English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ Y ] / You'd tell me

You'd tell me translate Turkish

2,656 parallel translation
Well, I figured you'd tell me if you wanted me to know.
Bilmemi isteseydin söylerdin diye düşündüm.
She told me to tell you you'd forced her to do it.
Benden, onu bunu yapmaya sizin zorladığınızı söylememi istedi.
You tell him for me, may he rot in the lowest pit of hell, and his children and his grandchildren and everybody he ever knew and the...
Ona cehennemin en derin çukurlarında çürüyeceğini söyleyin çocukları ve torunları ve tanıdığı tüm insanlarla beraber...
- Well, let me tell you, if your husband understood how to play defense, had a better jump shot, and was about six foot nine, he'd be killin''em in the nba right now.
- Peki, size söyleyim, eğer kocan nasıl defans yapacağını anlasaydı, daha iyi bir cemşatı olsaydı ve 2.10 boyunda olsaydı... şu an NBA'de herkesin canına okuyor olurdu.
You want me to go tell your pals how well we really know each other?
Kankalarına birbirimizi ne kadar iyi tanıdığımızı anlatmamı istiyorsun değil mi?
OK, Grace... when you have gotten yourself together. I'd like for you to tell me and Lucy...
Pekala Grace kendini topla ve bana ve Lucy ye
I'd be very, very appreciative if you could tell me where that is.
Havuzun nerede olduğunu söylerseniz minnettar kalırım.
If not, I'd tell you nothing's changed for me.
Böyle olmasaydı, benim için hiçbir şeyin değişmediğini söylerdim.
But I'd never want you to not tell me something,
Ama bana birşey söylememeni de istemedim hiç bir zaman,
Do you think he'd be stupid enough to tell me?
Bana söyleyecek kadar aptal olduğunu mu sanıyorsun?
Perhaps you can tell me if it is really tasty, or is it just the memory of Elizabeth and that night that make it so special.
Belki yemeğin ne kadar lezzetli olduğundan bahsederiz. Belki de Elizabeth'in anısıdır o geceyi bu kadar özel yapan.
Ordinarily I'd never tell a soul, but you've just told me your deepest darkest, so here goes...
Normalde bunu kimseye söylemezdim ama sen benimle en karanlık sırlarını paylaştığın için söyleyeceğim.
Mia, can you tell me where your pain is?
Mia, nerenin ağrıdığını söyler misin?
The only reason I didn't tell you was that I thought maybe you'd think it was me who killed him.
Söylemememin tek nedeni onu benim öldürdüğümü düşüneceğinizi sanmamdı.
Why'd you tell me friends I said they were shallow?
Neden arkadaşlarıma onların yüzeysel olduklarını düşündüğümü söyledin?
Tell me, what'd you do over the break?
Lütfen, anlat bakalım, tatilde ne yaptın?
Natalie, tell this guy you know me.
Natalie, şu adama beni tanıdığını söyle.
And this Martin - - did he tell you how he knows me?
Peki bu Martin, beni nereden tanıdığını söyledi mi?
- Mr. David, is there anything that you'd like to tell me about this accident?
- Bay David, kaza hakkında ekleyeceğiniz bir şey var mı?
Would you just take a look at these photos right here, please, and tell me if you recognize anybody?
Bu fotoğraflara bakarak tanıdık biri olup olmadığını söyler misin?
Made me promise I'd tell you.
Söylemem için söz verdirdi.
I guess you'd better tell me what it is you do want.
O zaman ne istediğini söylesen iyi edersin.
Listen, Chance, if I thought you were about to get into something that was gonna get you, me, and Ilsa killed, you'd want me to tell you about it, right?
Dinle, Chance, eğer bu olayın senin, benim ve Ilsa'nın ölümüyle sonuçlanacağını biliyor olsam bunu sana söylememi isterdin, değil mi?
Next, you'll tell me you have Mr. Winston outside in the surveillance truck and that miss Ames is working the concession stand.
Şimdi de bana, Bay Winston'un dışarıdaki takip minibüsünde olduğunu Ames'in de garson olduğunu mu?
Don't you tell me what they'd want!
Ne istediklerini sakın bana söyleme.
But if there's anything you'd like to know or talk about, you can tell me.
Ama bilmek istediğin veya konuşmak istediğin bir şey varsa, bana söyleyebilirsin.
You'd be surprised the things I know about you, Kyle, and what I don't know, you're gonna tell me.
Hakkında bildiklerimi öğrenince şaşıracaksın, Kyle bilmediklerimi de bana sen anlatacaksın.
I was hoping you'd tell me.
Ben de bunu siz söylersiniz diye umuyordum.
If you tell me you'd rather not, I won't hold it against you- -
Eğer istemezsen sana suç bulmayacağım.
Don't tell me you skipped town without tellin'no one.
Kimseye demeden şehir dışına çıktım deme bana.
Do not tell me you'd put our entire species at risk for a gash in a sundress.
Sakın bana türümüzü, yazlık elbiseli bir cıvır için tehlikeye atacağınızı söylemeyin.
I'd rather you tell me why you're always so grouchy.
Neden hep bu kadar huysuzsun onu anlat.
Why didn't you tell me you'd come to New York?
New York'a geldiğini neden söylemedin?
If you tell me something, îþi suggest they do now.
Eğer söyleyecek bir şeyin varsa şimdi tam zamanıdır.
Why'd you tell me this was a costume party?
Niye kostümlü parti dedin?
You wanna tell me why you were wearing a wire?
Neden mikrofon taşıdığını bana söyleyecek misin?
" Dear mother, I'm writing to tell you that I know... what it'd take to make me happy.
" Sevgili anneciğim, beni neyin mutlu edeceğini bildiğimi..... senin de bilmeni istediğim için bu satırları yazıyorum.
I thought you were going to tell me that... you'd had an accident. That you'd suffered memory loss.
Bana bir kaza geçirdiğini söyleyeceksin sanmıştım.Ardından hafıza kaybı geçirdiğini.
♪ Don't tell me love is something you won't try again ♪ ♪ that's just not true ♪ ♪ well, baby, right now, maybe what you need's a friend ♪
d Don't tell me love is something you won't try again d d that's just not true d d well, baby, right now, maybe what you need's a friend d
I figured you'd tell me if you had.
Görsen bana söylerdin diye düşünüyorum.
I thought perhaps I'd tell you I would stay. If you asked me to, I'd let this close.
Eğer bana sormuş olsaydın, sana muhtemelen kalacağımı söylerdim sanırım.
I'd caress your blank pages, hoping to soon tell you I'd met someone who really loved me, who understood me.
Senin boş sayfalarını, beni anlayan beni gerçekten seven birisiyle buluşması ümidiyle kucaklıyorum.
" Maybe you'd even tell me about your next novel.
Belki de bir sonraki romanından bile bahsedersin bana.
Tell me where you are, and I'll come get you.
Ama G.D. tehlike altında. Neredesin söyle bana, seni almaya geleyim.
So why'd you tell me the truth?
Peki neden bana gerçeği söyledin?
Other than the presents and the booze, can you tell me three good reasons why you want to get married?
Hediyeler ve kafaları çekmek dışında evlenmek için üç iyi sebep söyleyebilir misin?
So you'd better tell me what happened to my boy Petey, what happened to the black man, and what happened to my fucking money.
O yüzden benim oğlana ; Petey'e, siyah adama ve lanet parama ne n'olduğunu söylesen iyi edersin.
To start off, are there any of you that have any particular problems you'd like to tell me about?
Başlangıç olarak, bana söylemek istediğiniz özel problemleriniz var mı? Hiç çekinmeyin.
XIII is in a mercenary training camp in Montana, anything you'd like to tell me about that?
13 Montana'daki bir paralı asker kampında onun hakkında diyeceğin bir şey var mı?
I didn't know how to tell you this before ; I didn't think you'd believe me, but the coffee shop,
Size bunu daha önce nasıl söyleyeceğimi bilmiyordum, bana inanacağınızı düşünmüyordum, ama kahve dükkanında,
You just tell me what you'd like to be able to buy.
Sadece bana ne satın alabileceğini söyle.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]