English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Russian → Turkish / [ Н ] / Не везёт

Не везёт translate Turkish

479 parallel translation
Да, не везёт мне с женщинами.
Peki sana nasıl güveneyim?
- Хватит. Мне сегодня не везёт.
Ne anlamı var?
Мистер Джонсон, вам не везёт.
Bay Johnson, pek talihsizsiniz.
Вам просто не везёт, мистер Джонсон.
Şansınız yokmuş Bay Johnson.
- Вам просто не везёт.
- Talihsizsiniz işte.
Тебе не везёт из-за того, что ты слишком мягкий.
Terk edildin çünkü fazla kibarsın!
Вот не везёт, и всё.
Hiç şansım yok.
Нам обоим не везёт. Пойдёмте.
- Şansımız yerinde değil, gidelim.
Когда тебя нет - мне не везёт.
Olmadığın zaman, şansızım.
Тебе не везёт с мужчинами.
Erkeklerden yana şansın yok.
Вечно нам не везёт! Умирает дорогой друг.
Ne aksilik varsa bizi bulur.
Ты, может, удивишься, зачем - нам ведь так не везёт, - но я всегда говорил...
Niye çıkıyoruz ki diye merak ediyorsundur. Son zamanlardaki şansımızı düşününce. Ama her zaman dediğim gibi.
"Не везёт в карты..."
"Kumarda kaybeden..."
Просто нам пока не везёт как следует.
Bir şeyleri yanlış yapıyoruz.
Вот уж не везёт так не везёт!
Lanet olsun! Hiç şansım yok!
все причины отправиться в путь имеет, только не везёт ему, не везёт, наверное, не везёт...
Hepsi bir sebepten yolculuk yapıyor Ama talihsizler
Сегодня вам явно не везёт.
- Bugün senin şanslı günün değil.
Не везет, мистер Чандлер?
Bay Chandler, çok şanslı değilsiniz ha?
Не везет.
Şanssızım.
Тоже не везет.
Bir şey gelmemiş.
Иногда мне везет, иногда не очень.
Şansım bazen iyidir. Bazen de daha iyidir.
- Тебе не везет.
- Şansın yokmuş.
Везет ему на женщин, не правда ли?
Kadınları bakımından ne şanslıymış!
- Не везет.
- Noktalar.
Вам сегодня не везет, или еще хуже.
Artık hiçbir şansınız kalmadı.
Кому везет в картах - не везет в любви.
- "Kumarda kazanan aşkta kaybeder."
Вот совет опытного игрока : кому-то в ней везет, а кого-то сглазили.
Eski bir kumarbazın öğüdünü almak istersen aşkta kimileri şanslıdır, kimileri şanssız.
Нам не везет с танцами.
Danslar konusunda şanssızız.
Что-то нам сегодня не везет.
Buraya yanlış zamanda geldik gibi.
Вот не везет!
Böyle kötü şansa ben.
Не важно, сколько, а важно - кто тебя везет.
Ne kadar sürdüğü önemli değil. Kimi götürdüğü önemli.
Вы мне очень нравитесь. Мне жаль, что вам так не везет.
Bilirsin, seni incitmek istemem, ama Taormina'ya vardığımızda...
Тебе не везет!
Kötü şans, Pamela.
Помните, нам не очень везет с этими пещерами во время путешествий.
Mağaralarda şansımızın pek de yaver gitmediğini unutmayın.
Я ж, не сказал ему адреса, куда он меня везёт?
Adresimi vermedim. Beni nereye götürüyor?
Как же мне не везет. Успокойтесь.
Zorla içeri girdiğim için şanslısın.
Это доказательство того, что мне не везет, когда я хочу чего-то добиться, я проигрываю.
O da ne kadar şanssız olduğumun kanıtı. Ne zaman başarıya ulaşmama ramak kalsa hep başarısızlıkla sonuçlanır.
Не знаю, в чем я провинилась, но мне не везет с мужчинами.
Erkeklerden yana nasıl bu kadar şanssız olduğumu hiç anlamıyorum.
Если кто-то везет контрабанду, они обычно нервничают перед взлетом, а не перед посадкой.
Görüyorsunuz, eğer biri kaçakçılık yapıyorsa uçaktan indikten sonra sinirli olur, uçak kalkmadan önce değil.
Вечно не везет. Не знаю, чем сегодня заняться.
- Bu gece ne yapacağımı bilmiyorum.
Не всем командам так везет с перехватами.
Birkaç futbol takımı omuz atmada şanslıydı.
Просто мне не везет.
Ne kadar şanssız olduğumu biliyorsun.
Не везет, Лоннихен?
Şanssızlık Lonnihan.
Вам не везет, мэтр.
Hiç şanslı değilsin, Avukat.
Тебе не везет с едой.
Neden bu kadar sinirlisin? Aç mısın?
Не везет не тому, кто разбил зеркало, а тому, кто разбил разум.
Kötü şans getiren kırık ayna değil, akli denge bozukluğudur.
Просто ему не везет, вот и все.
Sadece şanssız biri.
Почему Вы меня не предупредили, что он везет взрывоопасные материалы?
Neden patlayıcı taşıdığı konusunda bilgilendirilmedim?
Но некоторым не так везет.
Hiç kimse. Bazı insanlar şanslı değildir.
Всегда мне так не везет!
Her zaman kötü!
- Не везет?
- Kötü, huh? - Evet.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]