English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ Y ] / You tell me everything

You tell me everything translate Turkish

1,704 parallel translation
Now you tell me everything I need to know.
Şimdi bana herşeyi anlatacaksın.
Okay, tell me everything! Wait, wait, wait. You tell me everything.
Anlat bize her şeyi.
So why don't you tell me everything?
O zaman neden bana her şeyi anlatmadın? Ne fark ederdi?
Well, you tell me everything.
Bana anlatırsın ama.
You tell me everything you know.
Bildiğin her şeyi bana söyleyecektin.
If you tell me everything, I'll drop all your charges.
Eğer bana her şeyi anlatırsan, seni serbest bırakırım.
- You know very well. Well, I do not. You didn't tell me everything.
Bilmiyorum, bana bir şey söylemedin.
Now... you will tell me everything I need to know, Joe... because it is so the world works.
Şimdi... bana bilmem gereken herşeyi söyleyeceksin, Joe... çünkü dünyanın işleyişi böyle.
I can't help you unless you tell me absolutely everything.
Bana tüm her şeyi anlatmadığın sürece sana yardım edemem.
Represent me and I'll tell you everything.
Beni temsil edersen sana herşeyi anlatacağım.
You want my keys, you want my help. You're gonna tell me everything that's going on.
Anahtarlarımı istiyorsan, yardımımı istiyorsan bana neler olup bittiğini anlatacaksın.
And what is it you do, by the way, Miss I-know-everything - and-tell-me-what-my-problem-is?
Bu arada siz ne iş yapıyorsunuz herşeyi bilip de problemi söyleyen bayan?
You didn't tell me everything { \ that happened } about that night.
O gece olan her şeyi bana anlatmadın.
You need to tell me everything that went down today. It wasn't a glitch.
Bugünkü tüm olan bitenleri bana anlatacaksın.
Just do me this one favor. I promise I'll tell you everything tomorrow.
Ailene gitmeni istiyorum, Yarın oraya geleceğim.
Didn't you once tell me that I should support you... in everything it is you want to do?
Daha yeni bana her konuda sana destek olmamı söylememiş miydin sen? İstediğin bu değil miydi?
It seems to me that everything you tell them, they could get from the questionnaire.
Söylediğiniz her şeyi anketlerden de elde ederler gibi geliyor bana.
If you care about us finding Zack, you'll tell me everything that you know.
Zack'i bulmamızı istiyorsanız bana bildiğiniz her şeyi anlatırsınız.
You are gonna tell me everything that's going on, or else every time I have a rectal exam, or an infected abscess, it's gonna have your name on it. Every time.
Bana neyin döndüğünü hemen anlatacaksın yoksa ne zaman anal muayene olsa ya da iltihaplanmış çıban bunları yapan sen olursun.
Please, you have to tell me everything she said to you.
Lütfen bana sana anlattıklarını söyle.
Just tell me the truth, and I promise I'll do everything I can to help you.
Gerçeği anlatın, söz veriyorum, size yardım etmek için elimden geleni yapacağım.
Let me tell you everything.
sana herşeyi anlatmama izin ver.
- You didn't tell me everything.
- Bana her şeyi söylemedin.
Now you have to tell me everything.
Artık bana her şeyi anlatmalısın.
Tell me everything you know.
Bildiğin herşeyi anlat.
You gotta believe me when I tell you we're doing everything we can to reel this guy in.
Bu adamı yakalamak için her şeyi yaptığımızı söylediğimde bana inanmalısınız.
Lightman decided not to tell me. Everything possible was being done to find Dupree and Cal relies on you, Ria.
Dupree'yi bulmak için yapılabilecek her şey yapılıyordu ve Cal sana güveniyordu, Ria.
Can't believe we used to be friends. I'm gonna have to tell her everything. - There something else you ain't telling me?
Bana anlatmadığın başka bir şey var mı, Tara?
Tell me everything you guys have figured out so far.
Şu ana kadar topladığınız bilgileri anlatın bakalım.
Ziva, you have to tell me everything.
Ziva, bana her şeyi anlatmalısın.
Tell me everything you know... about NCIS.
Bütün bildiklerini anlat NCIS hakkında.
Where have you been? Tell me everything.
Her şeyi anlat bana.
This is where you jump in and tell me, " You did everything you could.
Bu noktada söze girip : " Sen yapabileceğin her şeyi yaptın.
This is where you tell me, " you did everything you could.
Bu noktada söze girip : " Sen elinden gelen her şeyi yaptın.
Don't expect me to tell you everything in detail.
Herşeyi anlatmamı bekleme.
You need to tell me everything you know now!
Onun hakkında bildiğiniz her şeyi bana anlatmanızı istiyorum!
You won't tell me where we're going, so I had to buy one of everything.
Nereye gideceğimizi söylemediğin için her şeyden birer tane almak zorunda kaldım.
- Oh, joanie, please tell me this will make you happy, Because it will make me happy to give you everything you want.
- Lütfen Joanie, mutlu olacağını söyle çünkü sana istediğin her şeyi vermek beni mutlu edecek.
So, you're gonna tell me everything I want to know
Yani, bilmek istediğim her şeyi bana anlatacaksın.
Then as Lord Rahl, ruler of D'Hara, master of the Mord-Sith, I command you to tell me everything.
O halde D'Haran'ın hâkimi, Mord'Sith'lerin efendisi Lord Rahl olarak bana her şeyi anlatmanı emrediyorum.
I didn't tell you everything the day you questioned me.
Beni sorguladığınız gün her şeyi söylememiştim.
Rachel, if i'm gonna have any chance of stopping charles from doing anything stupid, you need to tell me everything you know about him.
Rachel, eğer ki Charles aptalca bir şey yapmadan onu durdurmamın bir yolu varsa hemen şimdi, ne biliyorsan anlatmaya başla.
I'd wait for your call, and you'd tell me everything, All about your crazy adventures. ( chuckles )
Aramanı beklerdim ve aradığında bana her şeyi anlatırdın tüm çılgın maceralarını.
Tell me everything you know about NCIS.
Bana NCIS hakkında bildiğin her şeyi anlat.
Tell me everything you saw.
Anlat bakalım neler oluyor.
What did you want me to do? Tell her that everything she thought was a lie?
Her şeyin bir yalan olduğunu mu söyleseydim?
I will tell you everything I know if you help me save Charlie.
Eğer Charlie'yi kurtarmama yardım edersen bildiğim her şeyi sana söyleyeceğim.
Tell me everything you remember aut Sebastian hart.
Sebastian Hart hakkında hatırladığın her şeyi anlat.
You don't have to tell me everything you're doing.
Bana yaptığın her şeyi anlatmak zorunda değilsin.
Listen, I need you to tell me where you hid everything.
Bak, her şeyi nereye sakladığını bilmem gerekiyor.
Please just tell me where you hid everything.
Lütfen her şeyi nereye sakladığını söyle.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]