Then you do it translate Turkish
3,020 parallel translation
If you can do something to help, then you do it.
Yardım etmek adına bir şeyler yapabiliyorsan, yap.
And if you don't do it perfectly, then why do you do it at all?
Eğer kusursuz şekilde yapmıyorsanız niye yapıyorsunuz ki?
Then all you have to do is get rid of it.
O zaman ondan kurtul yeter.
Turn around, walk out that door, do not stop till you get to Scranton, find my cell phone charger, mail it back to me, and then go to hell!
Arkanı dön, Kapıya doğru yürü, Scranton'a gelinceye kadar durma, telefonumun şarjını bul, bana mail ile haber ver, ve cehenneme git!
It sounds like you know what you have to do then.
Ne yapacağını biliyorsun o zaman?
Have you ever suspected someone of murder, and then learned they didn't do it?
Bir insanın katil olduğundan şüphelenmenize rağmen sonradan masum olduklarını öğrendiniz mi hiç?
Then, when you go to the outhouse do you do it standing up or sitting down?
Peki tuvalete gittiğinde ayakta mı yoksa oturarak mı yapıyorsun?
Then you have to do whatever it takes to get it.
O zaman elde etmek için ne gerekiyorsa yapacaksın.
Are you going to do it again then ask him to forgive you again?
Tekrar yapıp, tekrar af diler miydin?
Then why do you do it?
O halde neden yapıyorsun?
See if you don't want to do it, then don't.
Bak, bunu yapmak istemiyorsan, yapma
If it is yes then what you will do.
Kötüyse, sen ne yapabilirsin ki.
If you drove a V8 engine with a single plane crankshaft 80 miles per hour in good traffic, you took the I-5 to the 405 to the 10 east, got off on La Cienega, went right on Washington, north on Vermont, and then snuck up Selma using the back alley, you could do it in an hour, 42 minutes, and still have time for tacos.
Eğer, uçak krank milli bir V8 motorlu araç kullanıp, sakin bir trafikte 130 km ile gidip, I-5 otoyolundan 405 numaralı yola geçip oradan 10 Doğu yoluna geçersen, ardından La Cienega'dan yırtıp sağa Washington'a, kuzeye Vermont'a gidip sonrada Selma'nın arka sokağı kullanmak için gizlice yaklaşırsan, bunu 1 saat 42 dakikada yapabilirsin ve taco yemek için zamanın hâlâ kalır.
Then how do you know it's here?
Peki burada olduğunu nereden biliyorsun?
You give me a task, i will do it, then I get to live forever.
Sen bana bir görev vereceksin. Ben de gidip onu yapacağım. Sonra da sonsuza dek yaşayacak mıyım?
She's gonna figure out who you are sooner or later, so what are you gonna do about it then?
Er ya da geç kim olduğunu anlayacak ya sonra ne yapacaksın?
But then when you finally do let it in, that's when it stops hurting.
Fakat kendini bıraktığın zaman ağrılar kesiliyor.
Then how do you control it?
O zaman nasıl kontrol ediyosun?
If you're not willing then don't do it.
Eğere buna razı değilsen o zaman bunu yapma.
You... quick do your hair, only then it will look better- -
Sen... çabuk saçına bunu yap, böyle daha iyi görüneceksin- -
Well, if it doesn't matter, then why don't you just do it?
Eğer önemli değilse, neden yapmıyorsun?
Is that too long to push it? Look, I've already advised you to have the surgery as soon as possible, but if the 12th is the soonest possible date for you, then we will do it on the 12th.
Bakın, ben size ameliyatın mümkün olduğunca çabuk olmasını önerdim, fakat size en uygun gün ayın 12'si ise, o zaman bunu 12'sinde yapacağız.
But if you take some time, you decide it's something you'd like to do, then you just come tell me, because I'd like to help you with it, okay?
Fakat biraz düşünüp karar verirsen, bir şeyler yapmak istersen, bana söyleyebilirsin, çünkü sana yardım etmek isterim, tamam mı?
- You can do it then. Okay?
- Bunu sonra yapabilirsin, tamam mı?
Then why don't you do something about it?
O zaman neden bununla ilgili bir şey yapmıyorsun?
In history you have certain people like Leonardo da Vinci, whose genius is just so incredible and the visions that they have- - in many ways it's like they are able to see the future and they're not going to just influence the world then, but what they're going to do is going to dramatically change the world forever, and you have to wonder where people get this kind of inspiration, and in the case of
Tarihte Leonardo gibi, dahi ve vizyon sahibi, pek çok yönden geleceği görebilmiş, sadece yaşadıkları dönemi değil aynı zamanda Dünya'yı sonsuza dek değiştirmiş insanlar varolmuştur.
I say it's a bad idea. Then you do this.
Bunun kötü bir fikir olduğunu söylüyorum ve bunu yapıyorsun.
You and he both don'! Know English, then why do you speak It?
Sen ve o, ikinizde İngilizce'yi bilmiyorsunuz değil mi?
Fuck, I told you I really didn't do it then
Lanet olsun, o zaman yapmadığımı söyledim kaç kaz.
You really didn't do it then?
O zaman yapmadın mı?
And you suggested at one point when we met in Toronto that we each write our version of it, and then we would show it to each other at the end and might do something with it, but that was left pretty open-ended.
Toronto'da buluştuğumuzda bir öneride bulunmuştun,... hikâyeyi kendi anlatış açımızdan yazacak,... birbirimize hikâyenin sonunu gösterecek yani bununla ilgili bir şeyler yapacaktık ama ucu çok açık bırakılmıştı.
If I get this wrong, you could lose sight in your eye. Then I'll do it.
Eğer yanlış birşey yaparsam, kör olabilirsin.
Then morning comes, you get dressed, come to work, and do it all over again.
Sabah kalkıyor, giyinip işe geliyor tekrar yapıyorsunuz.
Oh. Then unitarian it is. Do you, Richard Walter Burton, take Elizabeth Rosemond Taylor to be your wife?
Richard Walter Burton, Elizabeth Rosemond Taylor'ı karın olarak kabul ediyor musun?
If that's what will give you peace of mind, then do it.
Ruhuna ne huzur verecekse onu yap.
It's gonna be pretty hard to explain at the hearing, don't you think? Then don't do it.
Bunu duruşmada açıklaması epey zor olacak, değil mi?
Ok. If, if, you know, if you're going to do it to me, then I'm going to do it to you.
Eğer siz bana böyle yapıyorsanız ben de size böyle yaparım.
Look, normally we could do this whole therapy courtship thing where you sat on my couch and we talked about the cushions for six months till you learn to trust me, and then we'd get right into it, but we don't have that kind of time.
Bak, normalde tüm bu terapi flörtü olayını bana güvenmeyi öğrenene kadar altı ay boyunca sen kanepeme uzanmış bir şekilde minderler hakkında konuşarak yapıp olaya öyle girerdik ama o kadar zamanımız yok.
And if that means moving in with Caroline, then I think you should do it.
Ve eğer bu, Caroline'e taşınmakla olacaksa, o zaman öyle yapmalısın.
Well, then, I assume you had something to do with it.
Öyleyse muhakkak seninle ilgisi vardır.
- Then you'll do it.
- Sen yap o zaman.
- Go out on calls. - Then you have to do it right.
Çağrılara gitmeyi isterim.
And then you should work incredibly hard and make sure you do everything in your power to make it happen.
Büyük, çok büyük hayaller kurmalısın. Ve köle gibi çalışıp gerçekleşmesi için elinden gelen her şeyi mutlaka yapmalısın.
Okay, what are you supposed to do when you really like a girl, but you didn't know it at first, then you sort of blew your shot with her, and now this other dude's really into her who you used to think was a total poser, but turns out he's actually a really cool guy who totally has your back, and you know you'll be a world-class D-bag if you jump in now and try to break them up?
Bir kızdan çok hoşlandığında ama ilk önce bunu bilmediğinde ve sonra eline geçen fırsatı kaçırdığında ve şimdi ilk başta artist sandığın ama iyi bir çocuk olduğunu sonra anladığın ve seni kollayan başka biri onunla ilgileniyorsa ve eğer şimdi kıza sarkar ve aralarını bozmaya çalışırsan hödüğün alası olacağını bilsen ne yapardın?
But... if you can do this, then I'll know that you genuinely don't like it, and you'll have my blessing to pursue other interests.
Ama bunu yapabilirsen gerçekten sevmediğini anlayacağım. Başka şeylere yönelmene razı olacağım.
If Grandmother told you to do it, then I apologize on her behalf.
Bunu yapmanı söyleyen büyükannem idiyse onun adına özür dilerim.
Do however it is that you want! If that's what you truly want, then I'll do as you wish!
Madem o kadar çok istiyorsun istediğini yapacağım!
Then it's done Do you must prove it?
O zaman tamamdır. İspat etmeli misin?
If the police do find out it wasn't rape, if they catch even a whiff, that we were sitting on that information, then the likelihood of them showing any leniency toward you and your wife is slim to nil.
ki büyük bir "ancak" bu polis tecavüz olmadığını öğrenirse ve bizim bunu sakladığımıza dair en ufak bir şüphe uyanırsa ne sizin, ne karınızın gözünün yaşına bakmazlar.
I mean, I thought you'd just do it with her a couple of times and then realise what a bitch she is.
Yani onunla bir kaç kere yatarsın ve kadar kaltak biri olduğunu anlarsın sanmıştım.
If this is what you do now, then I want to understand it.
Eğer artık yaptığın iş buysa, bunu anlamak istiyorum.
then you're an idiot 17
then you're wrong 16
then you know 40
then you 156
then you're right 18
then you die 16
then you're on your own 16
then you can 17
then you're a fool 17
then you should 20
then you're wrong 16
then you know 40
then you 156
then you're right 18
then you die 16
then you're on your own 16
then you can 17
then you're a fool 17
then you should 20
then you go 36
then you know what 34
then you said 18
then you understand 18
then you tell me 17
then you'll know 16
then you say 25
then you should go 18
then you can go 37
you do it 578
then you know what 34
then you said 18
then you understand 18
then you tell me 17
then you'll know 16
then you say 25
then you should go 18
then you can go 37
you do it 578
you do it yourself 17
you do it all the time 22
do it 5363
do it anyway 19
do it for me 171
do it right now 27
do it for yourself 17
do it later 23
do it up 17
do it today 16
you do it all the time 22
do it 5363
do it anyway 19
do it for me 171
do it right now 27
do it for yourself 17
do it later 23
do it up 17
do it today 16
do it tomorrow 16
do it again 594
do it to me 21
do it right 79
do it now 637
do it yourself 113
do it fast 39
do it quickly 49
do it quick 22
do it properly 26
do it again 594
do it to me 21
do it right 79
do it now 637
do it yourself 113
do it fast 39
do it quickly 49
do it quick 22
do it properly 26