English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ Y ] / You saw everything

You saw everything translate Turkish

276 parallel translation
You saw everything.
Her şeyi gördünüz.
'Then you saw everything.
- O zaman her şeyi gördün.
Do you think that you saw everything?
Her şeyi gördüğünü düşünüyor musun?
You saw everything?
Her şeyi gördün mü?
But you saw everything last night.
Ama dun gece herseyi gordun.
- And you say you saw everything?
- Ve her şeyi gördüğünü söylüyorsun.
You saw everything.
Her seyi görmüstün.
You saw everything?
Her şeyi gördüğünü?
My brother said she'd no panties and you saw everything.
Abim iç çamaşırı olmadığını söylemişti ve her şeyi görüyormuşsun.
You... You saw everything.
Sende oradaydın, herşeyi gördün.
I say you saw everything
Bence sen herşeyi gördün!
- Have you lost your mind? - I saw everything! I saw you laughing at the hospital!
Karının öldüğünü öğrendiğinde nasıl güldüğünü gördüm!
He was so upset and everything. Well, you saw it.
Oldukça kızgındı ve her şey şey, olanları gördünüz.
Tell me everything you saw and what you think it means.
Bana gördüğün her şeyi ve ne anlama geldiğini düşündüğünü anlat.
If you can just try to remember everything you saw -
Sadece gördüklerinizi hatırlamaya çalışırsanız -
I thought everything was fine until I saw you last night.
Dün gece seni görene kadar her şey yolundaydı.
Everything that you saw.
Gördüğün her şeyi.
I... i got you out of a bad movie i saw once, just like everything else in this corny dream.
Ben... Seni eskiden izlediğim kötü bir filmden çıkarttım, bu bayat rüyada olan diğer her şey gibi.
Tell me everything you saw there :
Orada gördüğün her şeyi anlat!
Then come back and tell me everything you saw.
Sonra geri gel ve bana gördüğün her şeyi anlat.
In this book is everything you saw and experienced.
Gördüğün ve yaşadığın herşey bu kitaptadır.
You will forget everything you saw, everything.
Gördüğün her şeyi unutacaksın, her şeyi.
I want to know everything you saw and you heard.
Gördüğün ve duyduğun her şeyi bilmek istiyorum.
I was warning you about how I saw through everything you were saying.
Anlattıklarını nasıl karşıladığım konusunda seni ikaz ediyordum.
Everything I did, everything you saw.
Her yaptığımı, her gördüğünü.
Everything that you just saw was important.
Gördüğünüz her şeyi bir kenara bırakın.
I want you to tell me everything you saw in the bathroom.
Tuvaletde gördüğün her şeyi bana anlatmanı istiyorum.
If you want to help, forget everything you saw and heard.
Yardım etmek istiyorsanız, gördüklerinizi ve duyduklarınızı unutun.
Everything you saw was either scientifically explainable or a hoax?
Gördüğünüz her şey... kandırmaca ya da bilimsel açıklaması olan şeyler miydi?
That's just it. Since I saw you again... Everything's different.
Seni tekrar gördüğümden beri herşey daha farklı.
- You and your lawyers saw to it, that everything made the papers.
- Sen ve avukatların basına çıkmak için, elinizden geleni yaptınız.
Between the two of you, you saw and heard everything.
İkiniz birlikte, her şeyi hem gördünüz, hem de duydunuz.
I saw your commercial and they said you have everything.
Reklamınızı gördüm de, her şeyin bulunduğunu söylediler.
In addition, Cmdr La Forge and Cmdr Riker, I want you to give the computer depositions of everything you saw, everything you heard, while you were on board.
Ayrıca, Komutan La Forge ve Komutan Riker, oradayken gördüğünüz, duyduğunuz her şeyi... bilgisayara girmenizi istiyorum.
You took your clothes off. He saw everything.
Soyunman dahil her şeyi görmüş.
I saw it the first time I met you. Everything just spills out of your mouth.
Tıpkı ilk tanıştığımız gün olduğu gibi aklına gelen her şey ağzından dökülüyor.
Would you tell him everything you saw and heard yesterday morning?
dün sabah gördüğünüz ve duyduğunuz herşeyi ona anlatır mısınız?
I know he's a good actor and everything, but what was it exactly that you saw in him?
Onda tam olarak ne bulmuştun?
From the first moment I saw you down here, scared in the dark, I had this feeling that... that you would change everything I knew.
Seni burada aşağıda ilk gördüğümde, karanlıktan kormuştum, bence sen, bildiğim herşeyi değiştirebilecek güce sahipsin.
Say, Mr. Gondo. Forget everything you saw or jump from here. Which do you prefer?
Bay Gondo, ya burada gördüklerinizi unutun, ya da aşağı atlayın.
But you presume to know everything about me because you saw a painting of mine.
Sırf bir resmimi gördün diye hakkımda her şeyi bildiğini sanıyorsun.
And I will tell you, I only saw how hard people worked with everything devastated around, bringing crystal glass, bringing white napkins and tablecloths and furniture.
Ve size diyeceğim, çevredeki her şey harap olmuşken....... kristal bardak, beyaz mendil, masa örtüsü ve mobilya getirmek için insanların nasıl didindiğini gördüm.
I need you to tell me everything that you saw.
Gördüğün her şeyi anlatmanı istiyorum.
Everything that happened after, you saw.
Ve duydum.
then he wants to know everything you know about the wormhole, and everything you saw on the other side.
Sonra da kurt deliği hakkında bildiğin her şeyi bilmek istiyor. Ayrıca diğer tarafta gördüğün herşeyi.
In the meantime, write down everything you saw. Okay.
Bu arada siz de gördüğünüz herşeyi buraya yazın.
Max, you know the things I saw, the stars and everything?
Max, gördüğüm şeyleri, yıldızları biliyorsun?
Tell everything that you saw.
Gördüğün herşeyi anlat.
So, now tell me everything you saw.
Bu yüzden bana gördüğün her şeyi anlat.
I saw everything about Jean, about you.
Her şeyi gördüm. Jean ve senin hakkında.
I saw everything you did to her.
Ona neler yaptığını gördüm.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]