Whatever you've done translate Turkish
172 parallel translation
Whatever it is, I know you've done nothing base or mean.
Her neyse, alçakça ya da kötü bir şey olmadığını biliyorum.
You can't go bleeding like that, whatever you've done.
Ne yaparsanız yapın bu kanamayla gidemezsiniz.
But for whatever reason it's done, and whoever does it you understand it, it is all bad.
Fakat her ne sebeple olursa olsun, ve bunu kim yaparsa yapsın..... yine de çok kötü bir şeydir.
Whatever I've done, you're in it with me.
Her ne yaptıysam, sen de o olaya dahilsin.
- Whatever you've done, it's no good.
- Ne yaptıysan işe yaramadı.
Whatever you've done, I'm not against you.
Ne yaparsan yap, sana karşı değilim.
But whatever you've done before won't come close to what you're about to do now.
Daha önce yaptığınız hiç birşey bu suçun yanına bile gelemez.
Look, whatever I've done for you in the past...
Bak, geçmişte sizin için ne yaptıysam...
Whatever harm you think I've done your people, you're wrong.
İnsanlarına zarar verdiğimi düşündüğün şeyde yanılıyorsun.
Whatever you've done, whatever you know, there's no reason to fear me.
Ne yaptıysan, ne biliyorsan, benden korkmana gerek yok.
And I can see that, whatever this man does his continual watching after the bread, wine, wood, salt, and candles is done but to curry favour and to make his court to you.
Her gün yaptıklarını gördükçe öfkeden çıldırıyorum. Ekmek, odun, tuz ve mumları düzenli kontrol etmesinin tek amacı size yağcılık yapıp hoş gözükmek. Buna çok kızıyorum!
You're a wounding son of a bitch, and whatever I've done to you, you've made me pay for it.
Sen insanların kalbini kıran bir o... pu çocuğusun ve senin için yaptığım her şeyin bedelini ödettin.
"Whatever you've done, there's always some solution."
"Her ne yaptıysan, her şeyin bir çözümü vardır"
Whatever the results, we know you've done your best, Picard.
Sonuç ne olursa olsun, elinizden geleni yaptığınızı biliyoruz Picard.
But whatever they've done to you, it's been done on a genetic level.
Ama size yapılanların, gen-teknolojisi ile ilgisi olmalı.
Whatever you've done, whatever has happened I love you.
Her ne yaptıysan, neler olduysa seni seviyorum.
Lord whatever I've done to piss you off if you'd just get me out of this let me know what it was, I'll rectify the situation.
Tanrım seni kızdıracak her ne yaptıysam beni buradan kurtarırsan durumu düzeltmeye çalışırım.
For whatever it is that you've done for me... that makes me feel so good about you.
Benim için her ne yaptıysan.. benim senin hakkında çok iyi hissetmemi sağladı.
Whatever you've done, whatever the charges against you, none of that really matters in the long run.
her ne yaptıysanız, suçlamalarınız her ne ise uzun vadede bunların hiçbir anlamı yok.
You're a good man, Miles Edward O'Brien and whatever it is you think you've done wrong you don't deserve to die.
Sen iyi bir adamsın Miles Edward O'Brien yanlış yaptığını düşündüğün her ne ise ölmeyi hak etmiyorsun.
Well, whatever you think you've done, I forgive you.
Her ne yaptığını düşünüyorsan, seni affediyorum.
Look, whatever you've done, thanks, but I just don't want to talk about it right now.
Bak ne yaptıysan teşekkür ederim, ama şu anda bu konu hakkında konuşmak istemiyorum.
And whatever else he's done before, you are too fine a man to punish him for something he didn't do.
Ve evvelden ne yapmış olsa bile, sen, onu yapmadıklarından dolayı cezalandıramayacak kadar iyi bir insansın.
Whatever you've done, you won't get away with it!
Ne yapmış olursan ol, bu yanına kalmayacak!
Whatever it is you've done or haven't done, you've broken my heart.
Yaptığın ya da yapmadığın her neyse kalbimi kırdın.
Whatever you've done to her, NamTar, it wasn't part of our deal.
Ona ne yaptıysan NamTar, anlaşmamızın parçası değildi.
Whatever you've done to my friend, you put it right.
Arkadaşıma her ne yaptıysan, iyi oturtmuşsun!
I still don't know what I've done to deserve you... but whatever it is, I'll try to keep doing it, and I promise to stand by you, to honor you... till death do us part.
Seni hak etmek için ne yaptığımı hala bilmiyorum... ama her neyse bunu muhafaza etmek için elimden geleni yapacağım, ve ölüm bizi ayırana kadar, kendimi sana adayıp... arkanda duracağım.
It sickens me to think that there was a time you would've done whatever was necessary.
Bunu düşünmek beni hasta ediyor ; nerede, her ne yapman gerekiyorsa, onu yaptığın bir zaman vardı.
Look, you guys can do whatever you want, but I've had it, and I'm done.
Bak, siz ne istiyorsanız onu yapabilirsiniz ama ben yaptım ve bitirdim.
Whatever we've done to offend you...
Sizi gücendirecek her ne yaptıysak... Özür dilerim.
Fly your ship through replicator-dominated space, repair whatever damage may have been done to the time-dilation device, and activate it before the replicators can stop you.
Geminizle çoğalıcıların kontrolündeki bölgeye gidip zaman genişletici cihazın hasarını tamir edin ve çoğalıcılar sizi durdurmadan, cihazı etkinleştirin.
/ And whatever you've done... /... I've done worse.
Sen ne yaptıysan ben daha k ötüsünü yaptım.
And they also believe that when people watch my stuff or maybe watch this film or whatever they think that, you know, well, you know, what they'll watch this and they wont do anything because we've done such a good job of numbing their minds and dumbing them down, you know, they'll never affect...
Ve yine inanırlar ki insanlar beni izlediğinde veya belki bu filmi veya herneyse izlediğinde sanırlar ki yani evet yani bilirsiniz bunu izlerler ve bir şey yapmazlar çünkü onların beynini uyuşturup onları aptallaştırmada öyle başarılı olmuşuzdur ki yani hiç etkilenmeyeceklerdir...
Whatever it is, whatever you've done, I'm sure you'll fix it.
Sorun her neyse, her ne yaptıysan, Eminim onu düzeltebilirsin
Help them trace this thing to its source and address whatever damage may have been done to you.
Bu olayın kaynağına inmeleri ve sana ne kadar zarar verildiğini bulmalarına yardım et.
Um... if there's something I've done that's upset you or I've said something that's given you, given you an idea, I don't know what it is, I don't know what it is, but whatever it is, I'm sorry.
Eğer seni rahatsız edecek bir şey yaptıysam ya da sana ne olduğunu bilmediğim herhangi bir şey düşündürttüysem özür dilerim.
Manipulation that's done by editing... manipulation done by the glamorous photography... and by a certain kind of music that makes you think... that you are going to Heaven or whatever.
Manipulasyon kurgu ile yapılır... manipulasyon göz kamaştırıcı fotoğrafçılık ile yapılır... ve sizi cennete götüreceğini düşündüğünüz.. belirli müziklerle yapılır.
Whatever you've done, it can't save you.
Her ne yaptıysan, seni kurtaramayacak.
Whatever it is you've done.
- Edeceğiz. Ne yapmış olursanız olun.
What do you mean, whatever it is that WE'VE done?
Ne demek, ne yapmış olursak?
- B, whatever you've done...
- B, her ne yaptıysan.
Whatever you feel you've done wrong, you've more than made up for it.
Yanlış yaptığını düşündüğün herneyse, onun karşılığını çoktan ödedin.
Right, men, I know some of you have seen a lot of action already, and I picked you because you're the best available, but let me tell you all, beside this mission, whatever you've done before in this war is small potatoes.
Ben şahsen şeref duyuyorum. Savaşı en azından 6 ay kısaltacak olan bu görevde fiilen yer almak üzere seçildiğiniz için eminim, siz de aynı şeyleri hissediyorsunuzdur. Şu anda hava kuvvetlerinin en yüksek gerilim yaşayan mürettebatı sizlersiniz.
I'm in fucking awe of what you're putting yourself through, and I want you to know that whatever I got to do to back you up, you consider it done.
Kendini soktuğun durumdan korkuyorum ve seni desteklemek için ne yapmam gerekiyorsa olmuş bil.
Listen, whatever happens you've done a fantastic job, Chris.
Bak, her ne olursa olsun harika iş çıkardın, Chris.
Whatever you've done with it, I will find it.
Ona ne yaparsan yap sonunda onu bulacağım, tamam mı?
Whatever you've done to Rose's head, I want it reversed.
Rose'un başına her ne yaptıysanız, onu tersine çevirmenizi istiyorum.
Whatever. We've done our bit. You're so full of shit!
Ne dedi size, eczacıyım dedi, değil mi?
Whatever I've done to upset you.
Seni üzecek ne yaptıysam onun için.
Whatever I've done, it doesn't change the way I feel about you.
Her ne yaptıysam sana olan duygularım hiç değişmedi.
you've done it now 22
you've done enough 157
you've done well 111
you've done it 103
you've done it before 58
you've done your homework 25
you've done a great job 28
you've done it again 57
you've done very well 21
you've done 17
you've done enough 157
you've done well 111
you've done it 103
you've done it before 58
you've done your homework 25
you've done a great job 28
you've done it again 57
you've done very well 21
you've done 17
you've done nothing 25
you've done this before 93
you've done a good job 17
you've done nothing wrong 28
you've done enough already 17
you've done all you can 16
you've done more than enough 18
done 2605
done deal 48
done it 42
you've done this before 93
you've done a good job 17
you've done nothing wrong 28
you've done enough already 17
you've done all you can 16
you've done more than enough 18
done 2605
done deal 48
done it 42
done and done 93
done that 156
done for 16
done with what 16
done what 44
whatever 7954
whatevs 49
whatever you say 750
whatever works for you 17
whatever helps you sleep at night 20
done that 156
done for 16
done with what 16
done what 44
whatever 7954
whatevs 49
whatever you say 750
whatever works for you 17
whatever helps you sleep at night 20
whatever you need 442
whatever you think is best 17
whatever works 54
whatever it takes 474
whatever you want 745
whatever do you mean 52
whatever happens 538
whatever that means 174
whatever you are 68
whatever happened 140
whatever you think is best 17
whatever works 54
whatever it takes 474
whatever you want 745
whatever do you mean 52
whatever happens 538
whatever that means 174
whatever you are 68
whatever happened 140