To do it translate Turkish
85,210 parallel translation
And now, I need you to do it.
Ve şimdi yapman lazım.
Your brother needs you to do it.
Kardeşinin buna ihtiyacı var.
And, uh, she's got the gun... and she wants you to do it... so you kinda don't have a choice.
Ayrıca silah onda ve bunu yapmanı istiyor yani başka seçeneğin yok.
You mean we just back you up but never get to do it ourselves, right?
Yani biz sadece arkanı kollayacağız fakat kendi başımıza yapamayacağız, değil mi?
I know you want to help people, but this is not the way to do it.
İnsanlara yardım etmek istediğinizi biliyorum, ama yapmanın yolu bu değil.
Everyone has to do it.
Herkes yapmak zorunda.
You believe that people can change and you gave them a chance to do it.
İnsanların değişebileceğine inandın ve bunu yapmaları için bir şans verdin.
I don't expect you to do it for me.
Benim için yapmanı beklemiyorum.
You got to do it.
Yapman gerek.
- Well, go and be alone somewhere else, because I have some thinking to do, and I would like to do it near the expensive wine.
- O zaman git ve başka bir yerde yalnız ol, çünkü düşünmem gereken şeyler var ve bunu pahalı şarapların yakınında yapmak istiyorum.
I just have to be brave enough to do it.
Bunu yapabilmek için cesur olmam gerekiyor.
I just have to be brave enough to do it.
Bunu yapabilmek içim cesur olmalıyım.
But the problem is I'm not strong enough to do it on my own, so I'm gonna need to channel your power.
Ama bunu tek başıma yapabilmek için yeterince güçlü değilim. Senin gücünü de kullanmam gerekecek.
Do you know how hard it was for me to get you placed here?
Seni buraya yerleştirmemim ne kadar zor olduğunu biliyor musun?
- What does... What does that have anything to do with it?
- Ne var bunun onunla ne gibi bir ilgisi var?
" What does it cost to live the way I do?
" Bu şekilde yaşamanın bana maliyeti ne?
It's gonna end the same no matter what you do, so there's no point trying to be tough or brave.
Ne yaparsan yap aynı bitecek. Cesur olmak anlamsız.
Jesus. Do you know how to use it?
Nasıl kullanacağını biliyor musun?
You won't do it, but you want to.
Bunu yapmayacaksın, ama yapmayı istiyorsun. - Doğru değil mi?
I know you were counting on me, and I totally messed up, and I will do everything in my power to make it up to you because your love and respect, it really means everything to me.
Bana güvenmiştiniz. Her şeyi berbat ettim. Telafi etmek için ne olursa yaparım çünkü sizin sevgi ve saygınız benim için dünyalara bedel.
It has to do with my husband...
Kocamla alakası var...
Let me guess, it has something to do with the Spear of Destiny.
- Dur tahmin edeyim, Kader Mırağı ile bir ilgisi var.
All I have to do is think it, and he slits his own throat.
- Boğazını kesmesi için düşünmem yeterli.
It's the right thing to do.
Doğru olanda bu.
It's not... Yes, but I don't want to do that anymore. With you.
Evet ama bunu seninle yapmak istemiyorum.
If we're going to take part in a proper duel, we're gonna do it like the gentlemen that we are.
Madem düello yapıyoruz, o zaman beyefendi gibi yapalım.
Face it, what do you've got to offer her?
Kabul et, ona sunabileceğin ne var ki?
Gosh, it's so nice to do that without breaking the guy's nose.
Ah, bunu karşıdakinin burnunu kırmadan yapmak çok iyiymiş.
Do you think it's the right thing to do?
Sence yapılması gereken doğru şey bu mu?
So if you think it's the right thing to do, it is.
Eğer doğru olduğunu düşünüyorsan, öyledir.
Dad, it's time for you to do what you taught your daughters to do.
Baba, kızlarına öğrettiğin şeyi yapmanın vakti geldi.
It's just, like, when a beautiful woman asks you to do something, you gotta do it! Right, you know?
Güzel bir bayan senden bir şey yapmanı istediğinde, yapmak zorunda olman gibi bir şey!
It's my job to ensure that they do.
Dönmesini temin etmek benim işim.
You make it look so easy, to do the right thing that you wouldn't even guess that it's that hard.
O kadar zor olduğunu tahmin bile etmeden doğru olanı yapmayı çok basitmiş gibi gösteriyorsun.
I am here to kick some ass, take some names, and do it all with an endearing smile on my face.
Biraz kötü adam tekmelemek, isimler almak ve bunların hepsini yüzümde sevimli bir gülümsemeyle yapmak için buradayım.
Do you have any idea what it's like to have your mother tell you you're garbage every single night?
Her gece annenin sana bir pislik olduğunu söylemesinin ne demek olduğu hakkında bir fikrin var mı?
I didn't do it to be perceived as tough, but to make it clear that if you survive today, you are now officially on the team and wouldn't have to keep looking over your shoulder.
Bunu sert görünmek için değil bugün hayatta kalanların resmen ekipte olduğunu ve endişelenmeleri gerekmediğini göstermek için yaptım.
It's... it's kind of boring. Do you want to get out of here?
Sıkıcı da zaten.
Do you have any idea how hard it is to try to be friends with you?
Seninle arkadaş olmaya çalışmak ne kadar zor biliyor musun?
I didn't have much to do with it.
Benim pek katkım olmadı.
It's helpful, but of course they clean up around here too soon to do that.
İşe yarar ama burayı sıkça temizledikleri için öyle bir imkân yok.
It would do what we need it to do.
O bizim, ihtiyacımızı karşılayacktır.
I didn't do it to you.
Sana bunu ben yapmadım.
Well, when I found out that Eva was responsible for taking those kids, I knew that I had to do something about it.
Eva'nın, o çocukların kaçırılmasından sorumlu kişi olduğunu öğrendiğimde, bu konuda bir şeyler yapmak zorunda olduğumu anlamıştım.
It's gonna take everything that you want to keep buried, it's going to use that and make you do exactly what it wants you to do.
Saklı kalmasını istediğin her şeyi senden alacak,... bunları kullacanak ve sana yaptırmak istediği şeyleri harfiyen yaptıracak.
Maybe if you did what it asked you to do, things might be different.
Belki senden yapmanı istediği şeyi yapsaydın, işler farklı olabilirdi.
And the only way to take it back is to do one little evil thing myself.
Ve şehri geri almanın tek yolu küçük bir kötülük yapmam.
Everything that you want to keep buried... it's going to use that and make you do exactly what it wants you to do.
Sakli kalmasini istedigin her seyi... O kullanacak ve sana istedigini yaptiracak
It'll have to wait. You're not gonna do your brother any good if you have head trauma.
Beklemeli. senin pek bir faydan olmaz kardesine Eger kafa travmasi geçirirsen
Do it now, or forever be a servant to the Mikaelsons.
Simd yap, yoksa sonsuza kadar Mikaelsonlarin kölesi olarak kalacaksin.
Do you remember at all what it's like to be a human being?
İnsan olmak nasıldı hiç hatırlıyor musun?
to do this 76
to do what 364
to do the right thing 23
to do 70
to do that 107
do it 5363
do it anyway 19
do it for me 171
do it right now 27
do it for yourself 17
to do what 364
to do the right thing 23
to do 70
to do that 107
do it 5363
do it anyway 19
do it for me 171
do it right now 27
do it for yourself 17
do it later 23
do it up 17
do it today 16
do it tomorrow 16
do it again 594
do it to me 21
do it right 79
do it now 637
do it yourself 113
do it fast 39
do it up 17
do it today 16
do it tomorrow 16
do it again 594
do it to me 21
do it right 79
do it now 637
do it yourself 113
do it fast 39
do it quickly 49
do it quick 22
do it properly 26
do it then 24
do it quietly 27
it's fine 7136
it is 11007
it's not fair 795
it's friday 105
it's done 1271
do it quick 22
do it properly 26
do it then 24
do it quietly 27
it's fine 7136
it is 11007
it's not fair 795
it's friday 105
it's done 1271
item 93
it's been so long 173
it's cold 680
it is good 116
it's warm 139
it's over 4654
it's okay 22028
it's ok 4874
itchy 49
itis 22
it's been so long 173
it's cold 680
it is good 116
it's warm 139
it's over 4654
it's okay 22028
it's ok 4874
itchy 49
itis 22
it's me 10254
italy 247
italian 217
it was 5878
it's all right 8832
it's not 5855
itch 25
itself 24
it's about damn time 34
items 25
italy 247
italian 217
it was 5878
it's all right 8832
it's not 5855
itch 25
itself 24
it's about damn time 34
items 25