Technically speaking translate Turkish
144 parallel translation
Technically speaking, we can't talk about advantages. The game's over.
Teknik olarak artık avantajlardan konuşamayız.
Technically speaking, to be decadent is to be weak, diminished in energy, sterile.
Teknik açıdan çöküş, enerjinin olmaması ve kısırlıktır.
Technically speaking, what do I do?
Teknik açıdan, ben ne yapacağım?
Even these aren't allowed, technically speaking.
Burada bunların teknik olarak konuşulmasına bile izin verilmez.
That's a first-class photo, Turner, technically speaking but I don't think it's a suitable image.
Teknik açıdan Turner, bu birinci sınıf bir fotoğraf ama uygun bir resim olduğunu sanmıyorum.
Oh, well, technically speaking, I don't have an official appointment but he did ask me to call him personally, and I was in the neighborhood.
Jerry'yle resmi bir randevum yok ama kendisini özel olarak aramamı istedi. Yandaki binadaydım ve bir uğrayabilirim diye düşündüm.
Dr. Jastrow has no more claim to American citizenship, technically speaking, than Adolf Hitler does.
Dr. Jastrow'ın Amerikan vatandaşlığına geçmesi Adolf Hitlerin geçmesi kadar zor görünüyor.
Technically speaking, I have to know what's in there.
Teknik olarak, orada ne olduğunu bilmem gerekir.
Actually, "0K" is not a threat, technically speaking.
Aslında "0K" teknik olarak Bir tehdit değildir.
- But maybe technically speaking.
- Teknik açıdan öyle olabilir
He was dead, technically speaking.
Teknik olarak ölmüştü.
Well, technically speaking, I haven't.
Teknik olarak, yapmadım.
Wait a second. Technically speaking... if you knew about that the whole time... and you didn't tell me that you knew, that would make it your secret.
Teknik olarak bunu biliyorsan, ve bunca zamandır bana bunu bildiğini söylemiyorsan bu durumda sen sır saklıyorsun demektir.
You're my boss, technically speaking.
Teknik olarak, artık benim patronumsun.
Well, technically speaking, Suzanne, those tapes actually belong to us. I mean, to the station, until such time...
Teknik olarak Suzanne, aslında o kasetler bize ait, yani kanala ve de...
So technically speaking, who will I be boinking?
Yani teknik olarak konuşursak, kimi düdükleyeceğim?
But technically speaking, it wasn't a direct threat.
Fakat doğrudan doğruya tehdit yok.
Low excitation energy, technically speaking.
Teknik ifadeyle, alçak uyarımın oluşturduğu enerji.
- Technically speaking of course.
- Teknik olarak elbette.
- Technically speaking they're called apparitions.
- Teknik olarak tuhaf görüntüler diyebiliriz.
Technically speaking, all of his victims'wounds were self-Inflicted.
Teknik olarak konuşursak, bütün kurbanları kendi kendilerini yaraladı.
- Well, yeah, technically speaking it's a brush, but this brush was made by the finest Andalusian group, bristles handpicked by Andalusian gypsies straight of the mane of Andalusian horses, going into far of Andalusia.
Teknik olarak ta konuşmam gerekirse bu sıradan bir fırça ama aslında bu fırça dünyanın en iyi tahta ve en asil atların kıllarından yapılmıştır. Bu atlar Andaluzia'nın en iyi meralarında yetiştirilmiştir.
Technically speaking, Jill, you scored.
Teknik konuşmak gerekirse, Jill, sen gol attın.
Now technically speaking let's say, put me down as a whatever.
Teknik olarak söylemek gerekirse, beni "herneyse" cinsine sokabilirsiniz.
- You're not a third wheel. - Technically speaking, you're a fifth wheel.
Fazlalık değilsin.
No... technically speaking, I suppose I'm not a real person.
Hayır... teknik olarak konuşmak gerekirse, Sanırım ben gerçek bir kişi değilim.
You know, it occurs to me that, with you in command, and Tuvok off the ship, that makes me Acting First Officer, technically speaking.
Bilirsin, komuta sendeyken ve Tuvok gemi dışına çıktığında, teknik olarak Vekil Birinci Subay, ben olurum.
- Well, technically speaking I'm as old as I'm ever gonna get.
- Ama yaşlı değiliz. - Teknik acıdan ben yaşlanabileceğim kadar yaşlandım.
Technically speaking, your fire went out centuries ago.
Teknik olarak bakarsak, senin ateşin asırlar önce söndü.
You appear to have back-doored into a part of the game that, technically speaking, shouldn't even exist.
Oyunun, teknik konuşmak gerekirse hiç var olmaması gereken bir bölümüne arka kapıdan girdiniz.
Technically speaking, it's this morning.
- Aslında sabah oldu.
- Your, uh, squad - is gonna have a real tough time when, technically speaking, you don't exist :
- Sizin, uh, takımınız... ulusal şampiyonayı kazansa bile, var olmuş olmayacaksınız.
Well, technically speaking, the procedure is brain damage, but it's on a par with a night of heavy drinking.
Teknik olarak zaten bu işlem beynin zarar görmesi demek. Ama çok içtiğiniz bir akşamkinden daha büyük bir zarar değil.
Technically speaking, it's a difficult one to get around...
Teknik olarak, birinin bunu yapması zor da olsa...
Technically speaking, we're standing on unhallowed ground.
Teknik olarak kutsanmamış bir zeminde bulunuyoruz.
Actually, technically speaking, he is... not really a murderer.
- İşin aslı, teknik olarak... O aslında katil değil.
You became... [wacky noises] technically speaking. So, only when ling-ling is disappointed, eh? Hmm.
Yani sadece Ling-Ling hayal kırıklığına uğradığı zaman ha?
Technically speaking.
Pek sayılmaz.
Because... You know, technically speaking, the zero would be nothing.
Çünkü malum matematiksel olarak sıfır hiçbir şeydir.
And this is also my friend, technically speaking...
Ve bu arkadaşım da...
Technically speaking...
Teknik olarak...
Well, technically speaking.
Teknik olarak öyle.
Technically speaking, it is cheating. The game should be over.
Teknik açıdan, buna hile denir ve oyunun bitmesi gerekir.
Now, technically speaking, they're not financing the war but creating a situation where it pays to keep it going.
Teknik olarak konuşursak, savaşı finanse etmiyorlar öyle bir durum yaratıyorlar ki sürmesi için para ödemiş oluyorlar.
It wasn't terribly illegal. I mean, technically speaking.
Aslında teknik olarak bu da yasa dışı değildi.
She is a serving officer, which is more than you can say about us, technically speaking.
Subay olarak görevde teknik olarak bizden daha üstün seviyede.
But technically speaking, didn't we win?
Baksanıza teknik olarak biz kazanmadık mı?
There they are - - my two colleagues technically speaking.
İşte oradalar. Benim iki meslektaşım teknik konuşmak gerekirse.
technically speaking, she's not in the Japanese-styIe room, she's in Shirou's room.
Shirou'nun odasında.
Technically speaking, we're in the middle of an ice age right now, but, fortunately, a relatively warm part of one.
Teknik anlamda, biz şu anda bir buz çağının ortasındayız. Bereket versin ki, nispeten sıcak bir dönemindeyiz.
It passed noon while I was speaking, so that was technically accurate.
Ben konuşurken güneş ayı geçti, yani teknik olarak doğru.
speaking 300
speaking of which 971
speaking foreign language 40
speaking arabic 43
speaking gibberish 33
speaking in spanish 40
speaking of 385
speaking japanese 35
speaking of that 54
speaking russian 71
speaking of which 971
speaking foreign language 40
speaking arabic 43
speaking gibberish 33
speaking in spanish 40
speaking of 385
speaking japanese 35
speaking of that 54
speaking russian 71