Speaking in foreign language translate Turkish
37 parallel translation
( speaking in foreign language )
Y Azevedo. Sağol, hayatım.
[SPEAKING IN FOREIGN LANGUAGE]
Bunu yaptığına inanamıyorum. Lütfen beni bekle.
[SPEAKING IN FOREIGN LANGUAGE]
[SPEAKING IN FOREIGN LANGUAGE]
- [speaking in foreign language]
Dalga mı geçiyorsun? KOCAMANLAR!
[speaking in foreign LANGUAGE]
Nizh-oh-nee-ay.
[SPEAKING IN FOREIGN LANGUAGE]
- Kimin işine gelir ki?
[SPEAKING IN FOREIGN LANGUAGE] I wanna say "duh," but...
Evet demek isterim ama...
( SPEAKING IN FOREIGN LANGUAGE ) Ripped By mstoll
Hoc est infantima malom.
( speaking in foreign language )
Tamam. Ah... doğruluk.
I might have dodged a bullet there. ( speaking in foreign language )
Halen şu turist tuzaklarına yaptığımız yıkımlar için kendimikötü hissediyorum.
[speaking in foreign language]
Benim adım Shima.
[Akhter speaking in foreign language]
Dhaka'ya geldiğimde teyzemin yanında kaldım.
[Akhter speaking in foreign language]
Burada bir sendika kurdum.
[speaking in foreign language]
Kızımda sarılık var.
[speaking in foreign language ] [ interviewer]
Yastığın üzerinde uyuyor. Nadia'yı bırakacağın için kötü mü hissediyorsun?
[speaking in foreign language]
Bu babam.
[speaking in foreign language]
Bangladeş işçileri için hayat mücadelesinin sınırı yoktur.
( PRIEST SPEAKING IN FOREIGN LANGUAGE )
Entrika ve kurnazlıkla onları dağıt.
[all snarling ] Right now! [ speaking in foreign language ] [ all panting]
Hemen! Bu taraftan!
[MAN SPEAKING IN FOREIGN LANGUAGE] What does he want?
Ne istiyor?
( speaking in foreign language ) My honorable grandfather says, that only good men don't know how to lie.
Büyükbabam sadece iyi insanlar yalan söylemeyi beceremez diyor.
Am I speaking... in some strange foreign language?
Farklı bir dilde mi konuşuyorum?
Well, uh... am I speaking'in a foreign language, or is it your memory that needs fixing?
Peki uh... Başka bir dilde mi konuşuyorum yada hafızanın onarılmaya mı ihtiyacı var?
Speaking from time to time in a foreign language.
Zaman zaman başka dil konuşma.
[DOG BARKING IN BACKGROUND ] [ SPEAKING FOREIGN LANGUAGE]
Bu bir tuzak..!
( Speaking in foreign language )
- Çocuklar neden saklanıyor?
[MAN SPEAKING IN FOREIGN LANGUAGE]
- Şuraya git.
[SPEAKING IN FOREIGN LANGUAGE] What?
Hayır?
Guy with a bomb, speaking a foreign language, possibly in code, hacked into AFIS so we don't identify him.
Bir yabancı dil konuşan bir bomba ile Guy, muhtemelen AFIS saldırıya kod, de yüzden onu tanımlamaz.
( Speaking in foreign language ) What'd he say?
- Ne dedi?
[Speaking foreign language] No, dear sister, in Austria.
Hayır, sevgili kardeşim.
Am I speaking in a foreign language?
Yabancı bir dilde mi konuşuyorum ben?
[speaking in foreign language]
Çalışmakta olduğum yerde, merdivenlere yaklaştım.
[speaking in foreign language]
Çünkü eskiden, dikiş dikmeyi öğrenmek için gelen insanlar vardı.
[woman speaking in foreign language]
Hükümet bizi şiddetle bastırdı ve sonuç olarak beş işçi öldü 23 kişi tutuklandı, ve 40'dan fazlası yaralı.
[Akhter speaking in foreign language]
Onu seviyorlar ve muhtemelen benden daha iyi bakıyorlar.
[dafydd speaking foreign language] Dafydd, come and have the bloody toast, Or I'm throwing it in the bloody bin.
David gel şu tostları ye yoksa çöpe atacağım!
speaking in spanish 40
speaking indistinctly 40
speaking 300
speak 840
speaker 143
speakers 17
speak of the devil 271
speak english 112
speaking of which 971
speaking foreign language 40
speaking indistinctly 40
speaking 300
speak 840
speaker 143
speakers 17
speak of the devil 271
speak english 112
speaking of which 971
speaking foreign language 40