English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ T ] / The client

The client translate Turkish

4,877 parallel translation
I'm now safely with the client, okay?
Müvekkilimizin yanındayım, tamam mı?
Hi, I'm the client.
Robert Tibbo'nun sesi, İnsan Hakları Avukatı
The client who hired us is paying $ 2 million each for the jewels inside of a single vault.
Bizi tutan müşterimiz bir kasanın içindeki mücevherleri almamız için kişi başı 2 milyon ödüyor.
But yesterday the client wired money to pay for storage at that address.
Ama dün müşteri o adresteki bir deponun ücretini ödemek için para transferi yaptı. KnightMorris.
To locate them precisely, we still need to know the client's name.
Yerlerini tam olarak tespit edebilmek için yine de müşterinin ismine ihtiyacımız var.
Except when the employee starts stealing from the client. I just found out.
Çalışanlar, müşterilerden çalmaya başlayana dek.
Was she afraid that the client would retaliate?
Müşterinin misilleme yapmasından mı korkuyordu?
You take one client, I could give a shit How big it is, and I'll make you a senior partner on the spot.
Bir müşteri getirirsen ne kadar iyi olduğuna inanırım ve seni kıdemli ortak yaparım.
You mean the bullshit that you have to drop them as a client?
Onlarla ilişiğini kesmek zorunda olduğun saçmalığı mı?
So our client in San Francisco has been charged with felony murder arising from the robbery...
Yani San Francisco'daki müşterimiz cinayetle suçlanıyor soygundan kaynaklanan...
Because he wasn't technically our client at the time.
Çünkü o zaman teknik olarak müvekkilimiz değildi.
With Braff directing, my client Cate Blanchett starring, and the great Lenny Turteltaub producing, this movie is a done deal.
Braff'ın yönetmenliği, müvekkilim Cate Blanchett'in katılımı ve muhteşem Lenny Turteltaub'ın yapımı ile bu film tamamdır. Bak tatlım.
Note the, uh, most popular client.
Popüler müşteri olarak not etmiş.
I-Ian! Your client is in breach of contract, and this is the last time
Sanatçın sözleşmeyi ihlal ediyor.
Mr. Sherman, this is Lieutenant Provenza, who had your client brought to the hospital, and this is Lieutenant Tao, who understands your business a little bit better than I do.
Bugün sanatçınızı hastaneye götürmüştü. Bu bey de Komiser Tao. Sizin işleri benden daha iyi biliyor.
Mike, would you ask J-me's manager how his client got the lead role in that film to begin with? Mm.
Mike, J-me'nin menajerine oyuncusunun bu filmde nasıl başrol kaptığını sorar mısın?
So, did you find my client's fingerprints on either the, uh, gun or the necklace?
Müvekkilimin parmak izlerini silahın ya da kolyenin üzerinde buldunuz mu?
Plus, we have a recording of your client threatening the life of James Elliott hours before he was murdered.
Müvekkilinizin cinayetten birkaç saat önce James Elliott'ı ölümle tehdit ettiği görüntüler var.
Isn't my client the only farmer in Kane who doesn't use your seeds?
Sizin tohumlarınızı kullanmayan tek çiftçi müvekkilim mi?
Isn't my client the only farmer in Kane who doesn't use your seeds?
Sizin tohumlarınızı kullanmayan tek çiftçi benim müvekkilim değil mi?
Our client has spent $ 400 million on RD for a product that is feeding the world.
Müvekkilimiz dünyayı besleyen bu ürün için 400 milyon ARGE'ye harcamış.
The AUSA, in our opinion, has no intention of trying our client, Camilla Vargas, on trade secret charges.
Savcı Yardımcısı, bize göre,... ticari sırlar suçlamasında müvekkilimizi deneme niyetinde olmadı.
! Mr. Perotti intends to bring economic espionage charges against our client, in my opinion, and he has disguised his true intentions to get our witnesses on the record.
Bay Perotti'nin müvekkilimiz aleyhine ekonomik casusluk suçlaması getirmek istiyor,... benim fikrime göre ve tanığımızı kayda almak için gerçek niyetini gizliyor.
Margaux : My partner didn't show, and your new client just joined the club.
Partnerim gelmedi yeni müşterin kulübe yeni katılmış.
This action is in no way an admission of guilt on the part of my client.
- Evet. Bu, müvekkilimin suçlu olduğu anlamına gelmez.
Client list includes a handful of foreign governments, four of the top six financial institutions in the world, and two former presidents.
... müşteri listesinin içinde bir avuç yabancı hükümette bulunuyor. 4 tanesi dünyadaki en iyi 6 finansal kurumdan sadece bir kaçı ve ikisi tane de eski Başkan.
When the memos that proved his client knew about the beads didn't show up in your court filings, he realized something was wrong.
Müşterisinin boncukları bildiğini gösteren dosya mahkeme dosyalamasında olmayınca bir şeylerin yanlış gittiğini anladı.
Which means they won't turn over their client data to the U.S.
- Bu da demektir ki müşterilerinin bilgilerini Amerika'ya vermeyecekler.
Toby's a good client. He ordered some sheets, I happened to be in the neighborhood, so I dropped them off.
Çarşaf sipariş etti, ben de o civardaydım onları bıraktım.
( Sophia ) Yes, but isn't it possible my client could've used the glass cutter for something other than a robbery?
Öyle fakat müvekkilimin cam kesiciyi başka bir işte kullanma ihtimali yok mu?
Attorney-client privilege, and I checked the observation room just in case.
Avukat-müvekkil dokunulmazlığı. Ayrıca gözlem odasını da kontrol ettim.
It was probably the same client who hired Tomas in the first place.
Büyük ihtimalle Tomas'ı kiralayan müşteridir.
Well, I doubt your client has the same high moral standards.
Müşterinin senin kadar ahlaklı olduğundan şüpheliyim.
So it would seem that Tomas is not the only one that this client has double-crossed.
Yani Tomas'a sadece müşterisi kazık atmamış.
Who was the client?
Kimin planı? Müşteriniz kimdi?
My attempts to trace the emails and wire transfers provided by Tomas and Katya have yet to reveal their client's identity.
Tomas ve Katya'nın sağladığı e-mailler ve para transferlerini takip etme girişimlerim henüz müşterinin kimliğini ortaya çıkaramadı.
We're saying our client made a decision based on the sexism of an outside business partner.
Biz, müvekkilimizin cinsiyet ayrımı üzerine kurulu yabancı bir ortak ile karar verdiğini söylüyoruz.
- If our client goes bankrupt on this case, you collect pennies on the dollar.
- Eğer müvekkilimiz bu davada iflas ederse, dolardaki penileri toplarsınız.
He's on the Night Ridge list, a client of Dustin McBride.
Night Ridge'nin listesinde de var, Dustin McBride'ın müşterisi.
ONE CLIENT WAS SENTENCED TO PROBATION, THE OTHER TO ANGER MANAGEMENT CLASSES.
Bir müvekkili şartlı tahliye edildi, diğeri de öfke kontrolü dersine yollandı.
I'm dropping you as a client, and I'm gonna make damn sure that you're sent back to the institution you crawled out of.
Artık müşterim değilsin. Ve o çıktığın enstitüye dönmen için elimden geleni yapacağım.
Stroh? Certain communications, like between you and Dr. Joe, for example, or a lawyer and a client, can't be given to the police or a D.A.
Belirli temaslar, senle Doktor Joe arasındakiler gibi örneğin veya bir avukat ile müvekkilinki, polise ya da bölge savcısına verilemez.
My client was under the impression you were trying to verify his story.
Müvekkilim hikayesini doğrulamaya çalıştığınız izlenimindeydi.
If your client would like to tell us the details of how he murdered Annie and attempted to dispose of her body, then we'll bring a D.A. in here with a deal for life in prison.
Müvekkilin Annie'yi nasıl öldürdüğünün ve cesedinden kurtulma girişiminin detaylarını anlatmak isterse o zaman, buraya müebbet hapis için anlaşma yapacak bir bölge savcısı getiririz.
- Yes, and if your client hadn't had some involvement in the disappearance of our key witness...
- Evet, şayet müvekkilinizin kilit tanığın kaybolmasında ilgisi olmamış olsaydı...
My client is innocent, and the state's attorney - is conducting a vendetta.
- Müvekkilim masum, Eyalet Savcısı kan davası güdüyor.
- The prosecution's direct suggested that my client took the Bishop case for no reason.
-... terapisti değil. - İddia makamı direk olarak müvekkilimin nedensiz yere Bishop davasını aldığını savunuyor.
The defense has to prove Governor Florrick can offer some testimony that would impact her client's guilt.
Savunma Vali Florrick'in, müvekkilinin suçuna etki edecek bir ifade vermesini teklif edebileceğini kanıtlamak zorundadır.
- And even the defense isn't accusing the governor of ordering Mr. Agos to steal these drugs, so, again : my client has nothing to contribute here.
- Savunma, Valiyi Bay Agos'a bu uyuşturucuları çalma emrini vermekle suçlamıyor olsa bile,... tekrar ediyorum : müvekkilimin burada hiçbir katıkısı olmaz.
And now you might want to explain why you barged into my client's house and dragged him downtown during the holidays.
Şimdi, neden müvekkilimin evine dalıp onu tatil zamanı merkeze sürüklediğinizi belki bana açıklamak istersiniz.
My client left the gang life years ago.
Müvekkilim çete hayatını yıllar önce bıraktı.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]