You met someone translate Turkish
504 parallel translation
Tell him you met someone you knew and were detained.
Tanıdık birini gördüğünüzü ve bu yüzden geciktiğinizi söyleyin.
You can tell your father you met someone in Hawaii...
Babana Hawaii'de biriyle tanıştığını...
Well, I supposed that you met someone you loved.
Sevdiğin biriyle karşılaştığını düşündüm.
Forgive me for asking, but have you met someone?
Sorduğum için bağışlayın. Başka biriyle mi tanıştınız?
Have you met someone?
- Biriyle mi tanıştın?
You met someone?
Birisiyle mi tanıştın?
Have you met someone... with a scar on the face and... wearing black clothes who has been here recently?
Yüzünde bir yara izi olan.. ve yıpranmış siyah kıyafetli... birini hiç gördünüz mü buralarda?
I think it's about time you met someone.
Sanırım biriyle tanışmanın tam zamanı.
- Have you met someone else?
- Başka biriyle mi tanıştın?
You always got a strange feeling when you met someone from the valley, like... like maybe they were hiding something.
Vadiden birisiyle her karşılaşmanızda garip bir his kaplar içinizi, sanki... sanki sizden bir şeyler saklıyorlarmış gibi.
Then you met someone.
Ormandan sanki bir Kocaayak gibi gelen bu adamı Ve birini gördünüz.
I've never met someone like you.
İlk kez senin gibi biriyle karşılaşıyorum.
J.D., here's someone who thinks she's met you.
J.D., seni tanıdığını söyleyen birisi var.
Oh, uh, I met someone who knows you the other day.
Şey... Geçen gün seni tanıyan biriyle tanıştım.
- Yes. I made a mistake marrying someone I'd never met, but you made a mistake coming here.
Hiç tanımadığım biriyle evlenmek hataydı.
- Wyatt, when I first met you, I told you I wouldn't follow you from town to town, sitting in the darkness, waiting for someone to bring the news you've been killed.
- Wyatt, tanistigimizda... kasaba kasaba pesinden gitmeyecegimi, karanlikta oturup... ölüm haberini beklemeyecegimi söyledim.
Say, tell me something. Did you ever see someone that you thought you met before?
Daha önce tanıştığını düşündüğün birini gördün mü hiç?
Now you've met someone important- - me!
İşte şimdi önemli biriyle tanıştın. Benimle!
If it weren't for this, I wouldn't have met someone like you either.
Eğer böyle olmasaydı, senin gibi biriyle tanışamazdım.
Haven't you ever felt like leaving for an unknown place. With someone you've just met?
Sen de yeni tanıştığın biriyle bilmediğin bir yere gitmeyi istemedin mi hiç?
After we met that night, someone killed you.
O gece görüştükten sonra, biri seni öldürdü.
" and after you left, I met someone.
" Sen gittikten sonra biriyle tanıştım.
You were in love with someone before you met me, that's all.
Benden önce birisine âşıkmışsın, hepsi bu. Kimdi o?
Haven't you ever met someone- -
Hiç kimseyle karşılaşmadın mı...
Recently, i met someone who told me... you could get money for them from the city council.
Son zamanlarda, onlardan belediye meclisinden para alabileceğimi söyleyen biriyle tanıştım.
I met you when I was decocting the herb and was looking for someone to test it on Instead I saved your life
Çay olduktan sonra birisinin üzerinde test etmem gerekiyordu yani hayatını kurtarmadım senin!
Of course you've met someone.
Tabii ki biri var.
If then I met someone I knew, You filthy lot, I'd spit at you
O zaman karşılaşsaydım tanıdık birisiyle
Or else you'd hear that someone had met him at a party and he'd been telling people... that he talked with trees or something like that.
Oysa partide onunla tanışmış birinden, insanlara ağaçlarla konuştuğunu filan anlattığını duyabilirdiniz.
I don't mean to stick my nose in but did you ever stop and think maybe she met someone?
Burnumu sokmak istemem ama hiç başka biriyle tanışmış olma ihtimali aklına gelmedi mi?
You must make a promise to someone you have just met.
Henüz tanıştığın birine vaatte bulunmalısın.
Except if you've met someone you fancy.
Her seyimi seninle paylasmak istiyorum.
Except if you've met someone you fancy.
Ama eger, hoslandigin biri olursa bana anlatma.
Well, she was engaged to someone before she even met you.
- Seninle tanışmadan önce başkasıyla dişanlıydı.
No, I mean have you ever felt that for the first time in your life you've met someone you really can believe in with your whole heart?
Hayır, kastettiğim hayatında ilk kez mi bunları hissettin? Tüm kalbinle güvenebileceğin birine rastlamanı?
You've met someone?
Biriyle mi tanıştın?
You're late. I met someone from meals on wheels.
Meals-on-Wheels'dan biriyle tanıştım.
How can you have empathy with someone you've never met?
Hiç tanımadığın birine karşı nasıI empati duyarsın?
You remind me of someone I met in the marketplace.
Bana pazar yerinde tanıştığım birini hatırlatıyorsun.
I think I met someone that's perfect for you. Why don't you guys come chitchat?
Neden siz biraz sohbet etmiyorsunuz?
Don't treat me like a stranger, someone you just met on the street.
Daha dün sokakta tanıştığın bir yabancıyla konuşuyormuş gibi yapma.
But if you had met someone first?
Ya önce siz biriyle tanışsaydınız?
Actually, I met someone very interesting, but, um... you know, first night, and I wanted to get my notes in order.
Aslında biriyle tanıştım çok ilginç ama... Biliyor musun? İlk gecede notlarımı toparlamak istedim.
It was kind of you to try and protect me - someone you'd never even met.
Asla karşılaşmadığın birisini - beni korumaya çalışman senin mizacın.
You can have an affection for someone you never met.
Hiç tanışmadığın birine karşı sevgi besleyebiliyorsun.
Feed me and maybe I'll tell you where l met someone just like you.
Beni besle, o zaman belki, tıpkı senin gibi birisiyle nerede karşılaşacağını söylerim.
'Cause I just met you and... I just feel like telling someone, you know?
Seninle daha yeni tanıştığımdan ve birine bir şeyler anlatmayı sevdiğimi hissettiğimden.
Someone you've never met.
Hiç tanımadığınız biri olmalı.
Someone who has achieved something and someone you've never met.
Bir şeyler başarmış biri olacak... ve hiç tanışmamış olacaksınız.
You know me well for someone who just met me.
Benimle yeni tanışan birine göre beni çok iyi tanıyorsun.
To fly all the way across the country to see someone you've never even met before.
Daha önce hiç karşılaşmadığın birini görmek için... ülkenin öbür yakasına uçmak.
you met him 69
you met her 37
someone 794
someone like you 74
someone special 26
someone else will 34
someone you know 34
someone i can trust 22
someone like me 67
someone's at the door 48
you met her 37
someone 794
someone like you 74
someone special 26
someone else will 34
someone you know 34
someone i can trust 22
someone like me 67
someone's at the door 48
someone else 171
someone call an ambulance 31
someone to talk to 24
someone help me 78
someone to see you 39
someone is coming 23
someone said 23
someone died 43
someone help 76
someone's here to see you 35
someone call an ambulance 31
someone to talk to 24
someone help me 78
someone to see you 39
someone is coming 23
someone said 23
someone died 43
someone help 76
someone's here to see you 35