English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ Y ] / You needn't worry

You needn't worry translate Turkish

251 parallel translation
" You needn't worry about that.
Bunun için endişelenmene gerek yok.
You needn't worry.
Hiç merak etmeyin.
You needn't worry about that. I'm not affraid of him.
Planladığınız şey çok tehlikeli.
But you needn't worry, it won't last.
Ama merak etme. Fazla sürmez.
You needn't worry about me. I'm quite all right.
Ben çok iyiyim.
If that's what you're afraid of, you needn't worry.
Korkun buysa, telaşlanma.
You needn't worry, dear.
Telaşlanma hayatım.
Thank you You needn't worry
Teşekkür ederim. Siz merak etmeyin.
You needn't worry.
Endişe etmene hiç gerek yok.
You needn't worry about the dog.
Köpeği dert etme sen.
You needn't worry about my memory.
Benim aklımla ilgili endişelenmene gerek yok.
You needn't worry.
Merak etme.
You needn't worry, Tarzan.
Endişe etme Tarzan.
I needn't worry as long as I have you, Uncle William.
Senin gibi bir dayım olduğu sürece endişelenmeme gerek yok William Dayı.
You needn't worry.
Endişelenmene gerek yok.
You needn't worry.
Endişelenmenize gerek yok.
You needn't worry.
Endişelenmen gerekmez.
But you needn't worry about his seeing it because it dissolves almost instantly.
Hemen çözülüyor.
You needn't worry.
Endişelenmeyin.
You needn't worry about the police.
Polisi merak etme.
Well, what if I were to say that you needn't worry about any of that?
Peki. Diyelim ki, belki de bu konularda endişe etmene gerek yoktur.
You needn't worry about that.
Bunun için meraklanmana gerek yok.
But you needn't worry about Injuns when you travel with Calamity Jane.
Ama Calamity Jane ile seyahat ederken yerlilerden korkmanıza gerek yok.
General, as I was telling your wife, you needn't worry.
General, karınıza da söylediğim gibi kaygılanmanıza lüzum yok.
And you needn't worry anymore about the baron.
Bir de baron için endişe etmenize gerek yoktu artık.
You needn't worry, madame.
Endişelenmeyin, madam.
You needn't worry about me.
Kaygılanmanıza gerek yok.
You needn't worry too much about that.
Bunun için endişelenmene gerek yok.
Well, now, Ned... if you mean because of my marriage to your mother, you needn't worry.
Ned, annenle evlenmemizden bahsediyorsan endişelenmene gerek yok.
As far as I'm concerned, you needn't worry about your old heel.
Bana göre geçmişin için endişelenmene gerek yok.
Then you needn't worry.
Endişelenmene gerek yok öyleyse.
But you needn't worry about it.
Ama endişelenmeyin.
You needn't worry. I shall continue to pay it.
Merak etme, yollamaya devam edeceğim.
- You needn't worry.
- Endişelenme.
But you needn't worry, Richard, I'll defend you.
Fakat endişelenmen gerekmez, Richard, seni ben savunacağım.
Oh, you needn't worry, I don't use the car.
Oh, merak etmene gerek yok, arabayı kullanmayacağım.
Well, you needn't worry.
Şey, üzülmen gerekmez.
You needn't worry, though.
Gerçi endişelenmene gerek yok.
But you needn't worry any longer.
Ancak artık endişe etmenize gerek kalmadı.
You needn't worry about Mama anymore.
Beni dert etmene gerek yok.
Yes, and you needn't worry.
Evet. Endişe etmene gerek yok.
Well, you needn't worry.
Neyse, endişlenmen gereksiz.
You needn't worry.
Merak etmene gerek yok.
- You needn't worry.
- Endişe etme.
You needn't worry about that.
Bunu dert etmenize gerek yok.
You needn't worry.
Hadi. Tedirgin olmayın.
You needn't worry about food, clothes or medicine.
Yiyecek, giyecek veya ilaç için endişelenmene gerek yok.
A few things to be worked out in the morning... but my boys will clear those up, and you needn't worry none.
Sabah üzerinde çalışılacak bir kaç şey var ama adamlarım hepsini halledecektir, endişelenmene gerek yok.
You needn't worry on that score.
Bu durum için endişelenmenize gerek yok.
You needn't worry. It won't take long.
Endişelenmene gerek yok.
You needn't worry about a thing.
Endişelenecek bir şey yok.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]