Куда пошёл translate Turkish

Куда пошёл?

Boş ver!

А куда пошёл господин?

Arkadaşınız nereye kayboldu?

Ты знаешь, куда пошёл Муцу?

Mutsu'nun nereye gittiğini biliyorsun, değil mi?

Куда пошёл!

Bekle!

Куда пошёл твой парень?

Erkek arkadaşın nereye gitti?

Куда этот парень пошел?

Serseri nereye gitmiş?

- Я хочу знать, куда он пошёл.

- Nereye gittiğini görmek istiyorum.

- Где он? Куда он пошел?

- Beni mi?

Так куда он пошел?

Kimin yaptığını söylediğin için.

Куда он пошел?

Nereye gitti bu?

Дэвид! Куда он пошел?

Nereye gitti?

А куда теперь пошел молодой человек?

O genç adam şimdi nereye gidiyor?

Куда он пошел?

Hangi yöne gitti?

Куда он пошёл?

Nereye gitti?

- О, а куда он пошел?

- Nereye gitti?

Куда пошел? Ну-ка подожди.

Kaçma da seni bir güzel döveyim.

- Куда же он пошел?

- O zaman nereye gitti?

- Куда же он пошел?

- Nereye gidebilir?

- Куда он пошел?

- Ne tarafa gittiler?

- Куда пошел дедушка?

Deniz ne kadar amansız!

- Куда он пошел?

- Nereye gitti?

- Куда он пошел, миссис Чамли?

- Nereye gitti Bayan Chumley?

И пока они спорили куда пойти, я пошел заказать еще выпивки.

Biz bunu tartışırken, bir içki daha söylemek için bara gittim.

- А Ремо, куда он пошел?

- Remo nerede?

Заметили, куда он пошел?

Ne tarafa gittiğine dikkat ettin mi?

A он не говорил, куда он пошел?

Nereye gittiğini söyledi mi?

Он пошёл куда-то направо.

Sağa sapmış olmalı.

Тони, куда ты пошел?

Tony, nereye gidiyorsun?

- Эй, ты куда пошел?

- Hey, nereye gidiyorsun?

"Но куда бы ты ни пошел, Билл Старбак, ты будешь вызывать дождь."

Ama gittiğin yerde yağmur yağdıracaksın. "

Это все тот же унылый мир, куда бы ты не пошел.

Aynı sıkıcı dünya Nereye gidersen git

- Куда он пошёл?

- Nereye gitti?

- Куда ты пошел?

- Nereye gittin?

- Куда он пошел?

Gel buraya.

Куда бы ты ни пошел, я пойду за тобой.

Nereye gidersen git hep seninle olacağım.

Ваш муж вчера вечером сказал, куда он пошел?

Kocanız dün gece nereye gittiğini söyledi mi size?

Куда ты пошёл?

Nereye gidiyorsun?

Куда пошел? Подставь другую щеку.

- Hey, nereye gidiyorsun?

- Куда пошел?

- Nereye gidiyorsun?

— А куда бы ты пошел?

Ama nereye gitmek istiyorsun ki? - Kahveye.

Куда пошел?

Nereye gidiyorsun?

- Куда пошел?

- Nereye yürüdün?

Пошел ты куда подальше!

Git bir fıçı öp!

И даже если я бы мог, то куда бы я пошёл, не чувствуя себя растлителем малолетних?

Ve, olsaydı bile, kendimi bir sübyenci gibi hissetmeden, onunla nereye gidebilirdim?

- Куда он пошёл?

- Sana buradan ayrılmanı söyledi. - Ne demek istiyorsunuz?

- Куда он пошёл?

- Sana Venedik'ten ayrılmanı söyledi.

Куда он пошел?

Nereye gidiyor bu adam?

Куда он пошёл?

Adamı gören oldu mu?

Фредо, куда ты пошел?

Fredo! Nereye gidiyorsun?

- Эй, а куда ты пошёл? - Я скоро вернусь.

- Hey, nereye gidiyorsun?

Куда пошёл Килмер?

Kilmer nereye gidiyor?