English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ W ] / Where'd it go

Where'd it go translate Turkish

328 parallel translation
No, I guess there's nothing a man like you can do, except keep on running. But no matter where you go, you're gonna run into that same fence, and it always has wire on it.
sanırım koşmaya devam etmesi dışında yapabileceğin hiçbir şey yok.
Where'd it all go? I'm gettin'old.
Nereye gitti bu yıllar?
Instead of outside the ring where it'll just go on lousing up your life forever.
Ringin dışında hayatını sonsuza dek berbat etmez artık.
Where'd it go?
Nereye gitti?
You know, it'd go a lot easier on you if you told me where it was hid.
Saklı olduğu yeri söylerseniz sizin için çok daha kolay olur.
♪ I think I'd better think it out again ♪ So, where shall I go?
en iyisi bu konuyu bir daha düşüneyim... peki nereye gideceğim?
Where'd it go?
Biri onu öldürdü mü?
It probably doesn't have anything to do with anything but just as a precaution when you go out, if you tell me where you're going to go a phone number where I can find you.
Muhtemelen hiçbir ilgisi yok ama sadece bir önlem olarak dışarı çıktığında bana nereye gideceğini,... seni bulabileceğim bir telefon numarasını söyler misin? .
That`s surprising, where`d it go?
Sürpriz oldu, nereye gitti?
Leary got suspicious but I didn't tell him where the money was because I knew he'd go straight to it, heat or no heat.
Leary şüpheleniyordu, ama ona paranın yerini söylemedim, çünkü er yada geç, doğruca almaya gideceğini biliyordum.
I'd like to go someplace for Christmas where it's real hot.
Bu Noel'de gerçekten sıcak bir yere gitmek istiyorum.
- Well, where'd it go?
- Nereye gitti?
I know it's gone, goddamn it, but where'd it go?
Tamam, gittiğini ben de görüyorum, peki nereye gitti?
- Where'd it go?
- Kaçtı mı?
They don't like to follow a circuit where the shooter may quit winners and then go blow it all on the track, you know?
Atıcının herkesi dışarıda bırakıp sonra oyunu patlatacağı bir düzenden hoşlanmazlar, anlarsın.
Data, the drive section... where'd it go?
Data, motor bölümü... Nereye kayboldu?
They have a directory but the problem with it is, even if you figure out where you are and where you wanna go you still don't really know, sometimes, which way to walk because it's an upright map.
Küçük haritaları vardır ama onunla ilgili problem de, nerede olduğunuzu çözseniz de ve nereye gitmek istediğinizi hala hangi yolu kullanacağınızı tam olarak bilememeniz çünkü harita duvarda asılıdır.
You said it : the safest place. He knew the shooter'd go right here...'cause this is exactly where he wanted him to go.
Onun buraya gelmesini istiyordu.
Hey, where'd it go?
Hey, top nereye gitti?
Where'd it go?
Ne tarafa gitti?
- Where'd it go?
Nereye gitti?
- Where'd it go?
- Nerede? - Boru hattının içinde.
# Now where'd it go?
# Nerey gitti?
I just wanted to make her feel a little easier about it. Now, since she's going to treat us, I'd better figure out where to go.
iyi değil mi? acaba nereye gitsek?
He stepped out. Where'd he go? It's only...
- Nereye gitti, ben...
Where'd it go?
Nereye kayboldu?
You go to the bar, because that's where people go when they want to meet people other than their wives and their fiancées, isn't it?
Çünkü barlar, insanların eşleri ya da nişanlıları dışındaki kişilerle tanıştıkları yerlerdir, değil mi?
When you go to see a doctor you tell him where it hurts
Bir doktora göründüğünüz zaman... ona nerenizin ağrıdığını söylersiniz.
It's customary that when two people go out, they both know where they're going. Come on!
İki insan dışarı çıktığında ikisinin de nereye gittiklerini bilmesi normal bir şeydir.
What it doesn't say is if I could go back, knowing what I know now and where I'd end up if I got involved, knowing all the numbers, all the odds, all the angles...
Söylemediği şey ise, şu an bildiklerimle başa dönecek olsam, bu insanlara bulaşınca başıma gelecekleri bilsem, tüm rakamları bilsem, tüm olasılıkları, tüm açıları...
Where'd it go?
- Lşte vurdum. Dışarı kaçtı!
hey, where'd everybody go? it's okay, honey.
Hey, herkes nereye gitti?
And I'd have a huge staff, and with the Alliance giving me the authority to go where I need to put this information together in a lot of ways, it's a match made in heaven.
Çok kalabalık bir personel emrime amade olacak ve İttifak'ın da bana verdiği yetkilerle istediğim yere gidip bilgi toplayabileceğim. Ben bu iş için yaratılmışım.
Where'd it go?
Nereye gitmis olabilir?
It certainly is peace of mind for me to know where Diddles is, that she is safe and that she can go outside and enjoy life just as normal, but she is protected.
Diddles'ın nerede olduğunu, güvende olduğunu, dışarı çıkıp normal bir hayatın keyfini çıkarttığını... ve koruma altında olduğunu bilmek güzel.
- Where'd it go?
- Nereye? - Bir saniye.
Yo quiero - Hey, where'd it go?
- Hey, nereye kayboldu?
So when you go out for a drive... remember to leave your murderous anger where it belongs - at home.
Arabayla dışarı çıktığınızda öfkenizi ait olduğu yerde, evinizde bırakmayı unutmayın.
Where'd it go?
Ned, gel çabuk! — Nereye gitti?
Now every time I go through, it'd just be some... place..... where that hope used to be.
Şimdi her geçişimde, karşı taraf sıradan bir... yer olacak o umudun eskiden var olduğu.
"Where'd it go?"
"Nereye gitti?"
Where'd it go?
Nereye gitmis?
Now, where'd it go?
Şimdi, nereye gitti?
The new cyclotron can measure isotope ratios, so if cadmium-x is extraterrestrial, that's where you would go to find it out.
Yeni kiklotron, izotop oranını ölçebilir. Eğer Kadmium-x dünya dışıysa, orası bunu bulabileceğin yer.
My father was in hell and they said that's where I'd go when it's my time.
Babam cehennemdeydi ve zamanı gelince ben de oraya gidecekmişim.
- Where'd it go?
- Nereye gitti?
You thought you'd lead the Revolution but it is leading you where you never wanted to go.
Devrime öncülük edeceğinizi düşündünüz fakat o sizi asla gitmek istemediğiniz bir yöne doğru sürüklüyor.
It's like, you know what, where'd you go to school?
Delilik bu. "Okula nerde gittin?" diye sormak gibi bir sey.
But I'll be damned if I know what it's called or where I'd go.
Ama ismim yada nereden geldiğim konusunda naletleneceğim.
- CBS is where l'd like to go with it.
- CBS bence iyi olur.
C'mon, where'd it go?
Hadi, nereye gitti?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]