English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ W ] / When we're alone

When we're alone translate Turkish

172 parallel translation
- When I touch your hand, we're alone.
- Elinize dokunduğumda yalnızız.
You needn't be so formal when we're alone.
Baş başayken bu kadar resmiyete gerek yok.
When you get as far as you're going, we can say good-bye... and I'll go the rest of the way alone.
Varacağın yere ulaştığında vedalaşırız... ve yoluma yalnız devam ederim.
Aren't we supposed to eat, smoke or wash when we're alone?
Yalnızken yemeyeceğiz, içmeyeceğiz ya da yıkanmayacağız mı?
We're generally supposed to make check-up calls, especially where women are concerned, and when they're alone.
Genellikle bir bayan yalnız ve de endişeli ise kontrol ziyaretlerinde bulunuruz.
Even when we're alone together
Yalnız kaldığımızda bile.
A fella like him sometimes, when we're alone-- -
Onun gibi biri... Bazen, yalnız kaldığımızda...
Honey, what you need that screen up for when we're here all alone?
Burada yalnız ikimizken o paravana niye ihtiyaç duyuyorsun?
Nope, but when we're alone, duchess... ain't nothin'wrong with me doin'a little gawking', is there?
Hayır. Ama yalnızken düşesim... benim birazcık gözetleme yapmamda bir sakınca yok değil mi?
When we're alone, when no one else is around... then it's all right but when there are other people.
Birlikteyken, yanımızda kimse yokken sorun yok ama başkaları varken...
I never feel alone when we're together.
Seninleyken kendimi hiç yalnız hissetmiyorum.
Maybe I'll tell her late tonight when we're alone.
Belki bu gece yalnızken anlatırım.
It's just one thing more for us to talk about when we're alone.
Yalnızken konuşmak için bir konumuz daha oldu.
I'm numbed so I can take you when we're alone.
O kadar duygusuzlaştım ki, yalnızken seni gebertebilirim.
When we're alone, I have a new joke for you.
Yalnız kaldığımızda, sana başka bir hikaye anlatacağım.
He's even polite to me when we're alone.
Yalnızken bile bana karşı kibar davranıyor.
But when we're alone together, oh, boy.
Ama bir de başbaşa kaldığımızda görün onu.
Later, when we're alone.
Daha sonra, yalnız kaldığımızda.
I'd rather we talked about this when we're alone.
Bunu yalnız görüşmeyi tercih ederim.
When we're alone?
Yalnız kaldığımız bir zaman.
I like seeing you in the daytime when we're alone... but I'm not comfortable with your family.
Ama ailenle birlikteyken rahat edemiyorum.
If I ever catch you doing anything like that again, except when we're alone, I'll...
Böyle bir şeyi bir daha yaparsan, Yalnız olalimki, ben...
Well, later, when we're alone, - I'll make it up to you at my apartment. - What time tonight?
Sonra, yalnız kaldığımız zaman daireme gideriz, orada telafi ederim.
I'll make you sorry you started this, one day when we're alone.
Bir gün yalnız kaldığımızda, bunu başlattığın için pişman olacaksın.
When we're alone and quiet... we will talk, father to son.
Saburo, yalnız kaldığımızda, başbaşayken bir baba oğul gibi konuşalım.
- Must we keep this up when we're alone?
- Yalnızken buna devam etmemiz şart mı?
Tonight, we have number twelve... of one hundred things to do with your body... when you're all alone.
Bu gece, oniki numaradayız... Yanlızken kendi vücudunla... yapabileceğin 100 şey oyununda.
If it makes you feel any better... she's a lot harder on me when we're alone.
Sana kendini daha iyi hissettirecek mi bilmem ama ayrıldığımızdan beri bana daha kötü davranıyor.
When we're stripped of all our worldly possessions... and all our fame and family, friends, we all face death alone.
Ün, aile, arkadaş gibi dünyevi varlıklarımızdan kurtulduğumuzda... ölümle yanlız yüzleşeriz.
Little one, why do you refuse to use telepathy even when we're alone?
Küçüğüm, yalnızken telepatiyi kullanmayı neden reddediyorsun?
Don't they realize we're only fun when we're alone?
Ancak baş başayken mutlu olduğumuzu görmüyorlar mı?
There's a whole side to her... that's only there when we're alone.
Onun keşfedilmemiş bir yönü var... Sadece biz başbaşayken ortaya çıkan.
When we're alone, she's like no one else.
Biz başbaşayken, o hiç kimseye benzemiyor.
I'll call you Merryl when we're alone, all right?
Yalnızken Merryl derim, tamam mı?
I'll ask Kyoko when we're alone.
Yalnız olduğumuz zaman sana soracağım.
- When we`re out of the office... and alone, you can call me Andy. - A.J.?
- A.J.?
And if your sister doesn't mind, I'll give them to you in a while, when we're alone together.
Eğer kız kardeşin izin verirse, yakında onları sana vereceğim, baş başa kaldığımız zaman.
How should I refer to you when we're alone?
Biz bizeyken size nasıl hitap edelim?
I mean, we can be honest with each other when we're alone, can't we?
Demek istediğim, yalnız kaldığımızda herbiriyle dürüstçe konuşuruz, kalırız değil mi?
When we're alone and stuff, but not at parties.
Evdeyken ediyorsun ama partilerde etmiyorsun. Hep Cisely'yle dans ediyorsun.
Even when fucking we're alone.
Sikişirken bile yalnızız.
What if I let you call me Mercedes, at least when we're alone? Thank you.
Bana Mercedes demenize izin versem, en azından yalnız olduğumuzda?
Can we drop the formalities when we're alone?
Baş başayken formaliteleri bir kenara bırakabilir miyiz?
All the good love When we're all alone
Katlanmayı ümit edeceğim
I'll tell you when we're alone.
Yalnız kaldığımızda anlatırım.
Not when we're alone, of course Colonel is for the others
Biz bizeyken değil tabii. Sadece başkaları varken.
I don't see the need to use goats in enemy territory. I'll explain when we're alone.
Ama insan neden düşman arazisine bırakmak için keçi alır, gerçekten anlamıyorum.
Sweetie, we're all alone, even when we're with men.
Tatlım, erkeklerle beraber olduğumuzda bile aslında yalnızız.
And when we're alone I call her "lambchop".
Yalnız kaldığımız zaman da, ben "Kuzu" diyorum.
Hey, call me by my name when we're alone
Yalnızken bana ismimle hitap et!
But sometimes when we're alone together and talking quietly... ... I find myself missing Larry.
Ama bazen yalnız kalıp, sakin konuşmalar yaptığımızda kendimi Larry'yi özlerken buluyorum.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]