We're here to translate Turkish
11,225 parallel translation
We're here to help make that dream a reality.
Bizse burada o hayali gerçekleştirmek için varız.
We're up against the clock here, girl, So if there's nothing to talk about, we'll just put you back where we found you.
Burada zamana karşı yarışıyoruz, kızım, eğer söyleyecek bir şeyin yoksa seni bulduğumuz yere geri bırakacağız.
We're not here to make friends.
Buraya arkadaş edinmeye gelmedik.
We just have to get a signal strong enough to get through to them and let them know we're trapped down here.
Onları buraya çekebilmek ve burada sıkışıp kaldığımızı belirtmek için yeterince güçlü bir sinyal göndermeliyiz.
What we're saying is you're here to keep the peace, son.
Ne diyoruz Buraya gelmek için misin Barış devam evlat.
I simply think that we're here and I... We have to figure out a response to this, somehow, and you've got us...
Bence, şu anda biz buradayız ve buna bir şekilde tepki vermeliyiz ve siz de...
We're allowed to be here, okay?
Burada olmaya iznimiz var, tamam mı?
Now, we're making history here, Everett, and you have to decide how you want history to remember you - as a great man, a man who changed the course of this country, or somebody who just likes to hear himself talk.
Tarih yazıyoruz burada, Everett, Sen de nasıl hatırlanmak istediğine karar vermelisin- - ülkenin seyrini değiştiren büyük biri mi, yoksa kafasını kuma gömen biri mi.
Now, ahem, I got one more thing I need to ask you before we're done here.
Şimdi, buradaki işimiz bitmeden önce sana sormam gereken bir şey daha var.
We're not even supposed to be here.
Burada olmamız bile gerekmiyor.
We're planning on building a gift store here I'm willing to let you run it for, say, 5 % of net profit?
Buraya bir hediyelik eşya dükkânı açmayı düşünüyoruz ve % 5 net karla senin işletmene izin verebilirim?
Sweetie, I know it's hard, but... we're here to say goodbye to your mom.
Tatlım biliyorum bu zor ama... annene elveda etmek için buraya geldik.
We're going to build a seminary here and name it after Father De Silva.
Buraya bir okul açıp adını Peder De Silva koyacağız.
We're here to talk about human connection in the digital age.
Dijital çağda insan ilişkisinden konuşmak için buradayız.
We're here to help you.
Bana bakın, benim adım John.
Something terrible is happening here, and we're not sticking around to find out what.
Burada korkunç bir şeyler oluyor ama ne olduğunu anlamak için gitmeyecek de değiliz.
Well, I'll get you a plumber here tomorrow, but I'd say we're going to have to break through the tile and isolate the leak because there's quite a lot of water down there.
Yarın buraya bir tesisatçı getireceğim. Ama şunu söyleyebilirim ki, seramikleri kırmamız gerekecek. Sızıntıyı gidermeliyiz orada oldukça fazla su var.
Gimme five minutes, just five minutes to get my groove on, and then we're outta here.
Beş dakika ver, sadece beş dakika önce beynime bir oksijen gitsin, sonra çıkarız.
We're here to ask a few questions, and for your sake, we better like the answers.
Birkaç soru sormaya geldik ve senin iyiliğin için, cevaplar hoşumuza gitse iyi olur.
Hi. We're here to see our son.
Merhaba, oğlumuzu görmek için buradayız.
And don't you forget, we're all here to support you.
Ve seni unutmadım, hepimiz senin desteklemek için buradayız.
Um, now that's David there, we're just going to wait here.
Şuradaki de David, burada bekleyeceğiz.
A witness saw a child being forced into a car, so we're here to see if anyone saw something.
Bir çocuğun arabaya zorla bindirildiğini görmüş bir tanık var. Bu yüzden birilerinin bir şeyler görüp görmediğini öğrenmek için geldik.
We're here to experience the Purge.
Arınma'yı denemeye geldik.
We're here to back up State, so just stay in the background.
Korumalara destek için buradayız, yani arka planda kalın.
We're not supposed to be here.
- Burada olmamamız gerek.
We're gonna exfil from here in 30 to 40 minutes.
30 ila 40 dakika içinde tahliye edebiliriz.
We're here to get you back on your feet. Whatever you need.
Toparlanman için biz ne gerekiyorsa yapmaya hazırız.
When and if we get out of here, you're going to have to explain how you got this way.
Buradan çıkarsak bu hale nasıl geldiğini açıklayacaksın.
We're not here to hurt you.
Size zarar vermeyeceğiz.
Well, I can see I'm gonna have to clean out these gutters while we're here.
Buradayken temizlemem gereken çatı giderlerini görebiliyorum
We don't need any more stuff, but... I think what I really meant is you don't need to give me anything because you're here.
Eşyaya ihtiyacımız olmamasından ziyade demek istediğim buraya gelmeniz benim için en büyük hediye.
But... Well, it just means everything to me that we're here together.
Burada birlikte olmamız benim için çok anlamlı.
We're here to split them up and interview them later.
Onları önce dağıtıp sonra görüşme yapmak için geldik.
We're here to find your sister.
Kardeşini bulmak için buradayız.
Uh, we're here to pay tribute to one of the district's finest, Roy Macy.
Semtimizin güzel insanlarından birini anmak için toplandık bu akşam Roy Macy'i.
Well, maybe we should try to do a tour while we're here if we have time.
Hazır buradayken bir tur yapmalıyız eğer zamanımız olursa tabii.
We're not going to settle here. We're not gonna...
Yalnızca buralara yerleşmeyeceğiz.
And why not do everything we can to get you out of here If-if you're not supposed to be here?
Eğer burada olmaman gerekiyorsa, neden elimizden gelen her şeyi yapmayalım?
We're here to tell a story.
Hikâye anlatmak için buradayız.
And that's what we're here to discover.
Biz de bunu bulacağız.
We came here to meet the queen and instead we're greeted by a dwarf and a eunuch.
Biz buraya kraliçe ile buluşmaya geldik ama karşımızda bir cüce ile bir hadım duruyor.
You're welcome to stay for supper, but we have hungry mouths here.
Yemek için kalabilirsiniz ama bizim de aç insanlarımız var.
We're here to discuss your surrender, not mine.
Sizin tesliminizi tartışmak için toplandık, benim değil.
They're off drinking and shooting rifles as we sit here and listen to the mugs swearing, spitting on the bloody floor for us to fucking wipe up!
Biz burada kalıp milletin balgamlarını temizleyelim, laf işitelim onlar kafaları çekip av partisi yapsınlar!
And as we approach the allotted day, these ladies here would like to make sure that you're not assassins or infiltrators...
Hazır o malum gün de geliyorken bu hanımlar sizin suikastçı ya da casus olmadığınızdan emin olmak istiyorlar.
It seems likely we're all going to die in here.
- Görünüşe göre hepimiz burada öleceğiz.
We're going to be here a while.
Bir süre burada duracağız.
Hey, no, I mean, we're all just here to be...
Hey, hayır, Yani biz...
Oh, we're so happy to have you here! Oh, thank you!
- Bizimle olduğunuz için çok mutluyuz!
Okay? We're not here to destroy things,
Buraya eşyaları kırıp dökmeye değil bilgi için geldik.
we're here to help you 127
we're here to help 116
we're here to rescue you 16
we're here to protect you 16
we're here 1469
we're here for you 118
we're here now 105
here to help 19
here too 32
here today 21
we're here to help 116
we're here to rescue you 16
we're here to protect you 16
we're here 1469
we're here for you 118
we're here now 105
here to help 19
here too 32
here today 21
tomas 217
touche 95
toto 177
toes 106
to infinity and beyond 21
toma 39
tomo 54
today is my birthday 30
today 4533
tone 191
touche 95
toto 177
toes 106
to infinity and beyond 21
toma 39
tomo 54
today is my birthday 30
today 4533
tone 191