English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ T ] / Take your money

Take your money translate Turkish

1,010 parallel translation
- You'd better take your money with you.
- Paranı da yanına al.
He's a Chiricahua Apache so he'll take your money.
O bir "Chiricahua Apache", para verirsen konuşur.
But I may take your money and chase after Morris and squander it on him.
Ama paranı alıp, Morris'in peşinden gider ve onunla çarçur edebilirim.
Look, I don't want to take your money, sister!
Bak, paran gitsin istemiyorum.
You take your money and I'll take my apple!
Al paranı, ver elmalarımı!
Take... Why don't you take your money?
Al — paranı niye almıyorsun?
No, sir, I wouldn't take your money... not after all you're doing for my boy.
Hayır bayım, paranızı alamam oğlum için yaptıklarınızdan sonra olmaz.
You take your money and run.
Paranızı alıp kaçarlar.
Take your money, idiot.
sorularını başka zaman sorarsın gerçekten de, bana büyük bir hizmette bulundun onun kılıcını al, Doutreval. hadi paranı al, aptal...
He didn't take your money, did he?
Senin paranı almadı, değil mi?
Meanwhile, take your money back.
O zamana kadar paranı geri al.
I won't take your money.
Paranızı almayacağım.
" I'd be delighted to take your money, and your pants.
Ben ve Katsumi'yle poker oynamaya ne dersin? Paranı ve altındaki donu almaktan zevk duyacağım.
Go on take your money!
Hadi, paraları sökülsene.
I cannot take your money.
Sizden para alamam.
You think I'd take your money?
Bu parayı alacağımı mı sanıyorsun?
Take your money.
Paran senin olsun!
Take your money.
Al şu parayı.
You sign that, and you can take your money and clear out.
Şunu imzalayın, sonra paranızı alabilir ve yolunuza gidebilirsiniz.
Take your money and go to bed.
Paranı alıp yatağına dön.
Take your money!
Biz vazgeçiyoruz.
I teach him take your money.
Paranı nasıl alacağını öğrettim.
Well, take your money and go
İyi! Parayı nereden bulacaksın?
I won't take your money.
Senin paranı almam.
- I'll take your money.
- Paranı alacağım.
And then you do want to take your money out of the banks first thing Monday morning.
Ve o zaman Pazartesi sabahı ilk iş paranı bankadan çekeceksin.
- Neither will I take your money!
- Paranı başını çal!
No, pimps don't get dates for you, they just take your money.
Hayır, pezevenkler senin için buluşma ayarlamaz, onlar sadece paranı alırlar.
Ivan, you mean you take your money and you buy that?
Ivan, paranı aldın ve buna mı yatırdın?
Well, you see, my firm has the policy on the L.A. Armored Car Company we stand to take... - Worried about your money, is that it?
Anlarsınız, şirketimin elinde L.A zırhlı araba şirketine ait kesin ödeme emri olan bir sigorta poliçesi var.
Remember, this is money out of your pocket too, so take no chances
Unutma, bu iş sanada para kaybettirir, onun için sakın işleri şansa bırakma.
Take my advice, get your money from John and get out of town.
Sen beni dinle, John'dan paranı al ve buralardan git.
Whatever money you earn, you take to your wife, you fool!
Ne para kazanırsan kazan, karına harcıyorsun, seni aptal!
Take your white man's money and get out.
Paranı al ve defol git.
I'll take all your money.
Bütün paranı alacağım.
I would take advantage of your ration coupons to make some extra money.
Senin kuponların da benim avantajım olacak.
Even if your father could help me, I couldn't pay him the kind of money it would take.
Baban bana yardım etse bile o parayı karşılayamam ben.
You take the money Friday afternoon, put it in your purse and just walk out.
Parayı Cuma günü al. Öğleden sonra. Çantana koy ve direkt dışarı çık.
Take out seven hundred thousand for your lawyer's fee, your parcels and your money orders, but the rest is still here.
700,000 kadarı avukatının masraflarına ödemelere falan gitti ama gerisi duruyor.
Take back your money.
Paranı geri al.
All your money, you can't take it with you.
Tüm paran onu yanında taşımaya yetmez
Take your damn money!
Lanet paranı al!
Then, now that you have paid your taxi we may take it that you have no money at all.
Sonra taksi parasını ödediniz... Ama hiç paranız yokmuş gibi düşünelim.
Well, then take your half of the money and get out.
Öyleyse payın olan yarısını al ve çık.
Now, you take that bad back of yours right over to Red Creek and tell your friends we're even, money-wise.
Şimdi, o koca yığınını al Red Creek'e götürüp arkadaşlarına paraca eşitlendiğimizi söyle.
You mean, you let him take care of your money?
Paranı idare etmesine izin mi veriyorsun?
- Well, I don't want to take all your money.
- Bütün paranı almak istemiyorum.
while your man Tokuemon has set himself up as priest of Aizome Temple... in Yotsuya, and is trying to gather the money you lost... in order to get you back in good with Oboshi, so you can be part of the revenge. And then when you some forty men take your own lives after it's done,
Adamınız Tokuemon, Yotsuya'da Aizome tapınağında, bir rahip kılığında... sizin kaybettiğiniz paraları biriktirmeye çalışırken... sırf sizi Oboshi ile denk bir güç haline getirip... intikamın bir parçası olmanız için uğraşıyor ve sonra... siz ve kırk adam, her şeyi halletikten sonra, kendi hayatınıza son vereceksiniz.
Take our money, you put your life on the line.
Paramız karşılığında, hayatını ortaya koyacaksın.
You keep your money, and you take me with you.
Paran sende kalsın, giderken beni de yanına al.
Take your wooden hearts out and find the soul in Mexico. And bring back money.
Tahta kalplerinizi bırakın ve Meksika'da gerçek ruhu bulun.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]