English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ W ] / Who was there

Who was there translate Turkish

4,373 parallel translation
After everything that's happened, I can't believe that it was Rayna who was there for me.
Olan onca şeyden sonra, inanamıyorum yanımda olan kişi Rayna'ydı.
Anyway, a man who was there says that Michael took exception to what they were saying.
Her neyse, bir adam Michale'ın onların sözlerine itiraz ettiğini söyledi.
Who was there for you when you got stuck in your doggy door?
Köpek kapısına sıkıştığında senin yanında kim vardı?
How many people can say they have a maid who was there when they invented the won ton?
Hizmetçilerinin Çin çorbası won ton'un icadında hayatta olması olayına kaç kişi vâkıf olabilir ki?
But if you wanna talk to someone you can trust... who was there... you should know that the man who built the bomb and moved the SUV... he didn't die in the explosion like they say.
Ama orada olan, güvenebileceğin biriyle konuşmak istiyorsan bilmelisin ki bombayı yapan ve arazi aracını başka yere park eden adam dedikleri gibi patlamada ölmedi.
You know, I feel so fortunate that I'm a person who was there, when some of these fellas won, riding on the beach.
Kumsalda süren bazı dostlarımın kazandığını görebildiğim, ve orada bulunabildiğim için kendimi şanslı hissediyorum.
Who was there?
Kimler vardı?
When Dawn walked through the door, I could sense she knew instantly... Where to go, who was there.
Dawn kapıya yaklaşınca, nereye yöneleceğini hemen anlamıştı.
Who was there that night?
O gece orada başka kim vardı?
There was a journalist in the porch who said you took precedence...
AşağıIık bir muhabir kapıda beni durdurup annem hasta sırasına girmediği için ne düşündüğümü sordu...
If that woman was indeed tart, there is but one individual who I would trust help me identify her.
Eğer o kadın gerçekten fahişe ise onun kim olduğunu söyleyecek olan güvendiğim biri var.
Look, there's this girl named K.K. who wrote an article about some bird that everyone thought was extinct living in her backyard.
Arka bahçesinde yaşayan ve herkesin neslinin tükendiğini sandığı bir kuşla ilgili bir makale yazan KK adında bir kız vardı.
There was a cheating scandal at my new school. Guess who was framed for it. Bitch!
Bayanlar, nezaketlerini ve merhametlerini puanlamaktan çekinmeyin.
There was a woman on the road who could orgasm by putting a Q-tip in her ear.
Yolda kulak temizle çubuğunu kulağına sokarak orgazm olabilen bir kadın vardı.
And there was a woman tonight who wrote on her questionnaire that she can climax while brushing her teeth.
Ve bu geceki ankette bir kadın dişini fırçalarken boşalabildiğini yazmış.
No, I just like that there was ever a version of you who imagined having a "something old" at your wedding.
Düğününde "eski bir eşya" sı olacağını hayal eden bir versiyonun olduğunu düşünmek hoşuma gitti.
A year ago, there was news about a hacker who stole 10 Rs from hundreds of accounts.
Bir yıI önce yüzlerce hesaptan 2 dolar çalan bir korsanla ilgili haber vardı.
You told her there were no Koreans living there, but there was a Korean woman who's been studying there for 3 years.
Ona orada yaşayan Koreli olmadığını siz söylediniz fakat 3 yıldır orada okuyan bir Koreli kadın vardı.
So I'm supposed to believe that the man who broke into my apartment, a man who was presumably there to kill me...
Yani büyük ihtimalle evime beni öldürmesi için o adamı gönderenin, şey olduğuna mı inanmalıyım...
When I was holed up in HQ, there were two NLM soldiers who came and grabbed data off our drives before they destroyed the hardware.
Kumanda merkezinde tıkılı kalmışken, iki tane NLM askeri sürücülerimizden verilerimizi aldılar daha sonra donanımı tahrip ettiler.
You will find academic critics who will say it was because there were some Incas who wrapped their baby's heads in some kind of blankets or cloths to make them grow long.
Bebeklerinin kafalarını bir tür blanket yada bez tarzı bir şey ile saran İncalar'ın olduğunu söyleyen akademik eleştirmenleri bulabilirisiniz ;
And how there was this family of deranged, inbred woodsmen who lived deep in the forest.
Bir de bu ormanın derinliklerinde yaşayan manyak bir oduncu ailesi vardı.
Yes, there was a man who came to see her yesterday.
Evet, dün onu görmek için buraya bir adam geldi.
Plus, if he was the kind of guy to shoot every woman who turned him down, there would be a string of bodies a mile long following him, you got to trust me.
Ayrıca, onu reddeden her bayanı vuran birisi olsaydı. peşi sira dizilmiş cesetler olurdu bana güvenmelisin.
In C's room there's a French girl who was leaving, but we're not sure.
C odasındaki Fransız kız ayrılıyor ama emin değilim.
A child of one of the agents who was killed there.
Orada öldürülen ajanlardan birinin çocuğu.
I was just wondering. There was a couple in the study who came back again and again.
Merak ediyordum da çalışmaya sürekli gelen bir çift varmış.
There was a type of man who saw the war as an opportunity.
Savaşı fırsat olarak gören bir adam türü vardı.
Once there was a girl who worked at the Cheesecake Factory, and she wasn't very good at her job.
Bir zamanlar, Cheesecake Factory'de çalışan bir kız vardı ve işinde de pek başarılı değildi.
It's like I said to the guy in the hospital, who I thought was you before he turned out not to be you, if there was any way I could save your wife, I would.
Hastanedeki adama da dediğim gibi onun sen olmadığı ortaya çıkmadan önce onu sen zannediyordum. Karını kurtarabilmemin bir yolu varsa, bunu yaparım.
There was this British kid in my high school who always called me "Big Ben"
Lisede bir tane İngiliz çocuk vardı.
The government's never confirmed its existence, but I... I met a guy who knew a guy who was stationed there.
Hükümet varlığını asla kabul etmedi ama orada çalışan birini tanıyan biriyle tanışmıştım.
There was that one woman who, uh... bit her partner and drew blood.
Bir tane kadın vardı hani, partnerini ısırıp kan çekiyordu.
Yeah. There was someone in this city who appeared that way.
Evet, şehirden birileri görmüş.
There was a neurosurgeon who worked for us as a consultant.
Bizim için danışman olarak çalışan bir beyin cerrahı vardı.
Imagine there was a woman who worked very... very hard.
Çok ama çok yoğun çalışan bir kadın olduğunu farz et.
I was quite sure nobody had ever done it, because I didn't know anybody who rode bikes, and there was no Google.
Neredeyse kimsenin bunu yapmadığına emindim, çünkü motosiklet süren kimseyi tanımıyordum ve motosiklet gözlüğü diye bir şey yoktu.
There was one person, one heavy-footed person who knew exactly where those holes were.
Bir kişi vardı. Yeri sallayarak yürüyen, deliklerin nerede olduğunu bilen biri.
It was your job to find out who put him there.
Onu oraya koyanın kim olduğunu bulmak sizin işinizdi.
Didn't they say that there was a woman from Seoul who'd asked them to find Jang Tae San, no?
Seul'dan bir kadın Jang Tae San'ı bulmalarını istememiş miydi?
After that, there was no one who went in or out of that room.
Odaya ondan başka giren biri yoktu.
No, but there was an exceptionally powerful Alpha who did live here.
Hayır ama orada yaşayan son derece güçlü bir Alfa vardı.
And right now they're telling me there's a young man who was shot in the throat with an arrow and literally cut in half.
Şu anda da bana boğazından okla vurulduktan sonra ortadan ikiye bölünmüş genç bir adam olduğunu söylüyorlar.
There were people in the audience who heard Captain Hill say that when he was deployed to Iraq, he was worried that if his sexuality was discovered, they might not let him go, as opposed to most of us, who, if told we were being deployed to Iraq,
Kalabalığın içinde Yüzbaşı Hill'ın, Irak'a gönderileceği sırada cinsel kimliği öğrenilirse, gitmesine izin vermeyeceklerini söylediğini duyanlar da oldu.
So there was this kid named Daniel who was by himself the whole time.
Sürekli tek başına takılan bir çocuk vardı, Daniel.
I don't know who, but he was right there.
Kim bilmiyorum ama tam oradaydı.
Table nine... do you remember who was sitting there?
Dokuzuncu masa... orada kimin oturduğunu hatırlıyor musun?
Who else was in there?
Başka kim vardı odada?
It thought if there was one person who I could trust, it'd be Carolina. Guess I was wrong.
Orada güvenebileceğim biri olsa Carolina olurdu demiştim.
Who was that young man who called me there?
Beni buraya çağıran o genç adam kimdi?
Who else was there?
Başka kim vardı?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]