disdainful youth : anoint his eyes.
Tatlı, Atinalı bir kız küstah bir gence aşık.
Sweet lady.
Tatlı bir yaşlı bayan.
Sweet old lady on pie box is now super-villain.
Çörek kutularındaki tatlı teyze şimdi süper canavara dönüştü.
Okay, bye. Good-bye, my sweet lesbian lady lover.
Hoşçakal, benim tatlı lezbiyen sevgilim.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]