And goodbye translate Turkish
1,940 parallel translation
Goodbye, Radiator Springs, and goodbye, Bessie!
Elveda Radyatör Springs ve elveda Bessie!
I'm just calling to tell you that I love you, and goodbye.
Seni sevdiğimi söylemek ve... seninle vedalaşmak için aradım.
I didn't show up to say goodbye and I was feeling a little guilty about it.
Ona veda etmeye gitmedim bu yüzden kendimi biraz suçlu hissediyorum.
All right, why don't you, uh, say goodbye to James, and you and me will get out of here?
Pekala. James'le vedalaş da ikimiz buradan gidelim.
Because you're the closest thing to a father I've ever had is the closest thing to a family I've ever had. And I love you. And I love everybody here, and... apparently, I'm not very good at goodbyes so... will you tell everyone I said goodbye?
Çünkü bana bir baba kadar yakın olan bir insansın ve Montecito şu ana kadar sahip olduğum en iyi aile ve seni seviyorum ve buradaki herkesi çok seviyorum ve belli ki, veda konusunda başarılı değilim o yüzden herkese benim adıma veda eder misin?
You pull a stunt like that again with me and you can both kiss your scholarships goodbye.
Bana bir daha numara çekerseniz burslarınıza veda edersiniz!
I've sold my house, and I wanna kind of say goodbye to it.
Durum nedir? Evimi satıyorum ve ona bir şekilde hoşçakal demek istiyorum.
About how people fall in love have kids grow old together and say goodbye.
İnsanların nasıl âşık olduğunu çocukları olduğunu beraber yaşlandıklarını ve hoşça kal dediklerini.
And knowing that, i can finally say goodbye.
Bunu bilirsem, sonunda sana veda edebilirim.
And you don't even say goodbye?
Annem çok kötüyken. Bize veda bile etmedin.
Will you say goodbye to Malcolm and Colin for me?
Benim için Malcolm ve Colin'e hoşça kal der misin?
This is where you say goodbye and I never get to see you again?
Bu hoşça kal diyeceğin an ve seni bir daha görmeyeceğim, değil mi?
Go and say goodbye to Daddy.
Git ve babana hoşça kal de.
You call to the others and it's goodbye, Jaffa.
Ötekileri çağırırsan işin biter, Jaffa.
I'll say goodbye now... and, Mum, I do love you.
Şimdi veda ediyorum. Ve anne Seni çok seviyorum.
My buddy and I were saying goodbye.
Kankam ve ben vedalaşıyorduk.
They took my badge and they took my gun and then when I went to say goodbye to the police dog, I accidentally shot him.
Rozetimi ve silahımı aldılar... sonra polis köpeğine veda etmek için gittiğimde, yanlışıkla onu vurdum.
- Goodbye and good luck.
- Hoşça kal ve iyi şanslar.
That's kind of apples and oranges, isn't it? - Goodbye, Alan.
Sence burada elmayla portakalı kıyaslamıyor muyuz?
Give mommy and daddy a kiss goodbye.
Anneyle babaya hoşça kal öpücüğü ver.
You tortured him, had a chit-chat and said goodbye?
Ne yani? Ona işkence yaptın sonra da havadan sudan konuşup veda mı ettin?
Ta, listen to me man, if you do this both the coach and our teacher, Panor can kiss their futures goodbye.
Ta, beni dinle adamım, eğer dediğimi yaparsak, hem koç hem de Panor Hoca geleceklerine elveda derler.
I was taking her down to a white truck, 2 of us went down with her and I think we must have taken her suitcase on a bike, wheeled it you know as one does and em, we stood there saying goodbye and seeing her go through the,
"Yolcu etmeye iki kişi gitmiştik. Valizini bisikletle götürmüş olmalıyız..." "... bilirsiniz, şu sepetli olanlardan. "
So I finally got fed up and said goodbye to those wild gorillas.
Böylece benim de sabrım tükendi ve o vahşi gorillere elveda dedim.
... it was hard to say goodbye because he had to go and he wanted to say goodbye, but maybe it was too difficult for him.
... vedalaşmak ağır gelmiştir, zira gitmesi gerekmektedir ve vedalaşmak istemesine rağmen onun için çok zordur.
And then you said goodbye and ran off to join the marines.
Sonra buradan kaçarcasına veda ederek deniz piyadesi oldun.
Hey, Coop. You'd better get up here and say goodbye to Buck.
Hey Coop, gel de Buck'la vedalaş.
No. Come over and say goodbye.
Buraya gel ve vedalaş.
And that's it. " Goodbye, Mr. Jeffers and your low bid.
Bu yetti. " Güle güle Bay Jeffers ve düşük teklifiniz.
Now just find Goldbluth and get him in there too, because this is gonna be a goodbye package.
Şimdi gidip Goldbluth'u da getirin, çünkü bu bir uğurlama merasimi olacak.
I suggest you grab your ankles and kiss your ass goodbye.
Ayak bileklerini tutup kıçınızı öpüp elveda demenizi öneriyorum.
Goodbye, VERONICA and thanks for an enchanted evening.
Hoşçakal, Veronica ve teşekkürler bu tılsımlı akşam için.
Goodbye and good riddance!
Elveda ve iyi şanslar!
Oh, you're gonna piss off the judge and kiss 18 goodbye?
Yani hakimin 1 8. ölüm öpücüğünü red mi ediyorsun?
- Okay. Uh. Let me say goodbye and...
- Pekala, izin ver onlara veda edeyim.
And I would die If you ever said goodbye
Ve ölürdüm eğer bana hoşçakal deseydin.
And it's hard to say goodbye, my love
Ve hoşçakal demek zor, aşkım.
Goodbye kills the hope of meeting again... And who knows?
Elveda yeniden karşılaşma umutlarını öldürüyor.
Goodbye and good riddance.
Hoşçakal, hele şükür kurtuldun.
That ain't surprising. I'm already missing you, and we haven't even said goodbye yet.
Çünkü size hoşça kalın demedim ama şimdiden özledim.
I don't intend to make you suffer, Master Papucci... so go outside with your ideas and say goodbye to your pupils... who are no longer.
Sizin zorlamak istemem Üstâd Papucci. O yüzden fikirlerinizle birlikte gidin ve artık sizin olmayan öğrencilerinize de veda edin.
"He said goodbye to his family and left for St. Helena... but he got there too late."
"Ailesiyle vedalaşıp St. Helena'ya gitmek için evden ayrıldı... "... ama oraya vardığında çok geçti. "
I just didn't want to disappear without saying goodbye and letting you know that you were right.
Ben sadece vedalaşıp haklı olduğu söylemeden kaybolmak istemedim. Beni anlıyor musun?
"It's au revoir, not goodbye" and bullshit like these.
- Hepsi saçmalık. - Sakin ol.
I know it might mean leaving here, but I've already spoken to Tolya about it and he knows he might have to say goodbye to his friends.
Biliyorum buradan ayrılmak demek, Tolya'ya durumu açıkladım zaten... arkadaşlarına hoşça kal demesi gerektiğini biliyor.
I'm just calling to say that I love you, and... goodbye.
Sadece sizi çok sevdiğimi söylemek için aradım. Ve... Hoşça kalın.
Slept for eight blissful hours, fixed the kids breakfast, kissed the wife goodbye, and, according to the button, it's your blind.
Gittim. 8 saat mışıl mışıl uyudum, çocuklara kahvaltı hazırladım ve karımı öpüp buraya geldim. Sanırım siz fark edemediniz.
And goodbye.
Ve de hoşça kal.
I should have thanked Hanna and I didn't even say goodbye.
Hana'ya da teşekkür etmeliyim giderken hoşcakal bile demedim.
I came to say goodbye to my maestro and thank him for all he taught me.
ustama hoşcakal demeye ve bana öğrettikleri için teşekkür etmeye geldim.
Goodbye, Richard, and Godspeed.
Hoşça kal, Richard, Allah yardımcın olsun.
goodbye 8643
goodbye then 35
and god bless america 20
and good night 44
and god said 22
and good luck 151
and god bless you 16
and good morning to you 18
and good luck to you 22
and good riddance 22
goodbye then 35
and god bless america 20
and good night 44
and god said 22
and good luck 151
and god bless you 16
and good morning to you 18
and good luck to you 22
and good riddance 22
and grace 22
and gentlemen 19
and go 178
and go home 34
and god 50
and get the hell out of here 22
and go where 106
and george 36
and good 70
and guess what 449
and gentlemen 19
and go 178
and go home 34
and god 50
and get the hell out of here 22
and go where 106
and george 36
and good 70
and guess what 449