English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ S ] / Speaking of which

Speaking of which translate Turkish

1,538 parallel translation
Oh, um, speaking of which, Can you go down to 215th street impound In the morning, give Reeves'car a once-over?
Aklıma gelmişken yarın sabah rehin yerine gidip Reeves'in arabasına bir göz atabilir misin?
hey, speaking of which... i'm working on something big.
Sözü açılmışken, büyük bir olay üzerinde çalışıyorum.
Speaking of which, Are you telling me you can't find those shoes by now?
Bu arada, hâlâ o ayakkabıları bulamadığını söylemeyeceksin, değil mi?
Speaking of which, say hi to Mark.
Bu arada, Mark'a merhaba diyin.
Hey, speaking of which, uh, why is it that no one seems to know anything about you?
Gerçekten bahsetmişken, neden kimse seninle ilgili gerçekleri biliyor gibi görünmüyor?
Speaking of which, you still owe me the money.
Hazır konu açılmışken, bana hâlâ borcun var.
Speaking of which, we gotta book another round with Amy soon.
Bu arada konu açılmışken, Amy ile yakında bir başka randevumuz var.
Speaking of which, how is Amita?
Cazibe demişken, Amita nasıl?
Speaking of which, I have a feeling I have treated you before...
Aslına bakarsanız, daha önce de sizi tedavi etmiş gibiyim...
Speaking of which, Eun Chae is old enough to get married, right?
Eun Chae evlilik yaşına geldi, değil mi?
Speaking of which
Kim söylüyor.
Speaking of which
Kimin konuşması.
Speaking of which, you know how I got these scars?
Bu arada, bu yaraların hikayesini biliyor musun?
Speaking of which, you're fired.
Bu arada lafı açılmışken, kovuldun.
Speaking of which, where is that incompetent waiter?
Hazır bahsetmişken, nerede bu beceriksiz garson?
Speaking of which, aren't you supposed to be protecting someone?
İş demişken, birini koruman gerekmiyor muydu?
Speaking of which, you should get yourself a fucking piece.
Neden bahsediyorsun, Sanırımkendinle barış yapman gerekli dostum.
Speaking of which, did you see their genuine serial killer?
Ne demek istediğimi anlıyor musun? Unutmadan, seri katili gördün mü?
Speaking of which, did you see "Sleeping Beauty"?
Bu arada, "Uyuyan Güzeli" gördün mü?
Speaking of which, it is nigh time to send your niece to a safe haven. To the convent of the Crooked Tooth Sisters.
Hazır konu açılmışken, yeğeninizin Eğri Diş Manastırı'ndaki rahibelerin arasına katılma zamanı artık geldi.
Speaking of which, that credit from my friends-and-famiIy plan...
- Ne düşünüyorsun? - Adolfo mu?
Speaking of which, I recommend this vase.
Bu arada şu vazoyu öneririm.
- Speaking of which, the big meeting.
- Tamam. - Konu açılmışken- - Büyük toplantı.
Speaking of which... I have reason to believe that sylar is here... in D.C. This could be the win that we both need.
Hazır konuşmuşken bana kalırsa Sylar burada...
Speaking of which, you haven't told me what that is.
Konusu açılmışken, bana işin ne olduğunu daha söylemedin.
Speaking of which, I just want you to know that you'll be with me in spirit this summer.
Ot demişken, bütün yaz manen benim yanımda olacaksın.
Speaking of which I think brain full of pleasure And that dopamine made his entrance.
Biyolojik olarak, beyin zevk moduna geçtiğinde ve dopamin seviyesi yükseldiğinde olay bitmiştir.
Speaking of which...
- Bundan bahsetmişken.. - Mm-hm?
- Speaking of which, Mr...
- Aklıma gelmişken, Bay...
Speaking of which, can we leave?
Hazır konu açılmışken, yola çıksak nasıl olur?
Speaking of which, you gonna need this.
Bahsi açılmışken, buna ihtiyacın olacak.
Speaking of which, I expect you're wondering how you could ever repay me.
Hangisiyle konuşursan konuş, umarım bana nasıl geri ödeyeceğini merak edersin.
Speaking of which, do we think that Marie Laure gave the bride any words of advice?
Marie Laure geline hiç bir tavsiye verdi mi?
- Speaking of which, step into mine.
- Benim kabusuma katılabilrsin.
Speaking of which, I've been thinking.
Hazır aklıma gelmişken, uzun uzadıya düşündüm.
Oh, speaking of which, what's going on with that one?
Hazır konu açılmışken, onunla aranızda neler dönüyor?
Speaking of which, what's yours.
Sen hangi dindensin?
Speaking of which, when are going to tell me about my dad?
Sırası gelmişken babam hakkında ne zaman konuşacağız?
Speaking of which...
Bahsi geçmişken- -
Like, speaking of which, what happened back there?
Onlarla konuşurken, ne oldu orada?
Yeah, and speaking of which,
Evet ve hangisine işaret ediyor?
Speaking of which.
Söz açılmışken...
Speaking of which, thanks for hooking Brad up with his new girl.
Bu arada, Brad'e şu yeni kızı ayarladığın için teşekkürler.
Speaking of which... are you nailing Orson like we discussed?
Orson'la, konuştuğumuz gibi birlikte oluyor musun?
Speaking of which, do you mind if I take this?
Bunu alsam sorun olur mu?
Speaking of which, does your short stay include a pit stop at the planet to see clark?
Bu kısa sürelik ziyaretinde Planet'e gidip Clark'ı görmek de var mı?
And, uh, speaking of which...
Ve, ne diyecektim...
Good no, we were seeing the sculpture and he was speaking much of her, but... it did not interest the subject to me and I did not render too much attention to which it said.
Heykele baktık, adam durmadan konuştu ama konuyla ilgili olmadığımdan dediklerine çok da dikkat etmedim.
Now, speaking of parents and peaking of bullshit - two ideas which aren't always mutually exclusive, by the way -
Ebeveynlerinizden ve zirve yapan zırvalardan bahsetmişken ki bu iki olgu birbiriyle çelişkili değildir.
Have you never heard such a mangling of the language which we are speaking?
Sen hiç bizim konuşmalarımızın bu kadar bozulduğunu duydun mu?
Speaking of which, I should go check on her.
Yani, bugün onun için zor oldu bayağı.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]