You saw the video translate Turkish
78 parallel translation
Trace, you saw the video tape with your own eyes.
Tracy, kaseti kendi gözlerinle gördün.
I know that you saw the video with Ethan.
Ethan'ın görüntülerini gördüğünüzü biliyorum.
Well, you saw the video of him assaulting Lieutenant Seabrook.
Güvenlik kaydında Yüzbaşı Seabrook'u taciz ederken gördün.
You saw the video?
Filmi izlediniz mi?
You saw the video.
Videoyu gördünüz.
You saw the video.
Video'yu izledin.
You saw the video.
Videoyu gördün.
First of all, you saw the video.
İlk olarak, görüntüleri gördünüz.
- Oh, you saw the video.
- Öyle mi, demek kaydı izledin.
You saw the video too, Claude.
Biz de o videoyu gördük, Claude.
You saw the video- - if we were there, even if we were there, they would've got shots off, right?
Ama olmadık. Videoyu gördün. Biz orada olsaydık bile ateş ederlerdi.
You saw the video of me and my friend Regina?
Arkadaşım Regina'yla olan videoyu gördün mü?
What, you saw the video, you can not see anything.
Bak, o videoyu gördün, herhangi bir şey görünmüyor ki.
And when you saw the video, you saw an opportunity.
Ve videoyu gördüğünde bunun bir fırsat olduğunu anladın.
You saw the video and you didn't tell Jim?
Videoyu gördün ve Jim'e anlatmadın mı?
- No. I was in the video store trying to get a video, but, you know, I get embarrassed because my neighbor saw me there.
Yani bir videocuya gitmiştim, ve filmlere bakıyordum komşulardan bazıları da tesadüfen oradaydı ve bilirsin utandım.
I saw the Series 7500 video surveillance system you suggested.
Önerdiğin gözetim sistemi videosunu inceledim.
The two men that you saw in the video go by the obvious code names of Jay and Silent Bob.
Videoda gördüğünüz iki adam Jay ve Sessiz Bob kod adlarını kullanıyorlar.
When was the last time you saw Chinese tourists on their way to Disney World without any cameras?
En son ne zaman, "Disney World" e gittiği halde yanında video kamera taşımayan Çinli turistler gördün?
From the other room? You saw it all on the video camera.
Diğer odada, her şeyi video kamerasından gördün!
I saw the pictures. I saw, you know, the time-lapse video.
Resimlerini gördüm, video kaydını.
Wait, you saw the North video.
Bekle, North'un videosunu seyretmiştin.
You said you saw mr. Echolls and ms. Kane having sex on the videotape.
Bay Echolls ve Bayan Kane'i video kasette seks yaparken gördüğünüzü söylediniz.
I saw the pregnancy video you guys did online.
Hamileyken çektiğiniz filmi internette izlemiştim.
Spasm. Spasm. do you remember how clumsy that ghost was that we saw on the video?
spazm spazm o video da gördüğümüz hayalet ne kadar da sakardı, hatırlıyor musun?
Well, I'll tell ya, we had a coach over at the school and he saw you walk out of the, uh, the AV room.
Koçlarımızdan biri seni video odasından çıkarken görmüş.
YOU KNOW WHAT, DAD? WHEN I SAW YOU AT THE VIDEO STORE TONIGHT, I WAS JUST GOING TO PRETEND LIKE I DIDN'T SEE YOU AND KEEP WALKING.
Bak, baba, seni videocuda gördüğüm zaman seni görmemiş gibi yapıp yürümeye devam edecektim ama sonra düşündüm ki...
You saw the video.
- İzledim.
To the Russian church... you saw in that video file.
O video dosyasında gördüğün Rus kilisesine.
I called you because I saw the video.
Seni aradım, çünkü videoyu izledim.
I saw the video surveillance camera... And it seems that you spoke with my son... As if to comfort after the accident...
Gözetleme kameralarından çıkan videoyu izledim ve görünen o ki oğlumla konuşmuşsun sanki kazadan sonra onu rahatlatmaya çalışmışsın?
This is what you saw on the videotape.
Video bandında gördüğünüz bu.
You saw the egg salad video.
Yumurta salam videosunu görmüşsün.
But I saw your YouTube video, Sue, and I realized that now is the time to save it- - and possibly you.
Ama senin YouTube videonu gördüm Sue ve şimdi şarkıyı kurtarmanın vakti geldiğini anladım ve bir ihtimalle seni de.
So that parroting that you saw on the video- - that's called echolalia. We almost always encounter it when catatonic patients awaken.
Videoda gördüğünüz bu tekrarlama, ki buna ekolali denir katatonik hasta uyandığında her zaman karşılaştığımız bir durumdur.
You saw the CCTV ( security video ) right?
Güvenlik kamerası kasetini gördün, değil mi?
So, when you saw that video... starring the murder victim of Ramsey Lawton III, who you saw on TV standing next to your attorneys...
Sonrada videoyu gördünüz... Ramsey Lawton'ın işlediği cinayetin kurbanı başroldeydi. Üstelikte katil sizi savunan avukatların yanında, televizyonda boy gösteriyordu.
You don't listen. I saw her on the video.
Onu videoda gördüm.
I saw Navid corner that guy tonight, and it was a dumb mistake, just like the one you made with my video.
Navid'i o çocukla konuşurken gördüm. Ve bu aptalca bir hataydı. Tıpkı benim videomla olanlar gibi.
You know, the magnetic field would also explain that tripod moving that we saw in the video.
Videoda gördüğümüz tripodun hareketi de demek bu yüzdendi.
And you guys - - you guys saw the video.
Siz çocuklar, vidyoyu gördünüz.
I saw the video, I know it was you.
Videoyu izledim, onun sen olduğunu biliyorum.
So, Brianna, I saw the robot arm in the user profile, so I know you made that video.
Brianna, kullanıcı profilinde robot kolu gördüm o videoyu senin yaptığını biliyorum.
- Ryan, what did you think of the footage you saw of the video?
Ryan, klibi izlediğinde nasıl buldun?
Man, Thane, if you had seen the video that we saw, you'd have been like, "Damn, that dude is guilty."
Thane, eğer sen de izlediğimiz görüntüleri görseydin "Kahretsin, bu herif suçlu," derdin.
We saw your video, and the side you show America is so raw and authentic.
Videonu gördük ve Amerika'ya gösterdiğin bu yönün çok çiğ ve otantikti.
Someone who saw you at the Natesville East Diaper-palooza e-mailed his rich uncle from Florida a video of your performance, and he's flying us in on his private jet.
Birisi sizi Natesville Doğu Bezpalooza'da görmüş ve videonuzu Florida'daki zengin amcasına yollamış ve o da bizi almak için özel jetini buraya gönderiyormuş.
- I just saw you on the video.
- Az önce videoda seni gördüm.
I saw you looking at the wedding video.
Düğün kaydına baktığını gördüm.
So, when you saw that video, you knew that it was only a matter of time before the FBI would come around asking about the charity.
Videoyu görünce FBI'nın gelip dernekle ilgili sorular sormasının an meselesi olduğunu biliyordun.
You saw the video I sent.
Bunu bana nasıl söylersiniz?
you saw me 99
you saw him 196
you saw 123
you saw it 269
you saw nothing 21
you saw what 19
you saw it too 29
you saw that 156
you saw them 54
you saw it yourself 18
you saw him 196
you saw 123
you saw it 269
you saw nothing 21
you saw what 19
you saw it too 29
you saw that 156
you saw them 54
you saw it yourself 18
you saw everything 17
you saw this 19
you saw her 119
you saw something 45
you saw what happened 36
the video 42
you see 13602
you suck 398
you sure 3065
you speak spanish 28
you saw this 19
you saw her 119
you saw something 45
you saw what happened 36
the video 42
you see 13602
you suck 398
you sure 3065
you speak spanish 28
you speak english 153
you shouldn't smoke 23
you speak russian 26
you said 2178
you stupid bitch 138
you speak french 42
you seem like a nice guy 33
you stupid motherfucker 17
you shut the fuck up 61
you shouldn't have done that 152
you shouldn't smoke 23
you speak russian 26
you said 2178
you stupid bitch 138
you speak french 42
you seem like a nice guy 33
you stupid motherfucker 17
you shut the fuck up 61
you shouldn't have done that 152
you seem upset 55
you stupid idiot 42
you shut up 514
you see me 54
you seem 91
you seem good 16
you seem nervous 52
you saved me 262
you seem troubled 30
you shouldn't 299
you stupid idiot 42
you shut up 514
you see me 54
you seem 91
you seem good 16
you seem nervous 52
you saved me 262
you seem troubled 30
you shouldn't 299