To heal translate Turkish
1,802 parallel translation
And you've come to us to heal.
Ve iyileşmek için bize geldin.
- I used to heal things.
Eskiden iyileştirirdim.
You need to heal him.
Onu iyileştirmelisin.
No matter how many times I do it, it always feels good to heal.
Ne kadar çok yaparsam yapayım iyileştirmek kendimi hep iyi hissettiriyor.
To heal them.
İyileştirmek için.
Kur, if you fight again and something happens, the Wizard won't have the strength to heal you.
Kur tekrar dövüşürseniz ve yine bir şey olursa Büyücü'nün sizi tekrar iyileştirecek gücü olmayacak.
I tried to heal Greta.
Greta'yı iyileştirmeyi.
And I magically was able to heal a cut on my daughter's arm recently.
Ayrıca yakın bir zamanda kızımın kolundaki bir kesiği büyülü bir şekilde iyileştirdim.
I have to feel something for the person I'm trying to heal.
İyileştirmeye çalıştığım kişi hakkında şahsi bir şeyler hissetmem gerek.
And she had to sit like this, the same position... full body cast, for a month, waiting for it to heal.
İyileşmesi için bu şekilde, aynı pozisyonda tam vücut alçısında, bir ay boyunca oturması gerekmiş.
It's real flesh and blood, though it seems to heal itself quickly.
Gerçek et ve kan fakat çok hızlı iyileşiyor görünüyor.
That's why you went back, tried to heal yourself.
Bu nedenle gittin, kendini iyileştirmek için.
Alex is a vampire and wants to heal me.
Alex bir vampir ve benim onu tedavi etmemi isityor?
They represent the part of the body that one wants to heal.
İnsanın vücudunda iyileşmesini istediği uzvu temsil ederler.
He's come to heal the world and make all nations calmer
"Dünyayı iyileştirmeye ulusları barıştırmaya geldi."
They know how to heal a wounds.
Onlar, yaraları iyileştirmekte ustaymış.
Take some time to heal.
İyileşmek için biraz izin kullan.
- That's going to heal mankind?
- İnsanlığı bu mu iyileştirecek?
Were you going to heal her with your magic penis?
Gidip onu sihirli aletinle mi iyileştireceksin?
Try to heal, try to cure.
İyileştirmeye, sağaltmaya çalışıyoruz.
Well, there's a time to mourn and a time to heal.
Biraz yas tutmak biraz da iyi hissettirmek için zaman ayırıyoruz.
A lot of people need a time and a place to heal, including me.
Bir çok insanın iyleşmek için zaman ve mekana ihtiyacı var, Ben dahil.
I want to believe that there is a time and a place to heal.
İyileşmek için zaman ve mekanın olduğuna inanmak istiyorum.
If you touch the cloth, she could take it back to heal her husband.
Mendile dokunursan,... o da geri dönüp kocasını iyileştirebilirmiş.
A new band claims to heal people during their show, actually physically heal them.
Yeni bir grup gösterileri sırasında insanları iyileştirdiklerini iddia ediyor,... aslına bakarsanız, tam olarak fiziksel bir iyileşme.
So now, father rosselli, can you, as a modern priest, come before us today and say that he has the power to heal?
Yani şimdi, Peder Rosselli, modern bir rahip olarak,... bugün bizim huzurumuza gelip,... bu adamın iyileştirme gücü olduğunu söyleyebilir mi?
So, father, in your expert opinion, does Dean o'dwyer have the ability to heal?
Yani, Peder,... uzman görüşünüze göre,... Dean O'Dwyer iyileştirme yeteneği var mıydı?
Ultimately, what I want to do is see these things used in the way they were used traditionally to heal people, help people and right now helping people come to terms with dying.
Sonuç olarak, bu maddelerin tıpkı geleneksel tedavi yöntemlerinde kullanıIdığı gibi, yine insanları iyileştirmek için kullanıImalarını istiyorum. Şimdi ise insanlara yardım etmenin yolu ölümle yüzleşmelerini sağlamak.
Well, you gotta give it time to heal.
İyileşmesi için zaman tanımalısın.
Any desire to heal or help?
İnsanları iyileştirmek ya da onlara yardım etmek adına bir arzun?
To help people, to be a doctor, to heal.
İnsanlara yardım etmek, doktor olmak, şifa dağıtmak.
His brain will have had time to heal...
Beyni iyileşmek için zaman bulmuştur.
He came to prominence as one of the community's leading doctors, Heralding a field of study - - Heralding a field of study... dealing with ways to heal... incurable diseases and prolong life.
"Topluluğun en önemli doktorlarından biriydi ve tedavi edilemeyen hastalıklar alanında ve tedavi edilemeyen hastalıklar alanında hastaları ıyileştirmek ve hayatlarını uzatmak için öncü çalışmalar yapıyordu."
I'm here to heal them.
Ben onlari iyilestirmeye calisiyorum.
- Man, Griff wanted everybody just to forget about it! - Griff wanted the town to heal, Dave!
Griff kasabanın iyileşmesini istiyordu, Dave!
Calm is needed to heal the wound.
Yaralarının iyileşmesi için dinlenmek zorunda.
Give him time to heal, Quintus.
İyileşmesi için zaman ver Quintus. Yaralanınca her insan gibi o da zayıf düştü.
Because our minds going to heal.
aklımızı Çünkü iyileşmek için gidiyorum.
Thank you, God, for this opportunity to heal my baby.
Yavrumu iyileştirme şansı verdiğin için sağ ol Tanrım.
The ultimate drug to heal the ultimate pain.
Nihai acıyı dindirmek için nihai ilaç.
I've come to heal you.
Hayır, seni iyileştirmeye geldim.
And some wounds need to heal.
Bazı yaraların iyileşmesi gerekir.
To get better. And so I have time to heal.
Böylece kendimi toparlayabilir ve sağlığıma kavuşmak için zamanım olur.
Two And A Half Men Season07 Episode06 You see, they reshape the whole breast so you can't even tell. How long does it take to heal?
Two And A Half Men S07E06 "Parmağını Uzat" Gördün mü?
Oh. Uh, see, while your magical powers Allow you to heal the world, mine just show me
Senin büyülü güçlerin insanları iyileştirirken benimki gelecekte olacak iğrenç ve durdurmaktan aciz olduğum şeyleri gösteriyor.
I told you to go to med school since you were in the crib. Study ophthalmology and heal my eyes.
Sana çocukluğundan beri doktor diyip durdum göz doktoru olup gözlerimi iyileştirecektin.
Why heal your leg, only to kill you?
Seni öldürecekse bacağını neden iyileştirdi?
The very same, who long ago was wife to him who ruled Milan most liberally who, with as tolerant a hand toward me gave license to my long hours in pursuit of hidden truths of coiled powers contained within some elements to harm, or heal
Bir zamanlar Milan'a adilce hükmeden benim uzun saatler boyunca gizli gerçekleri yaratma ve yok etme güçlerine sahip elementleri araştırmama izin veren adamın eşiydim.
Behind her eyes was so much pain and truth and love that I wanted to help her, heal her, I wanted to be her hero.
Gözlerinin ardında acı, aşk ve gerçek vardı ona yardım etmek istedim Onun kahramanı olmak
My wounds have yet to fully heal.
Yaralarımın tam olarak iyileşmesi için zaman gerekiyor.
I've seen children heal After losing their entire family to war.
Savaşta tüm ailesini kaybedip, iyileşen çocuklar gördüm.
health 115
healthy 188
heal 28
healing 44
heal me 22
health and safety 26
health insurance 26
healy 137
health care 24
health inspector 16
healthy 188
heal 28
healing 44
heal me 22
health and safety 26
health insurance 26
healy 137
health care 24
health inspector 16
healed 19
healer 21
to hell with it 59
to hell with him 30
to hell with you 63
to here 31
to her 130
to hell 46
to hell with her 28
to hell with that 38
healer 21
to hell with it 59
to hell with him 30
to hell with you 63
to here 31
to her 130
to hell 46
to hell with her 28
to hell with that 38
to help me 30
to help 59
to help you 75
to help people 28
to hell with this 31
to help us 16
to hell with them 42
to heaven 27
to help 59
to help you 75
to help people 28
to hell with this 31
to help us 16
to hell with them 42
to heaven 27