English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ T ] / The house

The house translate Turkish

76,906 parallel translation
I'll see you at the house.
Evde görüşürüz.
Noah, it's the only thing I have in the house, I'm sorry.
Noah evde bulabildiğim tek şey bu, özür dilerim.
It's on the house.
Müesseseden.
Vik's mad because Mom let Dad back in the house.
Vik delirdi, çünkü annem... babamın eve geri dönmesine izin verdi.
Dad was in the house?
Babam evde miydi?
No, you're just never gonna wear pants - around the house again.
- Hayır, bir daha evin etrafında asla don giyemeceksin.
We're not uprooting the kids. They're staying in the house.
Çocukları ayırmıyoruz, evde kalıyorlar.
That woman's waited half her life to take her vengeance on the House of York.
O kadın York Hanedanlığından öcünü almak için ömrünün yarısını harcadı.
Londoners love the House of York.
Londralılar York Hanedanlığını sever.
I thought we'd just meet at the house.
Evde buluşacağız sanıyordum.
Maybe I'll just see you at the house.
Belki evde görüşürüz.
He left you the house, he left you the truck.
Sizi evden ayrıldı, kamyon bıraktı.
Dessert's on the house.
Tatlılar müesseseden.
It's a pleasure having boys in the house again.
Tekrar eve dönmeniz çok hoş çocuklar.
See... The dead boy who was found under the house?
Hani evin altında bulunan çocuk cesedi var ya?
Well... From then on, Every time that boy walked past the house...
O günden sonra o evi her geçişinde çocuk kendine bir şey demiş.
According to the arson report, the house is a total loss.
Kundaklamana dair rapora göre evin hali bitik.
Say, Coop, would you like to whip us up a couple of the house specials, please?
Say Coop. Evdeki özel ürünlerden bir kaç tane hazırlar mısınız, lütfen?
We always have staff in the house.
Eve hep birileri girip çıkıyor.
- Agent down! - Back on 6, take the house!
Memur vuruldu, girin, evi ele geçirin.
Gracie misses you, and we'd love for you to come back to the house.
Eve dönmen bizi çok mutlu eder.
I was trying to give Gracie her lesson, and Charlie was bouncing his ball against the house and refused to stop.
Gracie'ye ders vermeye çalışıyordum, Ama Charlie topunu duvara vurup duruyor, Ve bırakmayı reddediyor.
With the kids gone for the summer, we have snuggled in every room in the house.
Çocuklar yaz tatiline gittiğinden beri evdeki her odada yattık.
You should've seen your dad at the end of high school, kid, studying like he was gonna be the next Albert Einstein... barely left his house senior year except to go to school.
Liseyi bitirdikten sonra babanı görmeliydin evlat sonraki Albert Einstein olacakmış gibi çalışıyordu. Son sene okula gitmek haricinde evden bile çıkmadı.
The whole "I got to get a roof on my house" bullshit?
Bir yuva kurmam lazım saçmalıkları da ne?
I'll write you your goddamn prescription, and then I want you out of this house before I call the police to take you back to fuckin'prison.
Sana lanet olası reçeteyi yazacağım ve seni hapishaneye götürmeleri için polisi aramadan önce bu evden gitmeni istiyorum.
- At the lake house.
Göl evinde.
Next week we were supposed to see Elbow at The Bell House.
Gelecek hafta, Bell House'da Elbow'u dinlemeye gidecektik.
Earth knows that the wrath is coming from this house.
Dünya, gazabın bu evden geldiğini bilir.
! - Go check the safe house!
- Git güvenli evi kontrol et!
I saw her playing on her laptop at the safe house.
Güvenli evde laptopuyla oynarken görmüştüm onu.
I can only tell you what the others of our House will do and now they feel... forgive me, Your Grace, that you are a Welshman who's lived your life in France and does not even know our customs.
diğer hanedanlıklarımızın yapacakları ve şu anda, bağışlayın beni Majesteleri ama sizin, geleneklerimizi bile bilmeyen, ömrünü Fransa da geçirmiş bir Gallerli olduğunuzu düşünüyorlar.
What the hell is Chester doing with a dead kid's body under his house?
Chester evin altında ölü bir çocukla ne halt ediyordu?
I was actually referring to the part where Lot takes the angels into his house and finds it surrounded by homosexuals who want to know them.
Ben aslında Lut'un melekleri evine alıp etraflarının onları tanımak isteyen homolarla kuşatıldığı kısmı anlatıyordum.
We're having a shindig up at the big house tonight.
Bu akşam bir parti veriyoruz büyük mekanda.
Now what's so important that got you comin all the way to my house when I see you at the diner every day?
Sizi her gün restoranda görürken kapıma gelecek kadar önemli olan ne?
And then one day... A little boy... Walked past the old man's house on his way to school,
Ama sonra bir gün küçük bir çocuk okula gitmek için ihtiyarın evinin önünden geçerken ihtiyarın hırçın köpeği önüne fırlayıvermiş.
Why don't you invite some of your new friends over to the White House?
Neden bazı yeni arkadaşlarınızı Beyaz Saray'a davet etmiyorsunuz?
Meet Max, our newest addition to the White House staff.
Beyaz Saray personeline yeni katılan Max'le tanışın.
Tactical canine Max is on loan to the White House this week to help out with the Russian state visit.
Taktik köpek Max Rus devlet ziyaretine yardım etmek için bu hafta Beyaz Saray'a borç verildi.
Uh, yeah, the White House.
Evet, Beyaz Saray.
Someone left a loose end at the safe house yesterday.
Birisi dün güvenli evde işini yarım bırakmış.
Detective Bowman, you will return to the safe house and find whatever it is you missed the first time around.
Dedektif Bowman, güvenli eve dönüp geçen sefer neyi gözden kaçırdığınıza bakın.
The name of the kid who escaped the safe house is Emmett Hallstead.
Güvenli evden kaçan çocuğun adı Emmett Hallstead.
How did you escape the safe house?
Güvenli evden nasıl kaçtın?
At the safe house yesterday.
Dün güvenli evde.
Do you think they broke the kid from the safe house?
Sence güvenli evdeki çocuğu kırdılar mı?
From the bowman house,
Baş haykıran evinden,
When we came to arrest you at the other safe house,
Sizi diğer güvenli evde tutuklamaya geldiğimizde,
Chief Wiggum, can't a man enjoy the company of his wife in his own son's tree house?
Şef Wiggum, bir adam kendi oğlunun ağaç evinde karısıyla vakit geçiremez mi? Ne?
I want this house to reach what the monks call the "state of en-tidy-ment."
Bu evin, rahiplerin şöyle nitelendirdiği hale gelmesini istiyorum : "Tertiplilik Harikası"

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]