The hills translate Turkish
2,613 parallel translation
AS IT WINDS INTO THE VALLEY FROM THE HILLS,
Tepeden gelirken vadinin en rüzgarlı yerinde.
When night falls, The Hills Run Red.
Karanlık çökünce, vadi kızıla bürünür.
Uh, yeah a thousand e-mails telling me... The Hills Run Red is a Spaghetti Western made in 1966.
Evet, binlerce e-postaya göre Hills Run Red 1966 yapımı bir Western filmi.
From The Hills Run Red?
Hills Run Red'deki kız?
- So you actually saw The Hills Run Red?
- The Hills Run Red'i izledin mi?
It was some guy from the hills.
Tepede yaşayan bir adamdı.
Somewhere, in this overgrown wilderness... is the house where Wilson Wyler Concannon began filming... his now legendary independent film, The Hills Run Red.
Bu yabani otların içinde bir yerde Wilson Wyler Concannon'ın artık bir efsane olan... filmi The Hills Run Red'i çekmeye başladığı ev var.
Grew up with The Hills Run Red.
The Hills Run Red ile büyüdü.
Born in a barn in the hills of Boronia,
Bir ahırda doğdu, Boronia tepelerinde...
We shall fight in the hills.
Dağlarda savaşacağız.
Must've been a storm in the hills last night.
Dün akşam tepelerde fırtına olmuş olmalı.
Zoran... you go to the hills and look for water. And you wait for us there.
Zoran tepelere gidip su var mı diye bak ve bizi orada bekle.
SENT TO THE HILLS OF TORA BORA, THOUSANDS OF MILES AWAY FROM CIVILIZATION.
Milyon dolarlık gözetleme ekipmanları insanlıktan binlerce mil uzağa Tora Bora tepesine gönderilirdi.
The Hills all the way
Tepeler, yol boyunca
Everyone, shift camps behind the hills of Madhavgarh.
Herkes, Madhavgarh'a karşı nöbet tutacak. - Evet.
- I was in the hills doing an interview, and on my way back I got hit by a goat.
- Dağda bir röportaj yapıyordum dönerken keçinin biri bana çarptı.
We'll fight them on the fields and on the hills.
Onlarla dağlarda ve tepelerde savaşacağız.
But a touch of the moss from the hills of Donegal, ladies and gentlemen, and it's gone in a flash.
Ama Donegal dağının yosunu sayesinde, bayanlar ve baylar anında iyileşebilirsiniz.
Thinkin''bout selling'this place, gettin'a place up in the hills, you know, view of the city lights or... well, you can't beat this view.
Tepelerde bir yer alıp şehir ışıklarını seyretmek ya da- - Bu manzarayı bulamazsın. Öyle.
I always wanting going those villages up there in the hills.
Hep şu tepenin başındaki köylere gitmek istemişimdir.
Afterwards I sought refuge with my brother's family, in the hills.
Sonra, kardeşimin ailesiyle tepelerde kalacak yer aradık.
Not traipse over the hills like some cock-eyed Von Trapp family.
O ayakla sürünerek kaçarken, yanında kamyon dolusu çocukla ne yapacaksın?
It's like the one you saw on The Hills, right?
The Hills dizisinde gördüğüne benziyor, değil mi?
I don't think The Hills are the role models we were looking for.
The Hills'de örnek alınacak birileri olduğunu sanmıyorum.
Somewhere in the hills.
Tepelerde bir yerlerde.
I'm just gonna turn my back now for three seconds just to give you the opportunity to run for the hills.
Şimdi üç saniyeliğine arkamı döneceğim ve sana tepelere kaçman için fırsat vereceğim.
I'm just going to turn my back now for three seconds, to give you the opportunity to run for the hills.
Şimdi sana tepelere doğru kaçma fırsatı vermek için üç saniyeliğine arkamı döneceğim.
The hills and the Indian fortresses merge into one.
Tepeler ve yerli kaleleri iç içe geçmiş.
Hell, I once herded an elephant from the outskirts of Johannesburg to the city center in less time than it would take you to go from the valley to the hills.
Ve ben ne olursa olsun, hiçbir zaman gecikmem
We're moving into the hills!
Tepelere ilerliyoruz!
Because our cause is just. Moving into the hills.
Tepelere giriyoruz.
We're moving into the hills come dawn.
Şafakta o tepelere dalıyoruz.
You run up the hills but won't walk with me.
Dağ bayır çıkıyorsun ama benimle gezmiyorsun.
At the oak hill care center in farmington hills Where david rivlin, a 38-year old quadriplegic
Farmington Hills'deki The Oak Hill bakım evinde yatmakta olan David Rivlin, 38 yaşında bir felç hastası.
There's the Devil's magic in these hills, that some may try to tend an ailing child or take revenge for a terrible wrongdoing.
Bu tepelerde, bazen hasta çocukları iyileştiren bazen de korkunç hatalardan intikam alan şeytanî gizli güçler vardır.
- It made the papers. - I bet a lot of guys from Beverly Hills went to the NFL, huh?
- Eminim Beverly Hills'ten çok kişi ulusal futbol liginde oynuyordur.
[Chase scene in the day [ Terrorist attempts bombing at Roppongi Hills]
~ Teröristin Roppongi Hills'i bombalama girişimi ~
[Chase scene in the day [ Terrorist attempts bombing at Roppongi Hills]
~ Gün içindeki kovalamaca sahnesi - ÖK teröristin peşinde ~
Me and Miss Hills are gonna head on over to the cabin and straighten things out.
Ben ve Bayan Hills eve geri dönüp işleri yoluna koyacağız.
Ye elves of hills, brooks, standing lakes and groves and ye that on the sands with printless foot do chase the ebbing Neptune and do fly him when he comes back you demi-puppets that by moonshine do the green sour ringlets make
Ey tepelerin, derelerin, göllerin, koruların cinleri ve siz, kumsalda iz bırakmadan koşup çekilen Neptün'ü kovalayan, yükselirken de ondan kaçan cinler! Siz ey yarı kuklalar ; çayıra çember çizip içindeki otu... koyunların bile yiyemeyeceği kadar ekşiten cinler!
- "On the Hills of Manchuria".
- "On the Hills of Manchuria".
Next up here on the WDDL listener line is Kathy in Farmington Hills. You're on All Voices Under God.
WDDL'deki sıradaki dinleyicimiz Farmington Hills'den Kathy.
By thirty hills I hurry down, Or slip between the ridges
Otuz tepe vardır ki aşarım Veya dağlar vardır...
A tiny village, an old bell tower Hills lost in the grass And in a cloud The cherished face
Küçük bir köy, eski bir çan kulesi çimenlerin arasında kaybolmuş tepeler ve buluta şeklini vermiş, sevgiyle anılan bir yüz hepsi geçmişimden hepsi geçmişimden...
Hills lost in the grass
Çayırların içinde kaybolan tepeler...
The postmark's from Clint Hills, so we need to contact the Ohio State Police.
Clint Hills'den gönderilmiş. Yani Ohio Polisiyle bağlantı kurmamız gerekecek.
He's in a warehouse just outside the city near Forest Hills.
Forest Hills civarında bir depoda saklanıyor.
If the taking of Beverly Hills is included,
Bunun içinde "Taking of Beverly Hills" de varsa...
The only way to stop this jap artillery is to get into those hills, And the only way into those hills is across this airfield.
Bu Japon topçularını durdurmanın tek yolu, o tepeye ulaşmak ve bunu yapmanın tek yolu, hava üssünün diğer tarafına geçmek.
The only way to stop this Jap artillery is to get into those hills. And the only way into those hills is across this airfield.
Tepelerdeki Japon topçularını durdurmanın tek yolu bu işte bu yol da hava üssünün ötesine geçmek.
but you didn't trek moo shu pork... Through the beverly hills lunch rush... To talk about riley richmond, did you?
Ama öğle yemeği için Moo Shu alıp buraya Riley hakkında konuşmak için gelmedin herhalde.
hills 19
the hunger games 20
the hole 27
the hell i don't 16
the headmaster 20
the hell you say 21
the hell you don't 16
the hell with it 67
the house is empty 22
the horses 42
the hunger games 20
the hole 27
the hell i don't 16
the headmaster 20
the hell you say 21
the hell you don't 16
the hell with it 67
the house is empty 22
the horses 42
the heart wants what it wants 18
the headmistress 18
the house 261
the hell are you talking about 20
the hall 17
the horror 73
the hours 16
the head 74
the house is on fire 21
the hell i can't 29
the headmistress 18
the house 261
the hell are you talking about 20
the hall 17
the horror 73
the hours 16
the head 74
the house is on fire 21
the hell i can't 29
the housekeeper 42
the half 48
the hair 91
the horse 54
the hand 48
the hotel 71
the handcuffs 17
the heat 65
the hero 36
the honor is mine 25
the half 48
the hair 91
the horse 54
the hand 48
the hotel 71
the handcuffs 17
the heat 65
the hero 36
the honor is mine 25