English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ S ] / Speaking of

Speaking of translate Turkish

8,209 parallel translation
Speaking of which, I'm getting hungry.
- Lafı açılmışken, acıkıyorum ben.
Oh, speaking of, you still owe me $ 14 for that cupcake.
Lafı geçmişken kek için 14 dolar borcunuz var.
Speaking of his stuff, there's something in a box back here is humming, and... oh, it stopped.
Oleg'in eşyalarından söz etmişken bu kutuların birinden birşey titreşiyor ve, durdu.
Speaking of which, you will take me to her now.
Kızımdan söz etmişken, beni hemen ona götüreceksiniz.
Speaking of which, can we take a little walk?
Bu arada biraz yürüyebilir miyiz?
Speaking of Gibbs...
- Gibbs'ten bahsetmişken...
Speaking of freaking...
Kafayı yemek demişken...
Speaking of babies, look, there's Han.
Bebeklerden bahsetmişken... Bak Han orada.
And speaking of flakes, there's Joe's flakey girlfriend.
Ve çıtırlardan bahsetmişken, bu Joe'nun çıtır sevgilisi.
Speaking of which, why are you in it, and who is he?
Bundan bahsetmişken, neden buradasın...
And speaking of jewelry and "shouldn't haves,"
- Mücevherlerden ve "hiç gerek yoktu" lardan söz açılmışken...
Speaking of whom, I thought you'd like to read the vice president's letter of resignation and declination of federal office before I take it over to him for his signature.
Yeri gelmişken, umarım okumuşsunuzdur. Başkan Yardımcısının istifa mektubu ve federal ofis tarafından reddi. Ben onun yerine imzalamadan önce.
Speaking of special days, did I overhear you and Darrin discussing Valentine's day and some kind of surprise?
Özel günlerden konu açılmışken Darrin'le Sevgililer Günü sürprizi hakkında konuşmanıza kulak misafiri oldum.
Speaking of things blowing up in your face that everyone saw coming,
Batırdığın şeylerden söz açılmışken... -...
Speaking of pretty boys, where's Reid?
Güzel çocuklardan bahsetmişken Reid nerede?
Okay, speaking of yum, let's get a fuckin'drink.
Tamam, mama demişken, gidip bir şeyler içelim.
Speaking of which, the Bentley Continental...
Konusu gelmişken, Bentley Continental...
So... Speaking of which, Director Merrick should be here any minute.
- Hazır konusu açılmışken, Müdür Merrick her an burada olabilir.
Well, speaking of minutes, we have 141.
Konusu açılmışken, 141 dakikamız kaldı.
Speaking of receiving signals, got the message loud and clear :
Konu sinyal almaktan açılmışken, mesajını gayet net aldım...
Oh, speaking of which, you girls have got to meet my son.
Bahsi geçmişken, kızlar, oğlumla tanışmanız gerek.
Ooh, speaking of which, I have a... I have a surprise. Um...
- Konu açılmışken, bir sürprizim var.
Hey, speaking of funky smells, should we start this investigation at the urinalysis lab?
Hazır konu acayip kokulardan açılmışken bu soruşturmayı idrar analizi laboratuvarına mı taşısak?
- So, speaking of today, did you see my analysis report?
Bugünden bahsetmişken değerlendirme raporumu gördün mü?
Speaking of which, shouldn't you be in the bone room, Dr. Edison?
Lafı açılmışken, kemik odasında olmanız gerekmiyor mu, Dr. Edison?
Speaking of syphilis... you probably should've had that whore of an ex-wife of yours checked before those two were born.
Frengiden bahsetmişken frengi pisliğine, eski eşinden şu ikisi doğmadan önce sahip olmalıydın.
Speaking of welcome distractions...
Hoş bir karşılamadan bahsetmişken...
But speaking of places we've gone lately :
Son gittiğimiz yerlerden bahsetmişken ;
Speaking of which, that's enough gossip, boys!
Lafını etmişken, bu kadar dedikodu yeter beyler.
So, speaking of your dad, um, how's his health?
Babandan bahsetmişken, sağlığı nasıl?
But speaking of McQueen, if there was ever a time to wear the Tactleneck- - Go!
McQueen demişken boğazlı kazak giyecek bir zaman varsa...
Yeah speaking of, I'm out.
Evet, lafı açılmışken, mermim bitti.
Hey, speaking of Lana and positions...
Hey, Lana'dan ve pozisyonlardan söz etmişken...
Speaking of, do I smell beeswax?
Bundan söz etmişken, balmumu kokusu mu alıyorum?
Speaking of, any word from slater?
Bundan... -... bahsetmişken, Slater'dan haber var mı?
Speaking of hands, nurse, I- - overplaying yours?
- Kendininkini fazla mı kullanıyorsun?
No. Although, speaking of blowing up- -
Ama patlama demişken...
Speaking of "H", do you se me in a sort of Leonard H. Bones McCoy type of role, or... - Meaning?
Benim için gemide bir tür Leonard H. McCoy rolü var mı yoksa...
Mmm, speaking of, I think I should go and see - if your Dr. Carsen needs any help. - Mm.
Bahsi geçmişken, gidip Doktor Carsen'ın bir şeye ihtiyacı var mı bir bakayım.
Speaking of better, me.
Daha iyi demişken ben.
Speaking of which... ( GROANS )
Yeri gelmişken...
I might think you were speaking of classified matters, and it would require your immediate arrest by the NSA, so, Red, I...
Bu da NSA tarafından tutuklanmanı gerektirir.
And if you lied to me and it turns out you're the killer seeking some sick act of revenge because mom did die in the bathtub that night, then I am never speaking to you again!
Ve eğer bana yalan söylüyorsan... Ve eğer katil sen çıkarsan annem o küvette öldü diye intikam alıyorsan seninle bir daha asla konuşmam.
I've found that my particular style of speaking and gesticulation is extremely off-putting to most boys.
I've found that my particular style of speaking çoğu erkeğe itici geldiğini fark ettim.
And speaking of toast, I don't know about you guys,
Ve tosttan bahsetmişken...
Mm, the analogy is not perfect, but in a manner of speaking, yes.
Mükemmel bir benzetme değil ama öyle de denebilir.
And if his life is the result of speaking the truth, then I'm proud of him.
Ve gerçekleri söylediği için ben onunla gurur duyuyorum.
( All speaking at once ) Yeah, we got a case of Mezcal... ( All speaking at once ) ( Man ) :
[Hepsi bir kerede konuşan]
( All speaking at once ) Compliments of the Mexican army. ( Man ) :
Meksika ordusunun Övgü [hepsi aynı anda konuşan].
But I'm here as a publisher speaking to her author, because we are thinking of expanding your column into a full page.
Ben burada yazarıyla konuşan bir yayıncıyım. Senin köşeni tam sayfaya çıkarmayı düşünüyoruz.
- Well, you know, in a manner of speaking.
- Bir bakıma.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]