The curtains translate Turkish
948 parallel translation
Open the curtains.
Perdeleri aç.
Swear you won't look behind the curtains.
Perdenin arkasına bakmayacağına yemin et.
"I swear I won't look behind the curtains."
"Perdenin arkasına bakmayacağıma yemin ederim."
You've driven me near madness with your peering through the keyholes and gaping through the curtains.
Anahtar deliklerinden, perde aralarından beni izleyerek beni delirttiniz.
- Open the curtains, will you?
- Perdeleri açar mısın?
- You like the curtains?
- Perdeleri sevdin mi?
I'll close the curtains, madam, so the lightning won't bother him.
Perdeleri kapatacağım madam, böylece şimşekten rahatsız olmaz.
From now on I'll be sure to draw the curtains.
Şu andan itibaren perdeleri çektiğimden emin olacağım.
Soon as I get the curtains up it'll be all right.
Perdeleri asınca düzelir.
Close the curtains.
Perdeleri kapat.
Draw the curtains, Watson.
Perdeleri çek, Watson.
Then she asked me to step over and draw the curtains.
Sonra benden geri çekilmemi ve perdeleri çekmemi istedi.
When you drew the curtains you turned your back on her?
Perdeleri çekerken arkanı ona mı döndün?
And keep the curtains drawn.
Perdeleri de kapalı tutun.
I open the curtains.
Perdeleri açacağım.
Pull the curtains and turn on the lights.
Perdeleri kapat ve ışığı aç.
Perhaps she'll let me help her with the curtains and things.
Belki, perdeleri ayarlamak gibi işlerle kendisine yardım etmeme izin verir.
We dance all night... till the sun shines through the curtains.
Tüm gece dans ederiz ta ki günün ilk ışıkları perdelerin arasından süzülünceye dek.
- Dotted Swiss is nice for the curtains.
- Dotted Swiss perdeler için ideal.
There were eyes painted on the curtains around the walls.
Duvarlardaki perdelere göz resimleri çizilmiş.
Have you got the curtains?
Perdeleri aldınız mı?
Draw the curtains!
Perdeyi çek.
Up at the other house, we never closed the curtains.
Biliyorsun, diğer evde perdeleri hiç kapatmazdım.
Let me the curtains draw.
" Perdeyi örteyim.
I stay at Jane's and come down here and walk through the house, poke the curtains a bit.
Jane'lerde kaldığımda buraya gelirim. Eve doğru yürür, perdeleri bir parça aralarım.
Before you dust, take down the curtains and pack them in there.
Ama önce perdeleri indirin ve şuraya yerleştirin.
Open the curtains and let some daylight in.
Perdeleri açayım da biraz güneş girsin.
Pity we couldn't have done it with the curtains open in the bright sunlight.
Pity, bunu perdeler açıkken parlak günışığının altında yapamazdık.
We'd... better draw the curtains.
Perdeleri kapatsak iyi olur.
Open the curtains, will you?
Perdeleri açar mısın?
I'll close the curtains myself since none of you have bothered to.
Hiç biriniz zahmet etmediğine göre perdeyi ben kapayayım bari.
The curtains.
Perdeler.
The curtains, Jonnie.
Perdeler, Jonnie.
Draw the curtains.
Perdeleri çek.
They don't even draw the curtains!
Perdeleri bile çekmiyorlar!
The curtains are still here.
Perdeler hala burada.
It's gonna be so sweet when we can get them colored lights going... with nobody's sister behind the curtains to hear us.
Perdenin öbür tarafında bizi duyabilecek bir abla olmadan, renkli ışıklar ile her şey o kadar güzel olacak ki!
Close the curtains before you undress any further.
Daha fazla soyunmadan perdeyi kapat!
Close the curtains before I come out.
Ben çıkmadan, perdeyi kapasana.
Find yourself someone who likes pushing a baby carriage and shopping and changing the curtains on the window.
Bebek arabasını itmekten, alışverişten ve perdeleri değiştirmekten hoşlanan birini bul.
You'll let those curtains down or this is the last bath you'll ever have.
Perdeleri indir yoksa bu yapacağın son banyo olur.
I thought we might run up a few curtains and make a batch of fudge, while we were planning what to wear to the country club dance Saturday night.
Cumartesi gecesi golf kulübündeki dansta ne giyeceğimizi planlarken aramızdaki buzları eritip, iki lafın belini kırarız diyordum ben de.
Might as well have flypaper curtains in the house.
Bari, evdeki bazı sineklik perdelerini...
Well, we're gonna have curtains in the windows and carpets on the floors.
Pencerelerde perdelerimiz yerde de halılarımız olacak.
I wanted to have flowers around and fresh curtains in the kitchen.
Etrafta çiçekler ve mutfakta yeni perdeler isterdim.
And the curtains took fire.
Perdeler ateş almış.
That's my house over there, with the pink curtains.
Şuradaki pembe perdeli ev benimki.
In the mean time, go over there and open those curtains please?
Bu arada, şuraya gidip perdeleri açar mısın lütfen?
But there weren't any walls, just a lot of curtains with eyes painted on them. A man was walking around with a large pair of scissors cutting all the drapes in half. And then a girl came in with hardly anything on and started walking around the gambling room kissing everybody.
Ama duvarlar yoktu, sadece üzerinde göz resimleri olan perdeler vardı bir adam elinde makasla dolaşarak bu perdeleri kesiyordu sonra çok açık giyinmiş bir kız geldi ve herkesi öpmeye başladı.
The one who did my curtains?
Perdelerimi diken kadına.
I made the lampshades and curtains.
Abajur ve perdeleri kendim seçtim.
curtains 47
the card 32
the crow flies straight 33
the council 29
the choice is yours 166
the crew 35
the city 103
the car is here 16
the camera 86
the cars 36
the card 32
the crow flies straight 33
the council 29
the choice is yours 166
the crew 35
the city 103
the car is here 16
the camera 86
the cars 36
the cat 115
the cowboy 18
the cards 33
the car 277
the clock is ticking 101
the chair 57
the caretaker 29
the curse 50
the case 115
the cake 61
the cowboy 18
the cards 33
the car 277
the clock is ticking 101
the chair 57
the caretaker 29
the curse 50
the case 115
the cake 61
the club 60
the coast is clear 60
the case is over 17
the captain 118
the child 120
the case is closed 84
the cops 215
the clock 26
the cross 35
the code 52
the coast is clear 60
the case is over 17
the captain 118
the child 120
the case is closed 84
the cops 215
the clock 26
the cross 35
the code 52