English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ Y ] / Years on

Years on translate Turkish

17,268 parallel translation
Well, I have a few more years on you.
- Senden birkaç yıl daha öndeyim.
After years on his own, Billy the Kid has finally found his place in the West and a mentor in John Tunstall.
Tek başına geçirdiği yıllardan sonra Billy the Kid batıdaki yerini bulmuştu. John Tunstall'ı akıl hocası olarak görüyordu.
After years on his own, Billy the Kid finally finds a place to belong when he's hired by cattle rancher John Tunstall.
Yalnız geçirdiği yıllardan sonra Billy the Kid sonunda ait olduğu yeri bulmuştu. Sığır baronu John Tunstall tarafından işe alınmıştı.
You were 50 years on the job.
Bu işin içinde elli yıIdır varsın.
Well, you're about 500 years too late on that cause, babe.
Bunun için 500 yıl geç kalmışsın, bebeğim.
What we do know is, in 20 years time, Kasnia is the foothold from which Savage takes over the world, so we hardly want to take him on there, but if we can figure out how his actions here lead to his rise to power, then we won't need to.
Bildiğimiz şey, 20 yıl içerisinde Kasnia'nın Savage'ın dünyayı ele geçirmesinde başlangıç noktası olacağı bu yüzden onunla orada karşılaşmak istemeyiz ama eğer yaptığı hamlelerin onu gücüne nasıl kavuşturduğunu çözebilirsek o zaman buna gerek kalmayacaktır.
Putting the first new coat of paint on this school in 30 years.
Otuz yıldan beri ilk defa bu okula yazılama yapıyorum.
So we won't see your sweet little face for ten more years?
Şirin yüzünü on yıl boyunca göremeyecek miyiz yani?
On July 27, 1953, an armistice was reached, drawing the war to an end after 3 years with over 3 million casualties.
27 Temmuz 1953'te, ateşkes ilan edildi 3 yıl süren savaş sona erdiğinde 3 milyondan fazla kayıp verilmişti.
I quit about ten years ago.
Ben bırakalı on sene oldu.
Salazar will be our star witness for the following 10 years.
Salazar on yıl tähtitodistajamme olacaktır.
I feel like I've told you more in the last ten minutes than I've told anyone else in ten years.
Son on dakikada, on yıl boyunca kimseyle paylaşmadığım şeyleri seninle paylaşmış gibi hissediyorum.
This may come as a surprise to you, but I've actually moved on in the ten years since you left.
Bu sana şaşırtıcı gelebilir ama aslıdna sen gittiğinden beri on senede ben de yol katettim.
They haven't been home on a Friday night in years.
Senelerdir bir Cuma akşamı evde olmadılar.
You see, five years ago, when Maze and I abandoned Hell, I landed right here on this beach.
Beş sene önce Maze'le birlikte cehennemi terk ettiğimizde bu plaja inmiştik.
I've been trying to build a case on her for years, and every time we've approached her, she's lawyered up immediately.
Yıllardır bu kadınla ilgili bir dava dosyası açmaya çalıştım ama ne zaman yaklaşmaya çalışsak anında avukatlarını üstümüze saldı.
And what you mean by that, is that you wish she had focused more on you Because of all the years spent apart.
Bununla sana daha çok dikkatini verseydi diyorsun çünkü çoğu yılı ayrı geçirdiniz.
Two years I waited on you.
İki yıl boyunca seni bekledim.
17 years and out on the E6.
17 yıldır E6'da sürüyorum.
I found patches of scarring on both arms, but from the looks of them, many years old.
Her iki kolda da yaralanma izleri buldum ama uzun yıllar öncesinden kalmış görünüyorlar. - Ölüm sebebi?
You've been sitting on that gun for years, haven't you, Klip?
- Yıllardır o silahı saklıyordun öyle değil mi, Şarjör? - Saklamıyordum.
My brother's been on the straight for years
Kardeşim yıllardır doğru yolda, Mesih'in kanı sağ olsun.
You ran the serial number on the Uzi 11 years ago, - which means...
UZI'nin üzerindeki seri numarayı 11 yıl önce araştırmışsın demek ki...
I figured that, all together, the inmates on my watch had over 17,000 years of time on their sentences.
Gözetimimdeki mahkumların hepsinin toplam 17000 yıldan fazla cezaları vardı.
Seventeen thousand years.
On yedi bin yıl.
If only we can stop fixating on the days, and start thinking about the years.
Keşke günümüze odaklanmayı bırakıp yılları düşünmeye başlayabilseydik.
Now, everyone has their own take on what's most important in improv, but even 60 years later, they still boil down to three basic rules.
Herkes iyileştirmede en önemli olanı alıyor. Ancak 60 yıl sonra bile hâlâ üç temel kuralla kaynıyorlar.
Yeah, I saw my dad for the first time in 10 years today.
Evet, on yıl içinde ilk defa babamı gördüm.
And I've been following your posts on Facebook about The Commune for years, so I had to check it out.
Ve yıllarca komün hakkında Facebook'taki yazılarınızı takip ediyordum. Kontrol etmek zorundaydım.
So I cross-referenced our M.O's, and I got something... five more homicides taking place across these Latin-American resorts all over the last five years... all tourist families, all taking place on the same day.
Yöntemlerı karşılaştırdım ve bır şey buldum. Son beş yılda çeşıtlı Latın-Amerıkan tatıl köylerınde gerçekleşen beş cınayet. Hepsı turıst aıleler, hepsı de aynı tarıhte olmuş.
After years of turmoil out west, President Grant knows this puts America on the cusp of a new era.
Batıda yıllardır süren karmaşadan sonra Başkan Grant bu olayın Amerika'yı yeni bir döneme sokacağını biliyordu.
The only problem... it's on land that Grant surrendered to the Lakota Sioux nine years earlier.
Tek sorun Grant'ın dokuz yıl önce Lakota Siyulara verdiği topraklarda olmasıydı.
On May 6, 1877, Crazy Horse, the man that led his people to victory at the Battle of Little Bighorn, surrenders, marking the end of 17 years of resistance.
6 Mayıs 1877'de Küçük Bighorn savaşında halkını zafere götüren Çılgın At teslim oldu.
Without any cash, Jesse's gang is only able to gather a fraction of what he made on train robberies years ago.
Nakit para bulamayınca Jesse'nin çetesi yıllar önce tren soygunlarında elde ettiklerinden çok azını ele geçirebilmişti.
- I crash-landed on this planet 9.3 light-years ago.
- 9,3 ışık yılı önce bu gezegene zorunlu iniş yaptım.
I'm coming up on ten years now.
On yıl olacak.
- Ten years?
- On yıl demek.
Ten years since...
Şeyden beri on yıl...
You appear after two years, and I'm supposed to flee my home on what?
- İki yıl sonra çıkageliyorsun ve evimi terk etmem mi gerekiyor?
Off and on for 41 years.
Arada sırada... 41 yıl boyunca kullandım.
He is a young man now, 12 years old.
Artık genç bir adam olmuş, on iki yaşında.
18 years old, killed his neighbor's dogs... with a garden trowel.
On sekiz yaşında komşusunun köpeğini öldürmüş. Bahçe küreğiyle...
Background check has him serving overseas for the last 15 years, but he is lying about something.
Geçmişi kontrol ettiğimizde son on beş yıldır ülke dışında hizmet ettiği gözüküyor ama bir şey hakkında yalan söylüyor.
I expected that call every day for 15 years.
Bu telefonu son on beş yıldır bekliyorum.
Don't spend a dime for two years.
İki yıllığına on kuruş bile harcama.
You have four years left on your sentence, Jasper, if I violate you.
Eğer yasalara karşı geldiğini söylersem dört yıl daha hapse gireceksin Jasper.
Ten years ago, I killed a man.
On yıl önce birisini öldürdüm.
Yeah, I'm sorry, dude, but if she's the perfect reflection of you, doesn't that make her fifteen years too old for you?
Kanka kusura bakma da, eğer kız senin mükemmel yansımansa o zaman bu onu senin için on beş yıl yaşlı yapmaz mı?
The blue dye they use... it rubs off on their skin, and over the years, they've come to be known by it.
Kullandıkları mavi boya derilerine geçtiğinden yıllar içinde o şekilde anılmaya başlamışlardır.
But that lady's been sitting in the front pew of my church for the past two years, singing hymns and praising the Lord.
O hanım son iki senedir kilisemin en ön sırasında oturup ilahiler söylüyor ve Tanrı'ya hamdediyor.
Nearly two years ago, on the night of November 22nd, the SFPD received an anonymous call which lead them to investigate what proved to be multiple murder, four dead bodies, and you unconscious- - yes, yes, yes.
Yaklaşık iki yıl önce, 22 Kasım gecesi, Sfpd anonim bir çağrı aldı Onları araştırmaya yönlendiren

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]