The headmistress translate Turkish
130 parallel translation
- I have this letter for the headmistress.
- Bu mektubu müdireye getirdim.
The headmistress. " This is all I need...
Müdire. Bir bu eksikti.
That's what the headmistress said.
Müdire böyle söyledi.
I tired myself out, you know, getting the headmistress to forgive you.
Müdireye seni affettirebilmek için çok uğraştım.
The headmistress didn't think so, but I insisted.
Müdire hiç istemiyordu ama ben ısrar ettim.
That must be the headmistress.
Müdire olmalı.
What did the headmistress say?
- Müdire ne dedi?
This must be the headmistress.
Müdire olmalı.
I'll come tomorrow and speak to the headmistress, okay?
Yarın gelip müdireyle konuşacağım, tamam mı?
The headmistress hates it when people are late.
Müdire geç gelen insanlardan nefret ediyor.
Well, the headmistress, Miss Bray, she's got a letter for you to give to Mr Clayton.
Okul müdiresi Bayan Bray'in, Bay Clayton için bir mektubu var da.
And then the headmistress looked down her long nose and said :
Ve baş müdire uzun burnu ile bana baktı ve dedi ki :
How long have you been the headmistress?
Ne kadar süredir okulun müdiresisin?
Be quiet when the headmistress is talking. Understand?
Müdüre hanım konuşurken sesszi ol anladın mı?
- Hi. Have you met the headmistress yet?
Müdireyle tanıştın mı?
My pal the headmistress... told them not to believe anything I say... because she thinks I'm crazy.
Sıska baş müdirem onlara söylediklerime inanmamalarını söyledi. çünkü deli olduğumu düşünüyor.
I'm the headmistress of a girls'school... in West Riding.
Ben mi? West Riding'deki bir kız okulunun müdiresiyim.
At any rate, I shall be speaking... to the headmistress in the morning.
Ne olursa olsun sabah ilk işim müdirenizle görüşmek olacak.
The headmistress accepted because I'm white... and that for the boardinghouse's reputation... amongst all the half-castes there must be a few whites.
Müdire bunu kabul etti çünkü beyazım. Çünkü yurdun itibarı açısından... melezlerin arasında birkaç beyaz gerekli.
Oh, that's Miss McVane, the headmistress.
Kimdi bu, Zorro mu?
And now she's the headmistress... of a very posh, secluded private school in northern California. What?
ve şimdi o kuzey California.da özel bir okul da çok lüks ve inzivaya çekilmiş baş müdüre... ne?
- And now we have to go to the headmistress. - Let me talk.
Yönetime gidersek bırak ben konuşayım.
It was the headmistress of the school who guaranteed to look after me.
Okulun müdüresi bana göz kulak olacağına söz verdi.
You're the headmistress, you tell them.
Okulun müdiresi sensin, bunu onlara sen söyle.
I was worried he was going to take me to the headmistress'office.
Beni okul müdüresinin odasına götürecek diye korkmuştum.
Lauren, run and get the headmistress.
Lauren, koş ve müdireyi getir.
The headmistress couldn't get you out of that sycamore.
Okul müdiresi sei hayatta o çınardan indirememişti.
I'm Miss Harridan, the headmistress.
Ben Bayan Harridan, buranın müdiresiyim.
- Sister Anna, the headmistress.
- Rahibe Anna, yönetici.
I have a meeting with the headmistress.
Başöğretmenle toplantım var.
The headmistress was more concerned about the school's reputation.
Başöğretmen daha çok okulun ünü hakkında endişeliydi.
Something's wrong with her, I'm going to call the headmistress.
Bir sorun var, Başöğretmeni arayacağım.
However you will not see the headmistress in the near future.
Yakında Müdire hanımı göremeyeceksin.
Is is true that Mademoiselle Edith tried to escape when she was just a little girl and that the headmistress punished her by breaking her legs?
Matmazel Edith'in küçük bir kızken buradan kaçmaya çalışırken Müdire tarafından yakalandığı ve ceza olarak bacaklarının kırıldığı doğru mu?
I want to be chosen as the headmistress
Ben, Müdire hanım tarafından "Seçilen" olmayı diledim.
Every year, the headmistress comes and she chooses the one that wears the blue ribbon and she takes her away.
Müdire hanım her yıl buraya gelir ve mavi kurdelayı takanı seçer... ve onu götürür.
But I'll be afraid of the headmistress when she comes.
Ama o geldiği zaman, ondan korkacağım sanırım.
Listen, I'm the Headmistress of this School, okay? So I decide. And I trust him.
Dinle, bu okulun müdiresi değilim, tamam, ben karar çok ve ben ona güveniyorum.
The headmistress has told all the teachers and cleared any pills from the school's infirmary.
Müdür bütün öğretmenlere anlatmış ve okul revirindeki bütün ilaçlar atılmış.
Do not go to the headmistress'office without tucking in your- -
Müdirenin odasına bluzunu içine sokmadan gitme...
And they all watched as Clara chopped up the headmistress with an axe.
Hepsi seyrederken Clara müdirenin kellesini koparmış. Baltayla.
Okay, we have to go tell the headmistress.
- Müdire hanıma anlatmalıyız.
You're the headmistress now. You're all grown up.
Sen müdiresin artık, büyüdün.
So the next morning, he was all telling the headmistress that he saw me taking the crest above her office.
Ertesi sabah, okul müdiresine beni odasından armayı alırken gördüğünü söyledi.
You guys better get that back to the headmistress'office before someone sees it here.
Bunu biri burada görmeden müdirenin odasına götürseniz iyi olur.
"And there was that scandal at school, too" "She was the headmistress,"
Bir skandalı önlediler.
- This is Marguerite McCallister... headmistress at the Spencer School in Wildwood, New Jersey. - Hello?
- Merhaba?
And--ahem- - with the extra, if I happen to find myself alone with the angry headmistress...
Ve arta kalanıyla, kendimi kızgın bir okul müdiresiyle karşı karşıya bulursam...
In England, one often sees depictions of the stern headmistress.
İngiltere'de çoğunlukla okul müdiresi kıçları resmedilir.
Headmistress caught me smoking a joint in the toilets and booted me out of school, I chucked a brick through her window,
Müdüre, beni tuvalette esrar içerken yakaladı ve okuldan kovdu.
Oh look, the poor headmistress is vanishing before our eyes.
Zavallı Müdire Hanım da gözden kayboluyor.
headmistress 58
the hunger games 20
the hole 27
the hell i don't 16
the headmaster 20
the hell you say 21
the horses 42
the house is empty 22
the hills 19
the hell you don't 16
the hunger games 20
the hole 27
the hell i don't 16
the headmaster 20
the hell you say 21
the horses 42
the house is empty 22
the hills 19
the hell you don't 16
the hell with it 67
the heart wants what it wants 18
the house 261
the hell are you talking about 20
the hall 17
the hours 16
the horror 73
the head 74
the half 48
the housekeeper 42
the heart wants what it wants 18
the house 261
the hell are you talking about 20
the hall 17
the hours 16
the horror 73
the head 74
the half 48
the housekeeper 42
the house is on fire 21
the hell i can't 29
the hair 91
the horse 54
the hand 48
the hotel 71
the handcuffs 17
the hero 36
the heat 65
the honor is mine 25
the hell i can't 29
the hair 91
the horse 54
the hand 48
the hotel 71
the handcuffs 17
the hero 36
the heat 65
the honor is mine 25