Bir düşünsene translate English
1,749 parallel translation
Bir düşünsene.
Think about it.
Dünyadaki bütün tatların, sınırsız sayıda birleşiminden ortaya neler çıkar, bir düşünsene.
Now, imagine every great taste in the world being combined into infinite combinations.
O zamanlarda muhabir olduğunu bir düşünsene.
To be a reporter back then. Can you imagine?
- Bir düşünsene.
- Think about it.
Bebeğim, bir düşünsene.
Oh, baby, just think.
Bununla beraber, serseri bir kurşunun gelip onu bulduğunu bir düşünsene! Ülke, eşi benzeri görülmemiş bir kan gölüne döner.
Besides, imagine if a right-wing bullet takes him out, there would be bloodshed like this country has never seen.
- Bir düşünsene.
- Consider it.
Ayrıca kullandığın steroidlerin etkilerini bir düşünsene...
Besides, just imagine what steroids have done to you.
Webber, bir düşünsene.
Webber, think about this.
Kızların onunla yaşaması ne demek, bunu bir düşünsene? Ha?
Do you know what'll happen to them girls if they have to live with their mama, huh?
Ama babamızın bizler için yapmış olduğu fedakarlıkları bir düşünsene.
But think about all the sacrifices that Dad made for us.
Bir an için olsa şöyle bir düşünsene, ben sana gelsem ve desem ki... " Selam bu arada gerçekten inanılmaz bir kızla tanıştım bu yüzden ayrılıyoruz.
Can you imagine for one fucking second if I came up to you and I said, " Hey, by the way, we're breaking up'cause I just met this really unbelievable girl.
Bir düşünsene, bir gün ehliyetin olacak ve gerçekten arabayı kullanabileceksin.
Just think, one day you'll have your permit and you can really drive this thing.
Bir düşünsene...
Picture this.
Bir düşünsene!
Now, there's a thought.
Şimdi, bir düşünsene.
Now, think about it.
Aramızda kalsın ama burada duyduğum her şeyi üstlerime rapor ettiğimi bir düşünsene. Rio'da bir tek polis bile kalmazdı.
Between you and I if I had to tell everything there wouldn't be any policemen in Rio.
Ona ilk orgazmını yaşatırken herkesin izlediğini bir düşünsene.
And everyone's waiting for you to give her the first orgasm of her life. You think you could do it?
Bir düşünsene, kaçındığımız şeye ulaştık.
Think. Now we've accomplished what we didn't want.
- Hayır, bir düşünsene...
Wait a minute. - No, think about it.
Benim yöntemlerime karşı olan nefretini bir kenara bırakıp bize bahşedilen muazzam armağanı bir düşünsene.
Can you just put aside your distaste for my methods for one minute... and think about the great gift that's been given to us.
Hey, bir düşünsene.
Hey, think about it.
Hadi, Gus, bir düşünsene, cidden, 15 bin?
Come on, Gus, think about it, seriously, fifteen large?
Yani, bir düşünsene,
I mean, think about it.
Gerçekten bir düşünsene mükemmel olurdu.
- Really, think about it, it would be excellent.
Buna inanamıyorum. Bir düşünsene.
And think about this :
Bana ne dediğini bir düşünsene.
Think about what you're saying to me.
Başbakan Quisling ve beraberindekilerin üzerine çatıyı yıktığımızı bir düşünsene.
Imagine if we could collapse the roof on Quisling and his entire retinue.
Bir düşünsene.
Imagine that.
Eğer ben hayatım boyunca parayı düşünseydim, Şimdi nerelerde olurdum bir düşünsene?
If I had been worried about money my whole life, where do you think I'd be?
Düşünsene, bir odada bir sürü meslektaşınla oturuyorsun. Herkes köstebeği bulmaya çalışıyor. Oysa tüm o zaman, aradıkları peşinde oldukları kişi, sensin.
Can you imagine, sitting in a room with a bunch of your colleagues, everybody trying to guess the identity of a mole and all the while, it's you they're after, you they're looking for?
Düşünsene, yakında yeni bir annen olacak.
And just think. Soon, you'll have a new mother.
Düşünsene bahar gelmiş, pencereler açık ve bir top içeri girip tanığa çarpıyor...
Imagine the spring, the windows open a ball flies in and hits a witness on the head
Düşünsene, deniz kıyısında bir sürü at var, kamp ve yaşamın var..
They just, you know, ride around the countryside on wagons drawn by horses, and just campfires, the whole thing.
Düşünsene bir.
I just, uh -
Sende çok nadir bulunan bir şey olduğunu düşünsene...
Suppose you had a very rare...
Onun bir daha dönüp dönmeyeceğini bilmediğini düşünsene.
Imagine not knowing if he'd ever come back.
- Bir düşünsene.
Think about it.
Düşünsene, bütün bunlar bir kutu yumurta için.
If you think about it, all of this, just for a carton of eggs.
Düşünsene mesela acemi bir mezarcı gelmiş bir yerleri kazıyor.
Imagine a novice grave-digger digging a hole somewhere.
Düşünsene, bir gün büyük bir yardımsever olabilir.
Just think, one day he could be a great humanitarian.
Düşünsene bir sefir karısı olmak.
Think about that, wife of a legate!
Düşünsene, kocaman. Bir sürü de inek.
This is the farm and this is the stable.
Güvenlik depozitosu gereği bir daha dans etmem gerektiğini düşünsene.
Imagine the dance I'm gonna have to do to get our security deposit back.
Düşünsene bir, üç adam beraber yemek yiyor!
Think about it, three guys eating together!
Düşünsene bir, Oliver!
Just think about it, Oliver!
Bizim evde daha iyi beklersin düşünsene, Martha'nın hazırladığı bir sürü nefis yemekler...
You can wait with us... with your stomach full of the delicious food Marthe will cook.
Bir de Frank'in bildiklerini düşünsene?
Think Franks knows?
Düşünsene. Davet için yaptığımız şeylerin aynısını yapacağız ama bu sefer büyük güzel bir çek alacağız.
We do the exact same thing we did at the ball, only this time, we walk away with a big, fat check.
Vibratör seni her boşalttığında Afrika'da bir çocuğun kurtulduğunu düşünsene.
Think a kid in Darfur gets saved every time a vibrator makes you come? No.
Düşünsene, anne. Çalışan bir bayan.
Image That Mom Woman Who Works
düşünsene 342
bir dakika 5689
bir defa 29
bir dakikaya geliyorum 18
bir dakika sonra 23
bir dilek tut 57
bir dakika bekleyin 225
bir dakika lütfen 248
bir dakika bekle 619
bir daha asla 148
bir dakika 5689
bir defa 29
bir dakikaya geliyorum 18
bir dakika sonra 23
bir dilek tut 57
bir dakika bekleyin 225
bir dakika lütfen 248
bir dakika bekle 619
bir daha asla 148
bir daha yapma 24
bir dakika bekler misiniz 17
bir dolar 65
bir dakika sürmez 36
bir dakika bekler misin 40
bir dakika daha 36
bir dakika önce 23
bir dakika izin ver 16
bir de bana sor 80
bir daha olmaz 55
bir dakika bekler misiniz 17
bir dolar 65
bir dakika sürmez 36
bir dakika bekler misin 40
bir dakika daha 36
bir dakika önce 23
bir dakika izin ver 16
bir de bana sor 80
bir daha olmaz 55
bir daha olmasın 24
bir dahaki sefere 163
bir dakika izin verin 27
bir dost 87
bir daha bak 16
bir daha 442
bir daha olmayacak 147
bir daha da gelme 19
bir de bu 17
bir de 274
bir dahaki sefere 163
bir dakika izin verin 27
bir dost 87
bir daha bak 16
bir daha 442
bir daha olmayacak 147
bir daha da gelme 19
bir de bu 17
bir de 274