English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ T ] / The word

The word translate Turkish

23,731 parallel translation
Where the word "Federalist" was misspelled.
"Federalist" kelimesinin yanlış yazıldığı hani?
Yeah,'cause I thought you were smart enough to wait to pull the lever until you got the word.
Evet, çünkü söylenene kadar kolu çekmeyecek kadar akıllı olduğunu sanmıştım.
But that use of the word "seeing" is figurative.
Ama ordaki "görüşmeme" lafın gelişi.
I didn't use the word "violent."
- Öyle bir kelime kullanmadım ben.
You know, the word "desire" suggests that the object in question brings him any satisfaction at all, which it does not, which it never has.
Biliyorsun, "arzu" kelimesi olmayan, asla da olmamış tatmini söz konusu nesne hâline getirir.
The word is...
- Sakin ol. Asıl konu,
He hasn't been interested, I guess is the word.
Hiç ilgilenmedi, sanırım doğru ifade bu.
So who would like to tell me what the word "partner" means to them?
Ee, kim bana "partner" kelimesinin onlar için ne anlam ifade ettiğini söyleyecek?
It's... I-I don't know what the word for it is.
Buna ne denir, bilmiyorum.
"Pioneer." That's the word.
"Öncü". İşte kelime bu.
Mum's the word.
Aramızda kalsın.
Mer, if you've changed your mind, say the word.
Mer, fikrini değiştirdiysen söylemen yeterli.
The word "lawyer" makes people crap their pants.
Avukat kelimesi insanları altına sıçırttırıyor.
Okay, I see you recognize the word.
Pekala, görüyorum ki dediğimi anlamışsın.
How can you take the word of a madman over mine?
Deli bir adamın sözlerine benden daha fazla nasıl inanırsın?
The word doesn't just mean happy.
Söylemek mutlu etmiyor sadece.
Put the word out : anyone wants to help in the search let them ; otherwise, everyone stays indoors.
Haber yay, aramaya katılmak isteyen olursa gelsin. - Diğer türlü kimse dışarı çıkmasın.
Now I need you to put the word "oxygen" on your thing, this thing, okay?
Şimdi senden, senin şu aletine "oksijen" kelimesini koymanı istiyorum, tamam mı?
It was amicable, I guess is the word.
Neyse ki arkadaşça ayrıldık.
It's what doctors say when they avoid using the word that it almost inevitably describes.
Doktorlar, durumu açıklaması kaçınılmaz olan kelimeyi kullanmamak için söylerler bunu.
But to Mark Daniel. I could put the word out, get a letter to him?
Mark Daniel'a gelince ondan haber almak istediğini etrafa yayabilirim?
I put the word out the day before.
Bir gün önce haber yaydım.
This speech therapist better not use the word "problem" or "deficit" or "disability" around my kid.
Konuşma terapisti oğlumun yanında "sorun" "eksiklik" ve "sakatlık" gibi kelimeler kullanmasa iyi olur.
Can you put in a word for me with the director?
- Yönetmene benden bahseder misin?
Your review of The Jungle Book took a 20,000-word detour into the history of African colonialism.
Doyle, Orman Çocuğu eleştirin 20 bin kelimelik bir sapmayla Afrika sömürgecilik tarihine giriyordu.
The French only await my word to strike here next.
Fransızlar bir sonraki saldırıyı buraya yapmak için benden haber bekliyorlar.
There's still no word on the President or his detail.
Başkan ve ekibinden hala haber yok.
You know, an hour ago, I was throwing back tequila, celebrating the three lines I got into a 10,000-word speech.
Bir saat önce tekila içiyor, 10.000 kelimelik konuşmadaki 3 satırlık yerimi kutluyordum.
Whoo! The Stone Witch kept her word!
Taş Cadı sözünü tuttu!
Well, you'll forgive me, but never is the kind of word intended to block further exploration in its tracks.
Beni bağışla fakat "hiç" kelimesi araştırmada ileri gitmeyi engelleyen bir kelime.
And "volunteer" isn't even the right word.
"Gönüllü" doğru kelime sayılmaz.
The Toplins'intake questionnaire was nearly word-for-word the same as ours, as was their protocol for ejaculatory incompetence.
Toplinler'in anket soruları bizimkiyle neredeyse kelimesi kelimesine aynıydı boşalma yetersizliğinde uyguladığımız protokol de öyleydi.
You do know that the second you step foot in your new clinic and use one word of our protocol or attempt to treat any of our patients or publish a book using any of our research, we will come after you, Nancy,
Yeni kliniğine adım atıp bizim protokolümüzü kullandığın an ya da hastalarımızı tedavi etmeye yeltendiğinde ya da herhangi bir araştırmamızı kullanarak kitap yayınlandığında peşinden geleceğimizi biliyorsun Nancy.
NOW, IF YOU COUNT THE LETTERS IN EACH WORD, YOU GET A HEXADECIMAL CODE WHICH CAN THEN BE TRANSLATED INTO CHARACTERS.
Her kelimedeki harfleri sayarsak karakterlere çevirilebilecek on altılık kod elde ediyoruz.
There is no word on whether or not he'll be released in the coming weeks, but stay tuned for additional updates,
Önümüzdeki haftalarda, taburcu edilip edilmeyeceğine dair bir şey söylenmiyor ama gelişmeler için takipte kalın.
Capital D, lowercase W, all one word as opposed to the real world, all lowercase, two words, which is where you're from and where I am from in this world, no one else.
D büyük, W küçük. Senin ve benim geldiğim ama bu dünyadaki kimsenin gelmediği, küçük harflerle yazılan iki kelimelik gerçek dünyanın aksine sadece tek kelime.
I better go have a word with the doctor.
Doktorla konuşmalıyım.
Hey, did somebody just say the C word?
Biri C'li kelimeyi mi söyledi?
You said the C word on the bus.
Otobüste C'li kelimeyi kullandın.
He said the C word.
C'li kelimeyi kullandı.
I most emphatically did not say the C word.
Üstüne basa basa söylüyorum ki, kullanmadım.
The C word?
C'li kelime mi?
Reg said the C word on their bus.
Reg, C'li kelimeyi söylemiş.
I'm preparing you for the real word.
- Seni gerçek dünyaya hazırlıyorum.
'Cause word from Shorty's is that you drank the world dry
Neyle? Çünkü Shorty'nin Barı'nın söylediğine göre
Oh, but it was, in the time from which we all hail from. When a man's word was all that he had.
Ama öyleydi, hepimizin geldiği zamanlarda bir adamın tek sahip olduğu şey sözüydü.
- Not the first word I'd use.
Kullanacağım ilk kelime bu olmazdı.
Wow. The fucking M word.
Şu M'li kelime.
Word in the walls is the Asians are expecting a boat-load of merch.
Asyalıların bir tekne mal beklediği dedikodusu dönüyor.
He's received word from the Warleggans regarding my promissory note.
Warlegganlardan, borç senedimle ilgili haber almış.
We have word that the smugglers intend to use your cove tonight.
Kaçakçıların bu akşam koyunuzu kullanmaya niyetli olduklarına dair bir duyum aldık.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]